Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

BU KAFA İLE TERÖR BİTMEZ

M.Yasir Adilhan

Bir fikri, ideolojiyi ve düşünceyi dağda şehirde, demokratik gibi görünse bile mecliste toplumu korkutup, yıldırarak her türlü eyleme ve söylemle hakim kılmaya terör adı verilir. Ona destek ve yardım eden, eylem ve söyemleriyle bizzat hareketin içinde olan kişi ve kişilere de terörist denmektedir

Bu anlayışın temelinde zorbalık ve zorlama vardır. Fiili bir vahşet ve barbarlık tepeden tırnağa her şeye hakimdir. Toplum istemese de o fikrin galip gelmesi için herşeyi meşru saymak kuraldır.

Meşruiyet milletin topyekünün benimsediği hukuktan ve yasalardan değil, zorbalıktan ve gücün hakim olup hukuku teslim almasından, adaleti hiçe saymasından, kanunlara ıslık çalarak alaylı alaylı bakmasından kaynaklanır.

Terör ve terörist hareketler dünyanın en modern ve çağdaş demokrasi (!) ve toplumlarının yardım ve yataklık yapmasıyla, onlara ”Özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi” demesiyle başlar. Bunların emperyalizmin taşeronları olması hiçte şaşırtıcı değildir.

Batı toplumunun kural ve kavramlarında kazanmak için her şeyi yapıp tabii ve normal görmenin önünde ne ahlaki, ne de hukuki hiç bir sınır, ölçü ve kural yoktur. Kazanmak, kazanmak, yine kazanmak… Ne ve nasıl olursa olsun yine kazanmak galiplerin hukukunun temel anlayışıdır.

Sömürgeci, emperyalist, işgalciler için ”Bütün yollar Romaya çıkar.” Roma barbarlığın ve vahşetin medeniyet sayıldığı ve bilindiğ batının her metropoli ve başkentidir.

Bir toplum ”Batılı olacağız, batı medeniyetine gireceğiz, onlar gibi bir hayat ve hukuk sistemi kuracağız” diye 60 yıl onların kapısında lanetli bir sürüngen dilenci gibi omurgasızca onlara el ve avuç açarsa, o toplım düşmanlarına kukla ve kölelikten kurtulamaz.

Müslüman bir millet ve toplum olarak Müslüman mahallesinde salyongoz satacağımıza, anamızın ak sütü gibi helal ve yerli kendi kültür, medeniyet ve ahlaki değerlerimizden beslenen, kendi geleceğimizi kurgulayıp kurmanın önünde bizi kim ve hangi zalim düzen ve sistem engelliyorsa; gerçek terör ve terörist odur. Analarından hür doğan bir milleti batının kölesi ve kulu haline getirmeye veya öyle göstermeye hiçbir kimsenin ve gücün ne hakkı, ne de haddidir. Hadsizlere haddini bildirmek ise, Müslüman bir milletin doğuştan kendisine verilmiş bir hakkıdır.

Huzur ve barış, adalet ve kardeşlik, güven ve dayanışma istiyorsak eğer, kendi dağlarımıza yaslanacağız, kendi bayrağımız altında özgür ve bağımsızca yaşayacağız, gavurun ve düşmanının dağlarına yaslanıp onların gölgesinde yaşamayı red ederek… Kendi dağlarımıza güvenip yaslanmadan sırtımızı asla hain terörist saldırılardan ve onların paslı kalleş hançerlerinden kuruyamaz ve kurtaramayız.

TBMM’ i milletin temsilcilerinin, reyinin, tarih ve kültürünün temsil edildiği yerdir. Hainin, alçağın, şerefsizin, namuzun, ırz, vatan ve millet düşmanının barınacağı ve barındırılacağı yer değil.

Kafalarımızı ve kaplerimizi arındırmakdıktan sonra, ülkemizi Haçlıların ve onların müttefiklerinin kir, pas, terör ve teröristen arındıramayız.

Önce arınacaksın arındırmak için. Önce arınacak ve sonra arındıracaksın İslamın aydınlığına kavuşmak için.

M.Yasir Adilhan *

Tüm Yazıları →
M.Yasir Adilhan

Ayrıca Bakınız

MİLLETİN İKTİDARINDAN KORKANLAR

Hakka dayanan halka yönelir ve ona hizmet eder, halka güvenmeyen Hakka da güvenmez. CHP kuruluş …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir