Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Sorunlar hiç bitmiyor, hele ki konu Türkiye olunca. Tabi burada aktaracağım Türkiye’nin sorunları değil Avrupa Birliği’nin en büyük ülkesi konumundaki Almanya’nın kendi içsel sorunları. (Türkiye ile ilgili olan tabi)
Türkiye söz konusu olunca Almanya gibi bir ülke bile düşmanlıkta sınır tanımıyor, gündem maddelerini bir kenara bırakıyor ve başlıyor Türkiye’ye saldırmaya…
(…Hani biz hep deriz ya güçlü ülkelerle dost olalım, ilişkilerimizi geliştirelim diye. Artık iş öyle bir noktaya geldi ki açıkçası böyle bir şey kabul edilemez oldu. Bakın bununla ilgili çok güzel bir hikaye anlatılır, gelin önce bu hikayeyi aktaralım sonra Almanya’nın Türkiye düşmanlığını anlatırız…)
Hikaye şöyle:
“…Oduncunun biri odun keserken çalıların arasında yılana rastlamış. Oduncu tam baltayı yılana saplayacakken insafa gelmiş onu da Allah yarattı diyerek bu düşüncesinden vazgeçmiş. Yılan da:
“Ey insanoğlu sen bana kıyamadın ya ben de sana bundan sonra her gün bir altın vereceğim.” demiş ve deliğine gidip bir altın getirmiş.
Oduncu eve döndüğünde bu durumdan ailesine hiç bahsetmemiş. Ailesi de ne de olsa odunculuk yapıyor diyerek bu kazancı normal karşılamış.
Oduncu gel zaman git zaman yıllar boyunca her gün gitmiş ve altını yılandan almış. Tabi artık yaşlılık baş gösterdiği için oduncu ağır hastalığa yakalanmış ve yılan ile buluşamamaya, altını da alamamaya başlamış. Hâl böyle olunca eve ekmek girmemiş, açlık sıkıntıları baş göstermeye başlamış.
Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanla ilgili olan sırrını anlatmış. Oğluna “kör kuyunun yanına git ve yılana benim oğlum olduğunu, çok hastalandığımı ve bu yüzden günlerdir yanına gelemediğimi söyle.” demiş.
Oğlu yılanın yanına gittiğinde yılan önce kuyudan çıkmamış, gelenin oduncunun oğlu olduğu kanaatine varınca gitmiş bir altın getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikayenin gerçek olduğunu görünce daha ne kadar altın vardır bu yılanda diyerek hırsa kapılmış ve baltayı yılana saplamış ve kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle oğlanı sokmuş ve oracıkta öldürmüş.
Oduncu da oğlu dönmeyince endişelenmiş ve hasta haliyle yılanın kuyusuna gitmiş. Vardığında görmüş ki bir yanda oğlu cansız yatıyor diğer yanda yılan kuyruğu kopuk bir şekilde kuyruğunu onarmaya çalışıyor.
Oduncu durumu anlayarak demiş ki: “hatalı olan oğlum olsa gerek, gel biz seninle tekrar dost olalım.” demiş.
Yılan ise acı acı gülerek: “Sende bu evlat acısı bende de kuyruk acısı olduğu müddetçe biz dost olamayız.” demiş.
Şimdi siz değerli okuyucularda bir şaşkınlık oluşacaktır öyle değil mi? Ne alakası var diyeceksiniz Almanya’nın Türkiye düşmanlığı ile bu kuyruk acısı hikayesi arasında. Bunu cevaplandıracağız ama cuma günkü yazıda….
(Devam edecek)…
İBRAHİM YAVUZ
