Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

GENETİĞİMİZDE MİLLET, GELENEĞİMİZDE MİLLET

Referanduma yaklaşık bir ay gibi kısa bir süre kaldı. Türkiye bir yandan Suriye ile ilgilenirken bir yandan da kendi iç meseleleri ile ilgilenmektedir. Burada “MESELE” diyorum çünkü içinde bulunduğumuz parlamenter sistem bizi bu noktalara kadar getirdi. Artık bu sorunları aşıp karar mekanizmalarının daha hızlı hareket ettiği yeni bir sisteme geçmek elzem hale geldi…

Bunu da sağlayacak olan elbette millettir. Millet isterse bunu kabul eder istemezse kabul etmez. Burada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belirttiği bir noktayı da söylemeden geçmeyelim. Erdoğan, yeni anayasa metninin meclisten 367 ile geçmesi durumunda bile bunu milletin önüne getireceklerini söylemişti. Bu neyi gösterir biliyor musunuz? Millete güvenmeyi, son karar merciini millet olarak görmeyi, milletin istediği şekilde bir yönetim sistemine gitmeyi gösterir.

Çok değil, daha Cumhuriyetin ilk yıllarında ne demişlerdi millete, bizim milletimiz dünya işlerinden anlamaz, milletin tek görevi savaş zamanı savaşılacak, seçim zamanı gelip oy kullanılacak (tabi kime oy verilecek, jandarma dipçiği altında açık ve net bir şekilde CHP’ye), gidip tarlada çalışılacak ve milletin tek rızkı olan buğday, arpa vs. vergi diye elinden alınacak… Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin başlangıcı böyle yüz karası olaylarla doludur.

Bu iş son zamanlarda tersine döndü, bunu hiçkimse inkâr edemez. Türkiye asıl demokrasiyi 90 yıllık cumhuriyet serüveninde son 15-20 yıldır yaşıyor. Bir cumhuriyetin içinde demokrasi varsa cumhuriyettir, cumhuriyet ise demokrasi olmadan olmaz. Demokrasi ise halka gitmektir, son karar merciini halk olarak görmektir.

Recep Tayyip Erdoğan bu sevgiyi milletten almış yine milletiyle paylaşmıştır. Bu sevgi ona karşı o kadar büyük bir güven sağlamıştır ki ülkemiz lehine attığı her adımda milleti yanında olmuştur. Her seferinde milletim demiştir.

Dikkat ederseniz yazımızın seyrinde millet temalı konuştuk. Eğer bu sistemin içerisinde kendisinin arkasından gidilen, ülkesini her alanda savunan bir lider çıkarabildiysek, yeni sistemde milletiyle daha da bütünleşen liderler çıkaracağız.

Millet bu tabakanın asla ve asla alt tabakasında düşünülemez. Eğer bir ast üst ilişkisi kuracak olursak millet üsttür, bu millete göre hareket eden yöneticiler ise asttır.

Biz Selçuklu ile 300 sene, Osmanlı ile 600 sene Cihan hakimiyeti ilkesini böyle sağladık. Devlet yanlış yönetilmeye gelmez, milletle devletin arasında bir entegrasyon olmazsa o devletin temelleri sağlam değildir.

Buna yaklaşık bir asır fetret devri diyelim. Artık fetret devri yerini yükselme devrine bırakmak ZORUNDADIR. Bırakın ABD hayır desin, Almanya hayır desin, terör örgütleri Hayır desin. Biz milletimiz ne diyor ona bakalım. Bizi onların ne dediği ilgilendirmemeli, bizi yüreği yanık, elleri nasır tutmuş, kalbi hala bir şeyleri bekleyen milletimiz ilgilendirmeli.

Unutmayalım bu toprak bizim toprağımızdır, vatan bizim vatanımızdır, bizi bu topraklardan başka hiçbir toprak kabul etmez. Çünkü bizim kumaşımız Anadolu’nun tezgâhlarında dokunmuştur.

Sözlerimizi değerli hocamız Arif Altunbaş’ın şu sözleriyle bitirelim: Türkiye Türkiyelilerindir. Türkiyeliler tarafından, Türkiye’den yönetilir, Ne Amerika’dan, Ne Telaviv’den, Ne de Pensilvanya’dan…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir