Erdoğan düşmanlığı ve Cumhur ittifakı karşıtlığı ekseninde oluşan Millet İttifakı kendi içinde güçlü bir birliktelik oluşturamamanın sancılarıyla malül ve malumdur. Her ortaktan farklı bir ses ve tavır, taktik ve ayak oyunuyla karşı karşıya olan anamuhalefet lideri ne yapacağını bilememenin telaşıyla herkese mavi boncuk dağıtıp iktidara da ağzına geleni söylemeyi muhalefet etmek zannediyor. Heybesinde plan ve proje yok, yenilik ve yatırım yok, gelişim ve değişim yok. Tam bir gericilik merkezi haline getirdiği CHP’ yi kanatsız uçurma hayalleriyle yanıp tutuşması ise ayrı bir saçmalık. Bitmek tüken bilmeyen bir kin ve hırs, sonu gelmeyen yalan ve iftiralarla politik seviyesizliğin başrolünü oynuyor.
Bir tarafta; Saadet Partisi ve bazı İslamcı zannedilen sivri uçlar, diğer tarafta; İYİ Parti ve içindeki Türk Milliyetçisi olduklarını iddia edenler, başka bir tarafta da; PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP ile ataist Kürtler, Marksistler ve bir sürü teferruat sol guruplar CHP’ nin şemsiyesi altında muhalefetcilik oynamak için ellerinden gelen her hüneri gösteriyor. En büyük ve tükenmez sermayeleri de yalan ve iftira. Özünde Allah korkusu, İslam ahlakı, sorumluluk ve vebal duygusu olmayanlar için her yol Roma’ya çıkıyor. Her türlü atış, vuruş, söylem ve davranış serbest.
İslamcılık, Türk Milliyetçiliği, Kemalist’ lik, solculuk ve Marksist ‘ lik hiçbir dönem ve zamanda olmadığı kadar bu kadar birbirine girmiş ve yakın, yine hiçbir zaman diliminde olmadığı kadar ateşle barut bu kadar yanyana getirilmeye çalışılıyor. Millet İttifakı ekseninde buluşanlar sadece Cumhur İttifakına karşı değiller. Gerçekte kendi içlerinde birbirlerine karşı derin bir utanç içinde hala ezeli düşmanlar olarak aynı kare ve kadrajda yer alamamanın da sıkıntısını yaşıyorlar. Eski hasımlıklar unutmuş gibi görünse de yine de birbirlerine karşı içten içe, ‘’ Ya Sabır’’ çekerek tehammül etmeye çalışıyorlar. Peki, ne zamana kadar sürecek bu alicengiz oyunu?
Es kaza bunlar iktidara gelseler aynı ittifak içinde pozisyon alan ittifak taraftarları gömülü baltalarını yeniden ortaya çıkarmayacaklarına kim garanti verebilir? Zaten, sponsorları ve ağababaları olan batılı istihbarat örgütleri ve fitne odakları Türkiye’ yi bunun için 1980’ li eski anarşik günlere döndürmeye kardeş kavgası içine sürüklemeye çalışmıyorlar mı?
İYİ Parti ve SP’ nin son seçimde alenen destek verdikleri CHP ve HDP’ ortaklığına uzak gibi durmaya çalışmalarına rağmen çifte standartlı davranışlarını milletten gizleyemiyorlar. Çünkü milletimiz onların tahmin ettikleri gibi kör, sağır ve ruhsuz değil. Millet her şeyin farkında. Bu durum milsiz ittifak partilerinin kendi içlerinde bile büyük bir huzursuzluk kaynağı. Yaptıkları ittifak abesle iştigal etmekten öte; eşyanın tabiatına aykırı karanlık ve sonu çıkmaz dar bir sokak olduğunu aklı olan herkes anlayabilir. İYİ Parti ve SP’ nin suskunlukları ve körebe oynamaları bu partilere gönül vermiş taraftarları derinden rahatsız ettiğini parti başkanları ve yöneticileri farkındalar. Zaten kaçak güreşmelerinin, karanlık kapılar ardında politika üretmemelerinin sebebi de bundan kaynaklanıyor.
Millet ittifakı oyununun en net ve açık oyuncusu ise, PKK’ nın siyasi uzantısı HDP. Gerektiğinde eteklerindeki tüm taşları dökerek herkesin foyasını ortaya döküp, ‘’Seçimlerde büyükşehirleri size biz kazandırdık. Bizi görmezlikten gelemezsiniz. Bize mecbursunuz’’ modunda Millet İttifakının alayına birden parmak gösterip ayar çekebiliyorlar. Hani yalan ve palavrada değil söyledikleri, malumun ilanı.
CHP ve bu partinin ağası Kılıçdaroğlu yıllardır batıya taşeronluk yapan partisini Avrupadaki Yeşiller Partisine dönüştürmeye çalışıyor. Din, don, ahlak, mukaddes ölçüler… hak getire. Partisini iktidara taşıma sevdasıyla CHP’ nin tabularını, putlarını, geleneğini, kültürünü, geçmişini değiştirmekle suçlanıyor nesli tükenmekte olan kemalist kelaynaklar tarafından. Kemal ağa parti ilkelerinin kuruluş ayarlarıyla oynayarak CHP’ yi ‘’Ay maymun’’ yapıyor. Herkese mavi boncuk dağıtarak; ‘’ Gel, gel, gel… Kim olursan ol yine gel. Yeter ki, Erdoğan ve Cumhur İttifakı karşıtı ol. İster; Kemalist, ister; faşist, İster; kominist, ister; ataist, ister; şovenist-ister anarşist, ister putperest ol.’’ ‘’İstersen de devlete başkaldır farketmez’’ Kürtçü- Türkçü; milliyetçi, İslamcı- Muhafezakar, Kemalist-laik, Marksizt –sosyalis, solcu – anarşist, kapitalist- liberal … farketmez . Yeter ki Erdoğan düşmanı ol. Askere, polise kurşun sık. Bin kere tövbeni boz, yine bin kere isyan et, bin kere devlet otoritesine başkaldır, devlete millete kurşun ve rest çek yine gel…’’ diyerek Millet İttifakının kapısını ağzına kadar herkese açan Kılıçdroğlu ne yaptıysa yaptı iktidar olmanın kapılarını açamadı.
Temeli batıya taşeronluğa dayanan, duvarları kin, öfke ve düşmanlıkla örülen çatısız bir ittifakın lideri Kılıçdaroğlu ve yandaşları ne yapacaklarını değil, ne yapamayacaklarını bile bilmeden şaşkınlık içinde bu yıl ki orman yangınlarını bile oya tahvil etmenin derdine düşerek iyice alçaldılar.
Batılı dostlarının ve dağlarda sıkışıp kaçacak delik arayan PKK’nın, yurt dışında zor durumda olan FETÖ’cü lerin ‘’SOS’’ işaretlerine ve ‘’İmdat’’! Seslerine kulak vererek erken seçim diye dövünüp durması gerçekten akla ziyan bir davranış olarak politika tarihimizdeki yerini alacaktır. Dokuz sefer çıktığı seçim meydanında nal toplamayı kimseye kaptırmamasına rağmen yine seçim naralarıyla meydanlara atılmak ya akli dengesizliğin veya kötü bir niyetin tezahürü değil de nedir?
Arif Altunbaş, Haber 7