SALLU ALA MUHAMMED

Bu gidişle “Allah” da diyemeyeceğiz. Allah dersek “Kutsal”ı şu pis ağzımıza almış ve böylece “kutsal”a hakaret ve saygısızlık etmiş olacağız.

Neden mi?

Çünkü, “kutsal cehalet” diye bir “önemli” kutsalımız olacak. Hatta, tek kutsalımız, “kutsal cehaletimiz” olacak.

Kutsal cehaletimize hiçbir şekilde toz kondurtmayacağız. Bu sebeple de pis ağızlarımızla “Allah” demeyecek ve diyenleri de “cehaletle” suçlayacağız. Hatta cehaletle de değil küfürle suçlayacağız.

-Sen veya siz nasıl olur da şu pis ağzınıza Allah diye bir kelimeyi alırsınız, diyecekler.

Şimdilik, “Eline Kur’an alma. Çünkü, Kur’an kutsal sen ise pissin” diyorlar.

“-Ağzına Muhammed Mustafa’yı alma. Çünkü, Muhammed Kutsal sen ise pissin” diyorlar.

Bekleyin: Yakında, “Allah” demek de “murdarlık alameti” olur.

Bu cehalet, bu kadar “kutsal” olduğu sürece bekleyin… Mutlaka olacak.

Nitekim, bunu da, mesela “Yeni Anayasa” veya “Başkanlık” tesisi sırasında duyacak ve göreceğiz.

“Anayasamızda Allah kelimesi geçsin” denilecek ve bu kutsal cehalet, “Allah’ı pis ağzınıza almayın” diyecekler.

“Başkanlık” sistemi tesisine ait “Kanun”  oluşurken, “Sistemimizde Allah teala’ya atıf yapılsın” denilecek ve bu kutsal cehalet aynı sözü söyleyecek: “Pis ağzınıza Allah Teala’yı almayın” diyecekler.

Bunu nereden çıkardık: Derseniz.

Siirt’te, nakaratı “Sallu ala Muhammed” olan bir türkü “seçim” meydanlarında söylenmiş ve bu söylenme, kutsal cehaleti ayağa kaldırmış.

Halbuki, MSP zamanında, o bölgelerde, “Milli Selamet” denildiğinde, halk, hep bir ağızdan “Sallu ala Muhammed” derdi.

Böyle bir karşılamayı kimse onlara öğretmemiş ve öğütlememişti. Hatta, o günlerde, biz ve bizim gibiler de “Yahu bu nereden çıktı?” diye afallamıştı. Ama, gördük ki, bu söyleyiş, halkın, kendi sevdiklerini  “Muhammed Mustafa’ya salavat getirme” ile tezkiye etmesi, sevmesi, sevgisini göstermesi ve “Muhammed Sevgisi”ne onu ve onları da ortak etmesidir.

Biz, her ne kadar afalladıysak da hemen anladık meseleyi. Çünkü, kutsal cehalet diye bir kutsalımız yoktu. Halkımızın “aziz” olduğunu biliyorduk ve “aziz” olduğuna da inanıyorduk. Bu yüzden de, meydanlardaki konuşmacılarımız “Aziz milletimiz” diye söze başlarlardı.

Aziz Millet ise elbette “Aziz” söz ederdi.İyilik için de kötülük için de “Sallu Ala Muhammed” derdi.

Bölge halkı, “Milli Selamet” bahanesiyle bize de aynı sözü demişti:  “Sallu ala Muhammed” derken, bize de “Muhammed’e salavat getirin” demişlerdi. Biz, ne dediğini anlamıştık.

Kutsal Cehalet mutaassıpları ise halen bir şey anlamamış. Anlamadığı gibi “Pis ağzınızla salavat mı getireceksiniz” diye bizi aşağılamaya kalkıyorlar.

Hadi…. Bunlar için de “Sallu ala Muhammed.”