KADIN, ÇOCUK VE AİLE DÜZENİMİZ NE ALEMDE?

Aydın Aydın

Bize gelmeden batıya gidelim.  Bakalım ki batı ve idi de nereye geldi.

Sonra bakalım: biz nerede idik de nereye gittik ve şimdi nereye gidiyoruz.

Batıda kadın eski Yunan aklını esas almıştır. İşin içinde Yunan yoksa, Batı diye bir şey de zaten yoktur.

Yunan’da kadın bazı istisna insanlar ve bazı durumlar hariç “ortak mülkiyete konu” bir varlıktı.  Kadın ortak mülkiyet dışına çıkarılabilir mi diye tartışılıyordu ve devletin “bilge” olmasını savunan Platon “devlet” kitabında dahi bu konunun tartışması vardır.

Yunan’da kadının adı Pandora idi.

Pandora, içinde hiç iyilik olmayan kötülük kutusu demekti.

Batı aklı son iki yüz yıla kadar kadına aynen böyle baktı ve komünizm batı aklının içinden çıktı.

Komünizm mülkiyete karşı idi ve kadını ve erkeği ortak mülkiyet kapsamı içinde gördü.

Kadınlar çocuk doğurdular ama çocukların ailesi yoktu. Çocuklar da ortak mülkiyet kapsamı içerisinde düşünüldüler ve çocuklar devlet tarafından büyütüldüler.

Komünizm bu kadar insan doğasına aykırı idi ve yıkılıp gitti. 

Komünist ülkeler şimdi aile kavramına dönüş yapmayı yol diye arıyorlar.

Biz ise…

Sözde aileye önem veren bir toplumuz ve sözde çocuklarımız aile ortamında büyüyorlar.

Halbuki öyle değil…

Dört -altı yaş gurubu bir şekilde… Altı yaşından 18 yaşına kadar ise başka şekilde, çocuklarımız elimizden alınıyor ve hiç yıl kaybı olmaz ise on sekiz yaşında bize iade ediliyorlar.

Yani komünizm komünist ülkelerde aile düzeni bakımından komünizm ile birlikte yıkıldı ama bizdeki komünist düzen halen devam ediyor.

Üstelik bizde kimse bu mevcut çocuk ve aile ve eğitim düzeninin bildik komünist düzen olduğunu da kimse bilmiyor ve kimse bunun farkında da değil.

Ne diyelim:

Bu düzende kadınlar, en azından Pandora değiller ve kadınlar devlet memuru bile olabiliyorlar.

Çocuklarımızı elimizden alıp da büyütenlerin bir kısmı da, en azından kadın.

Şükürler olsun yani.