Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

Özgür ve bağımsız bir Türkiye için

Petras'ın Kaleminden Latin Amerika ve Emperyalizm | by Meriç Şenyüz |  Türkçe Yayın | Medium

Küresel despotizmin lokomotifi ABD-İngiltere dayanışması ve onlara bağlı/bağımlı olan ülkeler ile, Rusya arasındaki savaş sadece Ukrayna-Rusya, Rusya ve batı blokunu değil tüm dünyayı etkilemekte ve ilgilendirmektedir.

Siyasi, askeri, ekonomik yapılar, endüstri,  sanayi, üretim ve bunların temel ihtiyacı olan enerji ve gıda güvenliği iç içe girmiş bir yapı oluşturuyor. Koskoca dünya küçük bir köy gibi herkes herkese muhtaç, kimse kimseden bağımsız değil.

Güç zehirlenmesiyle gözü dönen sömürgeci güçler bunun farkındalar. Dünyaya tek başına hakim olmak isteyen ve o gücü kendinde gören başta ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa gibi emperyalist güçlerin bölgesel veya küresel hedefleri hammadde, üretim, Pazar, enerji kaynakları ve yollarına hakim olarak dünyayı kendilerine mecbur etmektir.

Nerede bir huzursuzluk ve savaş varsa, nerede kan dökülüyor, silahlar patlıyor, insan insanı barbarca katlediyorsa, nerede insanlığın onuru ayaklar altında alınıp ‘’ demokrasi, özgürlük, bağımsızlık ve barış (!) ’’ adına çiğneniyor, nereye ‘’demokrasi (!) ihraç edilmek’’ isteniyorsa; orada mutlaka bu küresel haydutların kanlı ve kirli parmak izleri var.

Ukrayna- Rusya savaşında, Tayvan- Çin geriliminde, Yunanistan’ın Türkiye’ye, Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı kışkırtılmasında, PKK ve türevlerinin Suriye ve Irakta silahlandırılıp Türkiye’ye karşı donatılıp eğitilmesinde, Kıbrıs Rum kesiminin şımartılıp Kıbrıs Türk Federe Cumhuriyetine ve Türkiye’ ye karşı kışkırtılmasında başat rol oynayan aktör küresel barbarlığın baş temsilcisi olan ABD’dir.

NATO ve AB bağlamında Amerika’ ya entegre olan Avrupalı devletler her konuda ABD’nin parmak sallaması, göz kaş işareti ile aynı anda harekete geçen kuklalara dönüşmüş, akıl ve iradelerini ABD’ nin ipoteğine vermiş durumdalar. Dünya, her alanda özgür ve bağımsız olduğu sanılan bir Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığı ve tutsaklığı ile karşı karşıyadır. NATO Amerika’nın küresel bir karargahı ve AB bir ABD kolonisi durumundadır. Bu devletlerin başlarındaki seçilmiş yöneticileri Amerika’ nın sömürge valileri gibi hareket etmek ve davranma zorunda kalmaktadırlar.

Avrupa enerji üretiminde göbek kordonundan %50 Rusya’ya bağımlıdır. Buna rağmen Ukrayna krizinden sonra Rusya’ya düşmanı kesilmek zorunda kalması sadece Amerika’nın işine gelmektedir. Her ne kadar gönülleri ülkelerinin çıkarları yanında olsa da, kılıçları ABD’nin yanında olmak gibi bir bağımlılığın kurbanlarıdır.

ABD batıda AB ve NATO ülkelerini Rusya’ya karşı, doğuda Japonya, Güney Kore, Avusturalya, Yeni Zellanda, Tayvan vs. gibi ülkelerini Çin’e karşı kendi çıkarları uğrunda mayın eşekleri gibi kullanmayı bir gelenek haline getirmiş.

Ukrayna NATO bloku ve Rusya arasında ABD’nin devreye aldığı bir projenin ürünü. Amaç, Rusya’yı yorgun ve bitkin düşürüp ya parçalayıp bölüp yutulacak parçacıklara ayırmak, ya da burnuna zincirden bir halka takılarak köleleştirilen uysal bir rus ayısı haline getirmektir. Gerisi malum: İşgal, sömürü, asimilasyon ve modern sömürgecilik.

Bu arada Çin’in kurnaz bir tilki gibi olan biteni uzaktan izlemesi dünya pazarlarındaki payını kimseye kaptırmamak için olan bitenden ders çıkarması, ama bir yandan da sinsi ve sessizce derinden derinden ABD ile hesaplaşacak bir güne hazırlanması gözden kaçmıyor.

Bütün bunları gözlemlerken kendi aynamıza bakıp bir iç muhasebe yapmak zorundayız. Türkiye bölgesel ve küresel bir güç olmak zorunda. Bu dünyada güçlü olmayana hayat hakkı tanınmaz. Milletimiz kendi sınırları içindeki vatan, millet, din ve kültürümüze, tarih ve coğrafyamıza, aile kurumu ve devletimize medeniyet ve bekamıza kast eden tüm fitne yuvalarının ocağını teker teker dağıtmak zorundadır.

Bu konuda IMF, NATO, BM ve AB kriterleri de dahil bize dışarıdan dayatılan kendi milli ve yerli değerlerimize, tarih ve medeniyetimizin köklerine, değer ve kriterlerine ters düşen ne varsa onları pirinç’in içindeki beyaz taşları ayıklar gibi ayıklamalıyız. Kendi kimlik, karakter ve şahsiyetimize uygun Anayasal düzenlemeler yaparak kimseye bağımlı olmayacak özgün, milli, özgür ve bağımsız bir devlet ve millet profili ortaya koymalıyız.

Amerikan emperyalizminin belasından, Rus ayısının musibetinden, küresel haydutların saldırı ve düşmanlıklarından korunmak için millet ve devlet olarak vakit geçirmeden her alanda ve her yönde kendi kurum ve kuruluşlarımızı kurmak namerde muhtaç olmayacak bir güce ve kuvvete erişmek zorundayız.

Bu da, milletçe her alanda özgür ve bağımsız Türkiye olmakla, düşmanın kılıcına dayanıp güvenmeden tüm alanlarda ve cephelerde, her türlü mücadele araç ve gereçlerini kendimiz üretmek ve hazırlamakla olacak bir istiklal ve istikbal mücadelesini vermekle olacaktır.

Bu mücadeleyi ancak Baki olan Allah’ın askerleri kazanır. Baki olana dayanan baki kalır, fani olana dayanan fena bulur ve fani olur.

Arif Altunbaş, Haber 7

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Bir Seçim Fırtınası ardından… (3)

Arif Altunbaşİlk defa yarım asır sonra CHP nasıl Türkiye’ nin en büyük partisi olarak kara …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir