Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

7 HAZİRAN SEÇİMLERİ

 

BİR DENEMEYDİ

Seçmen 7 Haziran’ da partileri test etti.

Verilen oyların partilerdeki yansıması ne olacak? Bunu görmek istedi.

Ve gördü.

İşin şakaya gelir tarafı olmadığını gördü.

Deneme yapmanın

Bu ülkeye ne kadar büyük bir bedele mal olacağını gördü.

Aslında seçmen

Ak Partiye ihtar vermek istedi ama bu ihtarın şiddetini sandıkta ayarlamanın mümkün olmayacağını hesap edemedi.

HDP ye Türkiye partisi olma fırsatını verdi ancak HDP de bunun kıymetini bilmedi.

Şimdi seçmen;

Ak Partinin yanlışlarına rağmen, ihtar vermenin ne kadar büyük bir felakete sebep olduğunu gördü. Kamuoyu yoklamaları, ihtar veren seçmenin nadim olduğunu ve tekrar Ak Partiye geri döneceği yönünde görünüyor.

SEÇMENİN TAVRI

BU MİLLET

İLK DEFA KİMİN İKTİDAR OLMAYACAĞINA

1950 YILINDA KARAR VERDİ

HDP ye verilen oylar kısmen 1950 yılında DP ye verilen oylara benziyor.

Nasıl mı?

1950 seçimleri Türk tarihinin dönüm noktasıdır.

14 Mayıs 1950 seçimlerinde bu millet…

İlk defa kimin iktidar OLMAYACAĞINA karar verdi.

 

MENDERES – İNÖNÜ

Adnan Menderes o tarihte çok tanınan biri değildi.

Tam aksine; İnönü çok iyi bilinen bir asker ve siyaset adamı idi…

Binaenaleyh

Seçmen, Menderes’i seçmedi.

Peki, neyi seçti?

Seçmen, İnönü ve temsil ettiği siyasi görüşün iktidarda olmaması gerektiğine karar verdi.

Yani o gün CHP ve İnönü’nün karşısında, Demokrat Partinin başında Menderes değil de başka biri olsaydı, netice bundan çok farklı olmazdı.

Daha sonra 1954 yılında yapılan seçimlerde halk bu sefer Menderes’i tanıdı, sevdi ve oyunu vermeye başladı.

Bu sefer netice 1950 seçiminden daha parlak oldu.

DEMİREL

1960 tan sonra yapılan seçimlerde de aynı tepkiyi görüyoruz.

Halk, CHP nin başında bulunduğu İnönü ve temsil ettiği görüşe karşı Demirel’e oy vermiştir.

1965 seçimlerine giderken yine Demirel tanınan birisi değildi.

Halk 1950 yılındaki refleksini burada tekrar etmiştir.

Yani 1965 te halk Demirel’i seçmedi.

Ya neyi seçti?

Menderes’e 27 Mayıs darbesini yapan darbecilere geçit vermedi.

1950 yılındaki seçim gibi, halk istemediği adamı başında görmek istemedi.

‘’Darbeciler ve onun destekçileri olmasın da, isterse bizi yöneten Demirel olsun’’ dedi.

 

Türk demokrasi tarihinde buna benzer tersten destek verme çok görülmüştür.

7 Haziran seçimlerine giderken buna benzer bir tavrı HDP için verilen oylarda gördük.

Bir kısım seçmen HDP yi desteklemediği halde sırf Ak Parti iktidar olmasın ve Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’a olan nefreti yüzünden HDP ye oy vermiştir.

HDP verilen bu desteği fırsata çevirebildi mi?

Hayır!

7 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE NE OLDU?

HDP

Seçmen HDP ye Türkiye partisi olma fırsatı verdi.

Ancak HDP bunun kıymetini bilmedi.

Ak Partinin uzattığı eli sıksaydı hem kendisi hem Türkiye kazanırdı.

Ancak beklemediği başarı başını döndürdü…

Keskin bir dil kullanmaya devam etti.

Kendisine destek veren laik Kemalistlere ve güçlü medya organlarına güvenerek devlete meydan okudu.

HDP ye verilen dış desteği de unutmamak lazım.

Genel Başkan Demirtaş bu dış desteğe de güvenerek restini çekti.

HDP, PKK ile organik bağ içinde olduğunu saklama gereği duymadı.

Hâlbuki

HDP Güneydoğu’dan çıkmış, Türkiye’nin her yerinden oy alan bir Türkiye partisi olma yolunda adım atmıştı.

Kendisine oy veren yeni seçmenin böyle bir organik bağı kabullenmeyeceğini hesap etmedi.

HDP ye oy veren her seçmeni aynı zamanda PKK sempatizanı olacağını düşündü.

1 Kasım’da bunun böyle olmadığını görecek.

 

Ankara’da patlayan bombalardan falan medet umuyorsa bence HDP yanılıyor.

O bir kere olur.

Suruç Katliamı, Kobani’ye IŞİD’ın saldırması vs. olayların HDP ye oy kazandırdığı doğrudur.

Nitekim 7 Haziran’da HDP  %13 oy beklemiyordu.

Ama şimdi durum farklı…

HDP nin barajı geçmesi bile artık zor görünüyor.

MHP

1999 seçimlerinden sonra MHP, 7 Haziran’da en büyük başarısını yakalamıştı.

MHP bu fırsatı çok kötü harcadı.

Üstelik seçmene büyük vaatler yapmadın %16.5 luk bir oy oranını yakaladı.

Seçmenin kafasında MHP den kalan tek algı şudur: ‘’HDP yi yani PKK yı ancak MHP durdurur.’’

Bir tek bu algı %16.5 oy getirdi.

 

MHP ANAMUHALEFET OLABİLİR MİYDİ?

Evet, hem de çok rahat olabilirdi.

Nasıl?

Eğer MHP lideri Devlet Bahçeli Ak Partinin yaptığı koalisyon teklifini kabul etse…

Ve

Yeni kurulan, MHP nin içinde bulunduğu hükumet PKK ya darbe üstüne darbe indirse…

Türkiye-Azerbaycan-Kırgızistan-Moğolistan arasında kurulan Turan Ordusu, MHP tarafından tekrar gündeme getirilse..

Dünyanın en büyük çıkarma gemisi, Altay Tankı, yeni otomobil, helikopter silahlar vs. MHP li bakanlar tarafından açılış, tetkik etme vs. güncel haberlerle kamuoyuna tanıtılsa…

MHP 1 Kasım seçimlerinden ana muhalefet partisi olarak çıkması, uzak bir ihtimal değildi.

Ancak

Sayın Bahçeli her teklife ‘Hayır!’ diyerek bu fırsatı kaçırmış oldu.

Ayrıca

Ankara’da meydana gelen ve 97 kişinin öldüğü patlamadan sonra, Başbakanın parti liderleri ile yapmak istediği görüşme talebine Bahçeli’nin ‘Hayır!’ demesi, parti içinde bile tepki çekmiştir.

Bahçeli’nin bu ‘uzlaşmaz’ tavrı partiye zarar vermektedir.

MHP nin 1 Kasım seçimlerinde eski oyunu alması zayıf bir ihtimal görünüyor.

CHP

CHP ise aksine 1 Kasım seçimlerinde oyuna artıracak gibi görünüyor.

7 Haziran’dan beri sergilediği tavır bunu göstermektedir.

Sayın Kılıçdaroğlu devlet adamı sorumluluğunu hem koalisyon görüşmelerinde, hem de Ankara’da meydana gelen feci patlamadan sonra göstermiştir.

Böyle önemli durumlarda liderler bir araya gelmeyip de ne zaman bir araya gelecekler?

Halk liderlere neden oy verip meclise göndermişse, o maksada binaen görevlerini yapmaları gerekir.

Aksi halde sorumluluktan kaçmış olurlar.

Nitekim

Sayın Kılıçdaroğlu patlamadan sonra Başbakanla yapılan görüşme sırasında, hükumete görüşlerini bildirmiş, bu patlamada kusuru bulunan sorumlu bürokratların görevden alınmasını istemiştir ki, hükumet de bu isteğini yerine getirmiştir.

AKP

7 Haziran seçimlerinden en fazla Ak Partinin ders çıkardığını görüyoruz.

7 Haziran da aday gösterdiği adayların yarısından fazlasını değiştirdi.

Böylece tabanın ve teşkilatın beklentisi tam olmasa da yerine getirildi.

Diğer partilere nazaran daha fazla bir uzlaşmacı dil kullandı. Türk seçmeni kavgadan nizadan hoşlanmaz.

Ekonomik istikrarı korudu.

Bu zor şartlarda bunu başarmak kolay değildi.

Yatırımlar aksamadan devam etti. Ülkemizi gururlandıracak teknoloji ve sanayi yatırımları tek tek üretim bandından indirilerek hizmete alındı.

Savunma Sanayimiz;

Ordumuzun ihtiyacı olan silah, mühimmat ve teçhizatların  %60 nı karşılayarak büyük bir başarı yakaladı.

Ancak bütün bunlar gelen şehit haberleri ve en son Ankara’daki patlamanın gölgesinde kalarak kamuoyuna fazla yansıtılamadı.

SEÇİM SONUCUNU NE BELİRLER?

Seçim sonucunu:

Ekonomi

İstikrar

Ve Terör belirleyecek.

Türkiye büyük bir saldırı altında olmasına rağmen,

Ekonomik istikrarında çok önemli değişiklikler olmamıştır.

Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu saldırılar başka bir Avrupa ülkesinde olsaydı şimdi o ülke çoktan yerlerde sürünmüş olurdu.

Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu istikrarın sigortası olmuş, ülkemizin büyük çalkantılar geçirmesini önlenmiştir.

Terör çok acı bir şey.

Ancak

Ekonomi ve istikrar insanları daha fazla etkiliyor.

Buna en yakın örnek 2002 seçimleridir.

1999 yılında yapılan seçimlerde büyük başarı yakalayan Ecevit’in DSP si ve Bahçeli’nin MHP si, M. Yılmaz’ın başında bulunduğu ANAP’la ortak bir hükumet kurmuşlardı.

2002 yılına gelindiğinde, Ecevit’in başında bulunduğu hükumet kısmen teröre karşı bir başarı yakalamıştı.

Şehit haberleri yine geliyordu ama eskisi kadar değildi.

Derken Ecevit’in Cumhurbaşkanı Sezer’le kapışması neticesinde büyük bir ekonomik kriz patladı.

Akabinde,

Yapılan ilk seçimde DSP de, MHP de, ANAP ta bırakın hükumet kurmalarını hepsi barajın altında kaldı.

Bu seçimin sonucunu da terör, ekonomi ve istikrar belirleyecek.

Yani

HDP barajın altında kalacak mı?

AKP tek başına iktidar olacak mı?

Emin Batur *

Tüm Yazıları →
Emin Batur

Ayrıca Bakınız

ESKİ CUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER VE EMEKLİLER

Emin Batur Sadece  Bu fotoğraf karesini görmek için bile   Bir ömür boyu  Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a destek …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir