Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

MÜSLÜMAN YAZARLAR !!!

     Bu coğrafyanın Müslüman kalemşorlarına, akademisyenlerine, hangi kanaatin önderiyseler kanaat önderlerine, koltuğu-masası ve karşısında dinleyicisi olan hocalarına adam beğendiremedik. Adam beğendiremeyince zamanın kıymetini de beğendiremedik. Bu tipler ve ağababaları Fatih’i beğenmediler, Yavuz’u beğenmediler, IV. Murat’ı beğenmediler, II. Mahmut’u beğenmediler, II. Abdülhamit’i beğenmediler, Adnan Menderes’i beğenmediler, Özal’ı beğenmediler,  “Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.” diyen Erbakan hocamızı beğenmediler, Erdoğan’ı ise hazmedemediler. Bu isimlerin Allah’ın izniyle bu milletin inancı için bedelini canlarıyla ödeyerek elde ettikleri tüm kazanımlar elinize, yüzünüze, dizinize dursun. Siyasilerin elde ettiği kazanımlar sayesinde bulunduğunuz dar ortamlarda dahi karınızla, kardeşinizle bile konuşamadıklarınızı salonlarda, ekranlarda, meydanlarda konuşur oldunuz. Kıymet mi bildiniz?

     Yıllar yılı bunlara dedik ki bu zamanların kıymetini bilin, kurulduğunuz yerden mevcut iktidara giydirmek işin kolayına kaçmaktır. Bu aleni eleştiriler iyilik getirmez deyip durduk. Direk muhataba ulaşın, bizzat kendiniz derdinizi iletin dedik. Derdinizin din-iman olduğunu söylediniz, durdunuz. Sizin din- iman derdiniz meydanlarda Erdoğan’a, Davutoğlu’na mektup ulaştıran yaşlı ana ve babanın derdi kadar da dert değil miydi? Şimdilerde atıp tutun bakalım…

     Bir kardeşlik edebiyatı tutturup gittiniz. Herhalde önemlidir, küçümsemiyoruz ki. Fakat hangi kardeşlik? Kardeşliği zihinlerimize kazıyanlar, bulunduğunuz yerlerde sizler kardeşler oldunuz mu ki bize kardeşlik ayarı çekiyorsunuz? Önce bulunduğunuz, oturduğunuz, geçmişte bir şeyleri birlikte yaşadığınız, paylaştığınız  insanlarla kardeş olmayı ve kardeş kalmayı becerin de ondan sonra bize kardeşlik ayarı çekin. Hemen bize cevap verebilirsiniz, kendinize bakın da diyebilirsiniz. Unutmayın becerebildiklerimizi de beceremediklerimizi de sizden öğrendik, bunu da böyle bilesiniz. 

     Ne oldu yüz binlerle, milyonlarla yaptığınız kutlu doğum mitingleri? Çektiğiniz kardeşlik ayarlarının nereye vardığını da gördük. Ben böyle söyleyince yine kızacaksınız, olsun, varın kızın. Sizler Medine hayalleri kurmaya devam ederken Mekke’yi daha çoook ararsınız çok. Mekke’de duruşu olmayanların Medine’ye ne katkısı olmuş ki?

     Ekranlarda, kürsülerde esip gürleyenler, mikrofonu ve kürsüyü titretenler sizler, dün neredeydiniz, 28 Şubat’ta, 27 Nisan E- Muhtırasında neredeydiniz? Ekranlarda Müslümanlara her Allah’ın günü hakaretler yağdırılırken,  her türlü değerimizle alay edilirken siz neredeydiniz? Bugün salladığınız ve savurduğunuz bilgileri ve düşünceleri o günlerde aklınızdan geçirmekten bile korkuyordunuz. Hızlı akademisyenler, hızlı tarihçiler o zor ve kor günlerde okuldaki odanızla evinizin arasında zikzak çizmiyor muydunuz? Pusuda yatmış gibi acaba ne olacak diye kendinize televizyonunuzla yeni bir dünya kurmadınız mı? Ben bugün söylediklerimi o günde söylüyordum yalanlarına da sığınmayınız. Yalan demişken bir şeyi de hatırlatayım. Gariban ve zavallı Anadolu insanı sizi çok büyük adam zannediyordu; zira biz de öyle zannediyorduk. Ama tanıdıkça, yalanlarınızı gördükçe, tespit ettikçe yalanın sahiplerinin de yalan olduğunu gördük. Aslında siz de bir vitrinmişsiniz. Herkesin yanıldığı cemaat konusunda bizi yanıltmayan Allah’a ham ederken, sizler konusunda yanıldığımız için tövbe ediyoruz. Nereye geldiyseniz, ne elde ettiyseniz siyaset sayesinde ettiniz; fakat kıymetini bilmediniz ve bozuk para gibi harcadınız. Türkiye’mizin bugün İslami değerler adına elde ettiği kazanımlarda hiçbir emeğiniz yoktur. Yalandan kendinize pay çıkartmayın. Geçmiş müktesebattan her şeyi öğrendiniz, kedinizi maddi ve manevi her şekilde büyüttünüz de bir tek cesaretinizi büyütemediniz. Sizin durumunuzu iki güzel insanın tespiti çok iyi açıklıyor. O güzel insanlara selam olsun.

     “Zor günlerde karılarının yanında onların hemcinsleri gibi korkakça yorgan altına saklananlar şimdi Müslümanlara gelince erkek kesilmeleri de adamlığın “e” sine sığmaz.

     Güneşin doğuşunu haber veren horoz olmak varken güneş doğduktan sonra cik cik öten serçe olmayı tercih etmek adamlığın “e” sine sığmaz.”

 

İçinizdeki yiğitlere selam olsun.

 

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir