“AĞLAMA DUVARI” YALANI

İsrail Devleti’nin nasıl kurulduğunu, Yahudilerin oraya koca bir yalan içinde nasıl yerleştirildiğini biliyoruz. İsrail denen devlet 2. Dünya Savaşı sonrasında Hitler’in katlettiği! onca Yahudilerden arta kalanların İsrail’e sevk edilmesi ile kuruldu.

Hitler çok suçlanmıştı. Tamam, çok can yaktı ama bu o kadar fazla değildi. Öldürülenlerin çoğunun Polonyalılar ve Çingeneler olduğu da söyleniyor. Arta kalanların da ne İsrail’e kadar gidecek parası ne de takatleri vardı.

Zenginler kendi isteği ile gelmişlerdi. Hatta ve hatta Amerika Kıtası’ndan bile gelenler oldu. İsrail devletinin kurulması için gerekli taban kuruldu ve İsrail 1948’de resmen kuruldu.

Haritaya bakarak İsrail Devletinin kurulduğu yere dikkat edin. Orta Doğu ile Afrika Kıtasını birleştiren yerde, Filistin’in dibinde. ABD, bugünleri düşünerek o günden planlarını yapmış. ABD’nin Orta Doğu’daki eyaleti yani.

ABD, bugüne kadar İsrail’i kullanarak hedeflerini gerçekleştirdi. Bu kadar kısa bilgiden sonra Yahudiler nezdinde İsrail’in meşruiyetini sağlayan, başlığımıza da aldığımız konuya gelelim: AĞLAMA DUVARI…

AĞLAMA DUVARI’NI aslında Süleyman Mabedi’nin kalan son kısmı diye biliriz. Yahudiler nezdinde de öneminin buradan geldiğini düşünürüz. Halbuki gerçek öyle değil. Tabi bunu da yeni öğreniyoruz. Çünkü bugüne kadar bunları tarih kitapları ne yazdı ne de bize anlattılar…

Ağlama Duvarı’nın Hz. Süleyman’la, Süleyman Mabedi ile, Yahudi inancı ile bir alakası yok. Öyle ki Süleyman Mabedinden eser bile kalmadı. Kaldı ki Süleyman Mabedi küçük bir tapınaktı sadece.

Ağlama Duvarı, Yahudilerin zaten tahrif etmiş oldukları inancının üzerine bir de bu yalanı çıkarmış oldukları uydurmadan ibaret. Bir kutsiyeti de yok.

Yahudiler kendi aralarında mabedin batı tarafını korumak amacıyla Batı Duvarı diye adlandırırlar. Ağlama Duvarı tabiri ise önce Batıda kullanılmış, sonrasında bize geçmiş.

Avrupalıların ise Ağlama Duvarı demesinin nedeni şuna dayanır:

Mabed son olarak yıkıldığında sadece bu duvar kalmış ve günümüze kadar sadece bu duvar parçası kalmış. Haliyle Süleyman Mabedi’nin tek hatırası diye bu haliyle adlandırılır olmuş.

Ancak Yahudiler ibadetlerini rahat yapamamışlar. Çünkü Hz. Ömer dönemine kadar buraya Romalılar hükmetmiş, Yahudilerin çıkarmış olduğu kargaşalar nedeniyle burada ibadet etmeleri yasaklanmış.

Hz. Ömer, 637’de Kudüs’ü fethedince inancının gerektirdiği hoşgörüden dolayı Yahudilerin ibadetlerini yapmalarına izin vermiş. Ziyarete gelen Museviler duvarın başında çokça gözyaşı döktüğü için bu duvara AĞLAMA DUVARI adı verilmiş.

Kaldı ki Kudüs sadece Yahudiler için önemli değil. Hristiyan dünyası için de önemli. Hz. Meryem Kudüs’te idi, Hz. İsa Kudüs’te doğdu, bakımı orada yapıldı. Gerildiği çarmıh bile Kudüs yollarında götürüldü.

İşte, AĞLAMA DUVARI’nın serüveni böyle…

Ha, pek alakası olmasa da. Madem Hz. İsa’yı çarmıha geren ve onu öldürmek isteyenler Yahudiler idi, neden Hristiyanlar ve Yahudiler dost olarak hareket ediyorlar diye sorabilirsiniz. Aslında birbirine düşmanlar ama hedef büyük olunca birlikte hareket ediyorlar… Bunu da sonra ele alırız…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ