CHP’nin problemi toplumumuzun ruh köklerinde yaralar açan ve yıkımlar meydana getiren temelden başlayan yapısal bir sorundur. Darbeci, kokuşmuş ideolojik batılı anlayışını değişmedikçe CHP değişmez ve değiştirilemez.
Ruhta ve düşüncede değişim olmadıkça eylem ve söylemde de olmaz. Farklı bir kuklayı sahneye sürmek değişim değildir. Toplumun yaralarına merhem olmaz. Milleti ve devleti hor, hakir ve kendisine yabancı ve rakip gören bir yaklaşım ancak düşmanın umudu ve moral kaynağı olur.
Kendi benlik, kimlik ve köklerine yabancı, düşmanına âşık ve batı uşağı olmak, yerli ve millilikten nefret etmekle halkçılık olmaz. Bu, Türkiye için en az terör örgütleri kadar sakıncalı ve tehlikelidir.
Yozlaşmış, yabancılaşmış aydınları devletin ve politikanın her kademesinde görmek mümkündür. Millete nazaran sayıları az olsa da devleti ve milleti uzun zamanlar bu ve bunların benzerleri yönetmiştir.
Bu partideki kangren olmuş iç sorunlar aynen ürettiği insan tipinde de teknik arıza olarak yansımaktadır. PKK dâhil devlet ve millet düşmanı sol ve faşist hareketlerin kuluçka yuvası CHP ve onun batıya teslim olmuş ideolojisidir. Ülkemizde birçok suni fay hatları ve fitne ocakları üreten kişi, kurum ve kuruluşlar her zaman CHP’ nin etekleri altında doğmuş, yetişmiş ve gelişmiştir.
Milletin inancına düşmanlık yapan ve medeniyet değerlerine karşı savaşan bu sapkın siyasi anlayış 73 yıl önce kaybettiği konum ve durumunu tekrar kazanmak için dış güçler de dâhil bütün farklı düşünce ve yelpazelerle bir araya gelerek, tüm eski ilke ve kurallarını, fikir ve düşüncelerini bu yolda saçıp savurup harcadı. Şimdi toplumun karşısında ilkesiz ve ülküsüz, güven vermeyen ve güvenilmeyen emperyalizme uşaklık eden nefretin temsilcisi bir parti var.
Ne olursa olsun, nasıl ve kiminle olursa olsun ille de iktidar olmak ve kaybettikleri mevzileri tekrar ele geçirmek tek hedefleri. Çılgınca ve aklın sınırların zorlayan bir cinnet hali hiçbir kural ve kırmızıçizgi tanımıyor. Gözlerine her şeyin gri görünmesi bundan. Mahallede kabadayılık yaparken mahalle sakinleri tarafından defalarca dayak yiyen bir serserinin şanzıman dağıtmış ruh haliyle saldırganlaştıkça saldırganlaşması gibi, başta halka, devlet ve devletin kurumlarına karşı, şimdi de kendi adamları ve yandaşlarına karşı saldırmadıkları bir gün yok.
Bu hastalıklı perişan ruh halini yakından görüp farkına varan yuvarlak masanın misafirleri daha fazla bu saçmalığa tahammül edemeyerek daha seçim akşamı sessizce o sofrayı terk ettiler. Sofranın altında üstünde ve yanlarında kazanılmayan zaferin sarhoşluğuyla sızıp kalan üfürükçüler, baloncular, goygoycular ve onlara inanıp bel bağlayan çağdaş hayalperestler ayılıp kendilerine geldiklerinde atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmişti.
Bu hazin manzara karşısında şok olmamak mümkün değil elbet. Şimdi kafalarını duvarlara vurmaları, bir günah keçisi aramaları, durumu kurtarma manevraları ve çabalarının hepsi de boşuna. Bir değişim nakaratı var ortalıkta. Kimin ve neyin, nasıl ve kimlerle, neden ve niçin, neleri kapsıyor gibi bütün soru kelimeleri sırada muhataplarından cevap bekliyor.
CHP’ de çözülmesi gereken en önemli sorun olan kör düğüm haktan, halktan ve onun değerlerinden kopuk yol, çizgi ve siyaset üreten kibirli entelektüel ve aydın yobazlardır. Bugünkü acınası duruma düşmelerine sebep olan birilerini arayanlar, kendini hesaba çekmekten korkanlar bu hezimetin failleri değişime direnenlerdir.
CHP’ nin sorunu batılı aydın tipi şaşkın entelektüel, yolunu kaybetmiş akademisyen, bitpazarında satın alınan medya şaklabanları, inkârcı seküler aklın tuzağında çırpınıp çırpınıp da bir türlü bir çıkış yolu bulamayan körkütük politikacılardır. Trolleşen solun entelektüel sefaletini değiştirmek gibi bir inancı, amacı ve niyeti yok. Kendilerini değiştiremeyenlerin Türkiye’yi değiştirmesi ise, hayallerin ötesinde bir macera ve ütopyalarına bile konu mankeni olamaz.
Değişimi sadece inanmış cesur ve samimi insanlar yapar, kukla ve taşeronlara ise aldıkları görevi ve ihaleyi harfiyen yerine getirmek ve patronlarını memnun etmek düşer.
Arif Altunbaş, Haber 7