Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
15 Temmuz darbesine katılan veya şüpheli olan asker ve siviller tüm yurt genelinde değişik illerde yargılanıyor. Sanıkların çoğu sanki bu darbeyi uzaylılar gelmiş yapmış, bunların bu işle hiç alakası yokmuş gibi davranmaları yüzsüzlüğün, utanmazlığın ve kepazeliğin zirvesidir.Birkaç kişinin ifadeleri dışında sanki herkes uzaktan kumandalı robotlar gibi birileri tarafından yönlendirilmiş, hatta olayların içinde iken çekilen fotoğraflarını bile tanımıyorlar.
Ya bu insanlar büyülenmiş, akli dengeleri yerinde değil. Veya akıllarınca kendilerini yargılayanlarla alay ediyorlar. Bir ihtimal daha var. O da FETÖ’ nün bitmek tükenmek bilmeyen ”Bekleyin! Falan tarihte… bir şeyler olacak” yalanına hala inanmaları…
İnsan aklını kiraya veya İpotek’ e verirse tabii ki dünya yıkılsa tepkisiz kalır. ”Ben yapmadım, o ben değilim, bu işle benim alakam yok, ben oraya tarla almak, böceklerin filmini çekmek için gitmiştim…” der ciddi ciddi kendini kandırmaya çalışır.
Bunlar bundan sonra AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ı meşru veya gayri meşru yollardan iktidardan düşürebilmek için akla gelen veya gelmeyen her türlü çirkin yolu deneyebilir. Her ihanet örgütü ve düşman ile birliktelik yapabilme karakterine sahiptir.
Onların gözünde Erdoğan ve AK Parti İktidarı ile mücadele Musa ile Firavun arasındaki mücadele gibidir. Kendi ihanetlerine ve uluslararası maşalıklarına böyle bir kılıf uydurarak kendi yalanlarına kendilerini inandırmaya çalışıyorlar.
FETÖ hareketi nedense İslam düşmanı rejim, iktidar ve hükümetlerle, hatta darbeci diktatörlerle iyi geçinmişler ama alnı secdeli ve milletin kahir ekseriyetinin sevgi ve saygısını kazanmış, Cumhurun BAŞKAN’ı Erdoğan’a karşı düşmanlıkta rakip tanımamışlardır.
Kenan Evren, 28 Şubatçı Çevik Bir ve onların darbeci arkadaşları aleyhinde hiçbir söz sözleme cesareti gösteremeyen FETÖ’ nün başı şimdi ABD’nin himayesinde Erdoğan ve AK partiyi düşürebilmek için CHP, PKK ve diğer uluslararası şer odaklarıyla birlikte Türkiyeyi düşürme pahasına da olsa her türlüğü çılgınlığı yapabilirler.
Millet olarak her zamankinden daha fazla dost ve düşmanlarımızı iyi tanımak, birlik ve beraberlik içinde olmak, her türlü saldırı ve düşmanlıklara karşı hazır ve uyanık bulunmak zorundayız.
Bu kadar saflık, tecrübesizlik, hatalar ve yanlışlardan sonra hala iktidar sarhoşluğu, ihale bezirganlığı, köşe dönmecilik oynayan bazı partili yöneticiler ile Belediye Başkanlarının haddi bildirmez ve görevlerine son verilmez ise (Allah cc korusun) bir gün birisi gelip olanca kin ve düşmanlığı ile bu icraatları yapmayanlara haddini bildirir. Kaybeden Türkiye ve insanımız olur.
Adalet ve Kalkınma hareketi her ikisi birlikte yürütülmelidir. O zaman ”Adalet” adalet, kalkınma kalkınmadır. Adalet; insanlığın, huzurun, barışın ve kalkınmanın temeli olduğu için ”…… Mülkün temelidir.” Mülkü adaletsiz yürütemezsiniz ama, kalkınma adaletsiz yürütülebilir.
Son olarak; ”Mahkeme hiçbir Kadıya mülk değildir”. Sürekli iktidarda olmak ve iktidarda kalmak Allahtan başka kimsenin garantisi altında değildir. Allah’tan korkan Müslümanların en güzel bir şekilde anı değerlendirmek, eldeki imkanları ve fırsatları en iyi bir şekilde kullanmak gibi bir sorumlulukları vardır.
DAVASI OLMAYANIN KAYGISI VE KAVGASI YOKTUR.
