Cuma , 13 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
BİR NASRETTİN HOCA HİKAYESİ

BİR NASRETTİN HOCA HİKAYESİ

Timur ile Nasrettin Hoca’nın hikayeleri meşhurdur. Rivayet edilir ki Timur ile Nasrettin Hoca bir ok atma yarışında bulunmuşlar.Timur Hoca’yı: “Şu hedefe üç kez ok atacaksın. Eğer üç seferden birinde  vuramazsan boynunu vurulmuş bil,” diyerek tehdit eder.Timur bu; tarihin gördüğü büyük zalimlerden biridir; bir Nasrettini mi gözden çıkaramayacak? Hoca elleri titreyerek yayı ve oku eline alır ve hedefe atmaya başlar. Birinci atışta hedef sağda kalır, ok sola gider. Hoca Nasrettin buna bir yakıştırmada bulunmalıdır: “Hünkarım, zatı aliniz oku böyle atar,” der. İkinci oku atar fakat hedef solda ok sağ taraftadır. Hoca: “Hünkarım, askerleriniz oku böyle atar” der ve başarısızlığına bir kılıf daha uydurur. Üçüncü kez attığında ise hedefi on ikiden vurur. “İşte Hoca Nasrettin de böyle atar,” diyerek görevi sonlandırır.

Dün bir seçim yaşadık. Bu ayağı öpülesi millet içerideki ve dışarıdaki şer ittifakının alayına mükemmel ve muazzam bir ders verdi. Önce bu dersi 7 Haziranda Ak Partiye verdi. Dedi ki; “İktidar sarhoşluğu yaşama, güç zehirlenmesine gitme. Kibir ve ucuptan uzak dur. İçine yerleşmiş parazitlere de operasyon yap. Yola beraber çıktıklarını yolda bulduklarına değişme. İktidar ömür gibidir geçer, yel gibidir eser, sel gibidir akar gider. Kendi içine dön ve öz eleştiri yap. Yaptığın hizmetlere söz yok, amenna lakin haraççıların, menfaatçilerin, torpilcilerin seni sarmasına da müsaade etme.”

Ak Parti Türkiye’de hiçbir partiye nasip olmayan, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da hiçbir lidere nasip olmayan bir başarının mümessili durumundadırlar. Dünyada bu başarıyı devam ettiren ise sadece Putin ve partisidir. Ayrıca Ak parti Türkiye’de hiçbir hükümetin başaramadığı icraatlara, kalkınmaya imza atmaktadır.

Rahmetli Özal’la kabuğunu kırıp kendi hinterlandından çıkan Türkiye, arada Anasol’lu hükümetler döneminde yerlerde sürünecek başarısızlıklar yaşasa da önce rahmetli Erbakan ve son on üç yıldır da Ak Parti hükümetleriyle, geçmişteki bin yıllık soylu yürüyüşümüzün yüz yıllık bir devre arasından sonra yeniden devam edeceği hususundaki inancımızı pekiştirdi. Bunları bir bir anlatmaya gerek yok. Ama her zaman olduğu gibi su uyur düşman uyumazdı ve uyumadığını Gezi, on yedi yirmi beş aralık, Kobani, Suruç ve son Ankara olaylarıyla gösterdi. Yıllardır başımıza bela ettiği PKK örgütüne destek olmak üzere daha ne kadar parazit oluşum varsa harekete geçirdi. Paralel bir örgütü de onlara akıl ve taktik kıtası olarak meydana sürdü.

Hiçbir proje üretemeyen ve siyasetin yollarında gerisin geriye yürüyen bir muhalefet, Suriye ve Irak keşmekeşinde bizi köşeye sıkıştırmaya çalışan Batı,  Yemenden Suriye’ye kadar Şii kuşatmasıyla bizi sık boğaz etmeye çalışan İran…

İçeride bir Doğan ve Okyanus medyası…Her doğruyu tersyüz edip kitlelere ulaştırmaya çalışan adı aydın ruhu karanlık insanlar…

İşte 1 Kasım, bütün bu taife-i fücurun, Hakkın ve halkın şamarını en şiddetli şekilde suratlarında hissettikleri seçim olmuştur.Milletle alay edilemeyeceğinin en gür ve güzel cevabı olmuştur 1 Kasım… Anadolunun, Kuva-i Milliyyenin, emperyalistlerin içerdeki hopallarına vurduğu son silledir bu.

Sadası ta Arakandan Bosnaya, Endülüsten Almatı’ya, Grozniden Duşanbeye kadar duyulan bir sada.

Bana, 2002 den bu yana zafer üstüne zafer yaşatan rabbime hamdolsun. O büyük dava ve devlet adamı Recep Tayyip Erdoğan’a da sayısız teşekkürler olsun.

“Ah keşke ben de Fatihin, Yavuzun, Alpaslan’ın ordularında bir akıncı olsaydım veya en azından o dönemde yaşasaydım da Varna’dan Çaldıran’dan zafer haberleri geldiğinde sokaklara çıkıp zafer naraları atsaydım. Munkariz bir dönemin malubiyyetinin, itilmişliğinin, ezilmişliğinin psikolojisiyle yaşamasaydım” derdim hep. Artık daha demiyorum.

Bir Uygur şiirinde dendiği gibi:

“Dedim niçin korkmazsen, dedi rabbim var.

Dedim daha nice, dedi halkım var.

Dedim yine yok mu, dedi ruhum var.

Dedim şükran mı sen, o dedi çok çok…”

                        Abdurrahim ÖTKÜR(Uygurlu şair)

Hoca Nasrettinin fıkrasına dönelim: Millet vurdu mu böyle vurur. Vurur ve işi bitirir.

Bu vesileyle Giresundan seçilen öğrencim Sabri Öztürk’e, Cemal Öztürk Bey’e; İstanbuldan seçilen hemşehrimiz Hasan Turan Bey’e tebriklerimi sunuyorum. Hayırlı hizmetleriyle milletin ve ümmetin yüzünü güldürmelerini rabbimden niyaz ediyorum.

 

İdris Günaydın *

Tüm Yazıları →
İdris Günaydın

Ayrıca Bakınız

BİR SEÇİM BİR ÇOK NETİCE (1)

BİR SEÇİM BİR ÇOK NETİCE (1)

          TRT de “Diriliş/Ertuğrul” adlı,ailece çok beğenerek izlediğimiz dizinin iki hafta önceki bölümü şöyleydi: …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir