Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Rusya ile yapılan S-400 anlaşması gereği teslimat önümüzdeki hafta yapılacak. Rusya’dan kalkacak olan iki dev kargo uçağı 15 Temmuz’da Türkiye’de olacak. Yani 15 Temmuz’un 3. yıl dönümünde.
Türkiye ile Rusya arasında yapılan bu anlaşma hiç şüphesiz ki iki ülke arasında yapılan bir anlaşmadan daha fazlasını ifade ediyor.
Hatırlanacağı üzere Türkiye ve Rusya bu noktaya hiç de kolay aşamalardan geçerek gelmedi. Rus uçağının düşürülmesi, Rus büyük elçinin Türkiye’de öldürülmesi Türkiye ve Rusyayı birbirinden uzaklaştırmak için yapılmış operasyonlardı.
Ama Putin de Erdoğan da bu operasyonların kaynağını çok iyi biliyordu. Putin çok akıllı ve ileriyi gören bir devlet adamı olarak Türkiye gibi potansiyel bölge lideri bir ülkeyi kenarı atamazdı. Atmadı da.
Aradaki sıkı ilişki S-400 anlaşmasına kadar gitti. Bunda ABD’nin kötü komşu ev sahibi yapar payı da vardı. F-35 ile çekilen reste karşılık S-400 ile büyük bir karşı atak yapıldı. S-400’ün önemini güvenlik ve terör uzmanı Abdullah Ağar şöyle ifade ediyordu:
“Sizin bir savunma sisteminizin oluşması lazım. Bizim alçak ve orta irtifada var olan sistemlerimiz yetersizdi. Uçak saldırısını F16’larla karşılayabilirsiniz. S-400’ler birçok açığı kapatacak. Sadece bu yeterli mi? Hayır. Alçak ve orta irtifayı da çözmeniz lazım. Kıyı ve ada emniyetini de almanız lazım. Bu noktada şu an Kıbrıs stratejik önem arz ediyor. Buralarda konuşlandırılacak balistik – taktik füzeleri A2’ler çok önem arz ediyor. Bunun alınmasıyla beraber Suriye ve Doğu Akdeniz’deki inisiyatifimiz genişleyecek. Bu birilerini çok rahatsız etmiş durumda. Türkiye bunlardan mahrum bırakıldı. Şimdi bu sistemleri alınca çok farklı bir noktaya gitti iş. ABD bu süreci çok kötü yönetti. PKK – YPG sevdası yüzünden durumu bu noktaya getirdi. Bundan sonra çok önemli gelişmeler yaşanacak.”
S-400 anlaşmasının normal bir savunma silahının teslim edilmesi anlaşması olmadığını sağır sultan bile biliyor. S-400 ile Türkiye ve Rusya sadece askeri bir anlaşma yapmış olmadı, aynı zamanda bölgesel anlamda da büyük bir birliktelik durumu ortaya çıktı.
Türkiye ve Rusya hem Avrasya Bloğunda Çin ile birlikte Kuşak-Yol Projesinde hem de Suriye’de-Akdeniz’de yan yana ilerliyor. S-400’ün getirdiği birliktelik pekiştirilerek bölgesel anlamda da yayılıyor.
Türkiye-Rusya-Çin’in bu iki blokta kol kola olması ABD eksenli BATI’yı rahatsız ediyor. Derin ABD-PENTAGON bu üç ülkenin yan yana olmasını istemiyor. Hepsi için de ayrı ayrı gerekçeleri var. Açalım biraz…
Çin’den gelen ve Türkiye’yi de içine alarak Avrupa’ya uzanan İPEK YOLU 65 ülkeyi kapsayan bir proje olarak öne çıkıyor. Ancak bu 65 ülke içinde temelde 3 önemli ülke var Türkiye, Rusya ve Çin.
Derin ABD-PENTAGON 65 ülkenin hepsiyle uğraşmak yerine bu üç ülke ile uğraşarak hem KUŞAK-YOL’da hem de AKDENİZ’de durdurmak istiyor.
Çin Lideri Cinping’in vergi politikaları ile içeride büyük sıkıntılar yaşadığı söyleniyor. Çinli Huawei’ye yapılan saldırılar Çin’i zayıflatmak ve Akdeniz’den uzaklaştırmak içindi. Başka hiçbir açıklaması yok.
Rusya’nın Akdeniz’deki petrol ve doğalgazdan pay alması ABD için başka bir risk. Çünkü Rusya bu sayede kendisi üzerinden Avrupa’yı ısıtabilecek.
Türkiye’nin Rusya ve Çin’e göre ise daha çok stratejik önemi var. Hem KUŞAK-YOL’un hem de AKDENİZ’in merkezinde TÜRKİYE var. G20 Zirvesinin hemen ardından Libya’da Türklerin esir alınması, Kıbrıs’ın Kuzey Kısmına füze düşmesi Türkiye’ye ayrı ayrı verilen mesajlar.
Bunların hiçbirisi Türkiyeyi attığı ve atacağı adımlardan geri döndürmüyor. Başkan Erdoğan önderliğindeki Türkiye bölgesel olarak hem bugün için hem de geleceğe yönelik olarak atması gereken her türlü adımı atıyor.
Başkan Erdoğan’ın Çin ziyaretinden hemen sonra gelip Saray Bosna’ya gitmesi ne aslında ne Doğu’dan vazgeçeriz ne de Batı’dan mesajını vermesi çok manidar. S-400’ün savunma mekanizması olarak Türkiye’nin sınır dışına varan korunma hattını da göz önüne alınırsa daha iyi anlaşılır…
Sonuç olarak Türkiye S-400 anlaşması ile bir savunma anlaşmasından daha fazlası mesajını vermiş oluyor. Yansımalarını yakında görürüz…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
