Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Öncelikle 15 Temmuzda bu milletin geleceği için kendini tanklara, silahlara, F16’lara siper etmiş 249 şehidimizi rahmetle, gazilerimizi de şerefle anıyorum. Burada yazacaklarım kesinlikle yanlış anlaşılmasın. 15 Temmuzun bize çok sağlam bir getirisi olmuştur. O da darbeci askerlerden arındırılmış milli bir ordu. Gelin bu mücadeleyi bir nebze olsun hatırlayalım…
Bugün işler tamamen tersine döndü. PKK ve onun sponsorları batılı devletler Türkiye’nin sınırları içerisindeki mücadeleyi kaybedince Türkiye’yi yola getirme emellerini bu sefer sınırlarımızda aradılar.
Biz belki PKK ile 35 sene mücadele ettik, etmeye de devam ediyoruz ancak sınırlarımızda karşımıza bu sefer PKK’nın değişik versiyonları çıktı. DEAŞ olarak, YPG/PYD olarak… Peki sınırlarımızda nasıl mücadele edecektik. Bu iş için diplomatik güç illa ki gerekiyordu. Bunun için;
Önce içeride siyasi gücümüzü pekiştirmemiz gerekiyordu. Onu 15 yılda Allah’a binlerce şükür olsun ki gerçekleştirdik. İnşallah 2019’da da perçinleyeceğiz. İçeride ve dışarıda siyasi gücününüzü kıvama getirdiğinizde sınırlarınızın güvenliği için yapacağınız müdahalelerde de daha sağlam adımlar atardınız.
Suriye’de attığımız başarılı adımların arkasında yatan en önemli faktörlerden biriydi diplomatik güç. Tabi askeri güç kesinlikle geri plana atılamazdı. Onu da sağlamıştık evelallah. Bu konuda aslında 15 Temmuz bize çok yardımcı oldu. Askeriye’nin içerisindeki darbeci, hain, vatan millet düşmanlarını temizlemeye başlamıştık. Artık ordumuz %100 milliliğe doğru gidiyordu. 15 Temmuzcuların bize en büyük hediyesi de bu olmuştu.
1960’tan beri askeriyenin içerisine yerleştirilmiş darbeci, Amerikancılardan kurtuluyorduk. 15 Temmuzun üzerinden 1,5 yıl geçti. Geçen zaman içerisinde Türkiye, Suriye’de neler yaptı bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. Ordunun içerisinden temizlenmemiş darbecilerle bu iş nasıl olacaktı? Suriye’ye nasıl girecektik? Bunların hiçbirisi mümkün olmazdı.
Ama hesap yapanların üzerinde hesap yapan biri vardı. O da Allah’tı. Müslüman dünyanın tek göz bebeği bir ülke vardı, onu da Allah düşmanlara yem etmezdi, etmedi de. 1,5 yıl içerisinde Türkiye müthiş adımlar attı. Hem siyasette hem de sahada askeri olarak.
Fırat Kalkanı ile yapılması düşünülen terör koridoru hedefini yerle bir ettik. Kantonların birleştirilmesine izin vermedik. Daha sonra bir gece ansızın gelebiliriz dedik, geldik. Gece değil ama gündüz aniden geldik. Afrin’de Zeytin Dalı Herakatı’nı başlattık. Yaklaşık da 3 haftadır oradayız. Merkeze doğru ÖSO ile birlikte ilerliyoruz.
Hiç şüphe olmasın ki bunun devamı gelecek. Allah nasip ederse diğer yerlere de gireceğiz. Tüm bu mücadelemizin yanında şehitlerimiz oluyor olacaktır da. Allah onlardan razı olsun. Ama unutulmasın ki biz bu cumhuriyeti şehitlerimizin kanıyla kurduk. Her karış toprağımız şehit kanlarıyla dolu. Ama yılmayacağız, devam edeceğiz. Planladıkları terör kantonu projelerini başlarına geçireceğiz.
15 Temmuzla birlikte milli ordu oluşturma hediyelerini yarım bırakmayacağız. Gerekeni yapacağız…
İBRAHİM YAVUZ
