Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

İstanbul’un Kaderi

Arif Altunbaş

Tarih 28 Mart 1989 – 27 Mart 1994 yılları arası. CHP zihniyetini temsil eden Sosyal Demokrat Halkçı Partili Belediye Başkanlığı dönemi. Elektrik kesintilerinin dini imanı yok. Çöp dağları cadde ve sokaklarda dağ yığınları oluşturmuş. Sahipsiz köpekler ve kediler yuva kurmuş çöp yığınlarına.

Belediye otobüsleri kırık dökük, çarpık, tamirci çırakları gibi kir pas içinde. Üçüncü dünya ülkelerini andıran otobüs duraklarıyla perişan, utanç verici manzaralar şehri İstanbul. Sokak, cadde, seyyar satıcıları ve dilencileriyle Avrupa ülkelerinin gazete ve TV’ lerinde alay, eğlence konusu ve karikatürize edilmesi için tükenmez sermaye kaynağı. Bir oyana bir buyana koşuşturan yorgun, bıkkın ve umudunu yitirmiş kalabalıklar…

Şehrin her yerinde rast gele serpilmiş araba tamircileri. Sokaklar ıskartaya çıkmış döküntü motor parçaları, araba lastikçileri pislik ve kirliliklerin işgali altında. Her yerde simsiyah kullanılmış motor yağları ile kirletilmiş caddeler, kaldırımlar. Kullanılmış karton ve malzeme artıkları, plastik parçaları, ağzına kadar dolmuş taşmış çöp bidonları. Çalı süpürgelerinin ucuyla kaba pislikleri toplayan çöpçüler. Artık plastik, şişe ve kâğıtları toplayan köprü altı insanları. Toz, toprak, hava kirliliği egzoz ve kömür dumanları içinde boğulmakta olan bir İstanbul şehri.

Bütün bunların üzerine tuz biber olan süresiz su kesintileri. Musluğu açar açmaz dışarıya fırlayan kirli, bulanık ve kokar suyun lavaboya fışkıran höykürmeleri. Ara ara sokaklarda su tankeriyle, ‘’sucu geldi sucuuu…’’ diye bağıran su satıcıları. Birkaç litre içecek veya yemek yapmak için su satın alma kuyrukları. Koşmalar koşuşturmalar, kuyruğu, sen önce ben önce geldim kavgaları, saç baş yolmalar…

İSKİ su şebekesindeki % 30’ a varan su kaçakları, bu kaçaklardan içme suyuna karışan kirli sular. Susuzluktan Gusül abdesti alamayacakları korkusuyla eşiyle kardeş kardeş yatan karı koca gerilimleri, gergin beden stresleri. Okullardaki musluklardan su yerine nefreti makamda ıslık çalan kurnalar. Pis kokudan girilemeyen okul tuvaletleri.

Şehre su temin etmek için yağmur bombası atmalar, abdestsiz yağmur duasına çıkmalar, susuzluktan kırılan 10 milyonluk bir şehrin rüyasında her gün gürül gürül akan çağlayanlar gören insanları. Vaatler, söz vermeler, rüşvetler, çalmalar, deveyi havuduyla birlikte yutmalar. ‘’Çağdaş batı uygarlığına ulaşacağız’’ iddiasıyla şehri diri diri Ortaçağ karanlığına gömmeler. Tek parti diktatörlüğünden kalan ‘’Sefiller’’ tiyatrosu.

İstanbul’da bu günleri bizzat gören ve yaşayan birisi olarak yazıyorum bunları. Hepsini anlatmaya kalksam birkaç roman olur. Ehli vicdan ve akıl sahipleri olanlar anlayacak ve onaylayacaklardır beni. Yazdıklarım ne hikâye ne roman, ne masal ne de destan. O zamanki İstanbul’dan sadece birkaç fotoğraf.

Saydığım ve sayamadığım bütün bu karanlık ve puslu tablo CHP zihniyetinin ülkemiz, şehrimize ve insanımıza yaşattığı acı, verdiği tahribatlardan sadece ufak bir kesitti.  ‘’Her şey güzel olacak’’ sloganıyla CHP-İYİ Parti- RP ve PKK uzantılı koalisyonun İstanbul Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun AK Parti belediyelerinin 20 yıllık yaptığı güzel her şeyi berbat etmesi, Nurettin Sözen dönemi cehennemini hatırlatıyor. Utanmak, sıkılmak, arlanmak diye kelime yok sözlüklerinde. Manda derisi surat, kırık dökük yamuk manzara…

Yolda kalan otobüs kuyrukları, durdurulan metro inşaatları, duraklarda vasıta bekleyen insan yığınları, bu yüzden iş yerlerine geç kalmalar, işçi patron- memur amir arası gerginlikler, yine rastgele yığılan çöp dağları, şehrin kirli ve kokan dereleri, denizin ortasında susuzluğun dibe vurduğu 15 milyonluk bir dünya şehri İstanbul’dan söz ediyorum. Belediyeden haksız yere atılan binlerce işçi, memur ise İmamoğlu yüzkarası hatırası.

İnsanların, milletlerin, devletlerin bir ruhu olduğu gibi şehirlerin de bir ruhu vardır. O şehre o ruhu veya ruhsuzluğu kazandıran şehrin yöneticileridir. Türkiye ve birçok Müslüman ve mazlum ülkelerin umudu sevilen lider Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan ve onunla birlikte İstanbul’ a ve Türkiye’ ye yeniden hak ettiği ruhu kazandırmak isteyen kadrolara selam! Hangi partiden olursan ol! Ama sakın İstanbul ve Türkiye’ye yapılan ihanetin bir parçası olma!

Küçük partilere oy verip bölünüp parçalanma! Vatan millet ve İslam düşmanlarına dolaylı da olsa yardım etmeyin! Bir oyla ne olur, deme! Onun bedeli ödenmeyecek kadar büyük bir vebaldir. İki taraf var bu seçimde de. Sen, Allaha hesap verebileceğin tarafı seç! İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanmış demektir. İstanbul Türkiye’dir unutma!

Arif Altunbaş / Haber 7

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Bir Seçim Fırtınası ardından… (3)

Arif Altunbaşİlk defa yarım asır sonra CHP nasıl Türkiye’ nin en büyük partisi olarak kara …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir