DİN NEREDEN OĞRENİLMELİ?

Aydın Aydın

Böyle bir soru olabilir mi?

Maalesef sadece Türkiye’de değil dünyanın her tarafında müslümanlar ve İslam hakkında en gerçek ve en değerli soru bu soru.

Üstelik cevabı da yok.  Varsa da muhtelif… Yani herkese göre bir başka ve başkaları birleştirecek ve işin dogrusu da budur diyecek bir merci ve otorite de yoktur.

Halifesiz bir din ve toplum. 

İçerik ve hedefini hiç önemsemeden farklı şeyler söylemeyi özgürlük ve demokrasi  ve bunları da olması gereken en üst ve çağdaş değer sayan bir insanlık türü.

Ne beklenir ki?

Herkes işin en doğrusunu biliyor.

…..

Türkiye için düşünelim:

Aslinda olmasi gereken şudur:

Gerek imam hatip okullarında ve gerekse devlete ait tüm eğitim kurumlarında 

Her türlü arka plan hesaplarından uzak

“Din ne ise tıpkısı olarak”  insanlara olduğu gibi ogretilmeli ve insanlarımız şahıs ve  cemaat niyetlerine ihtiyaç duymayacak şekilde din bakımından tamamen  eğitilmiş ve öğretilmiş olmalıdır.

Devlet

Dinin kendisini ve aslını kendi varolusuna karşı tehlikeli görür de dini kendi varolusuna cevaz oluşturacak şekilde kaliplamaya kalktığı sürece…

Din ogreten başka kurumlara karşı, devlet, işin esasını değil de o kurumların ogretilerini esas alır da onlara karşı veya bazılarını önceleyen bazılarını da oteleyen bir eğitim öğretim yolu izlerse….

İşte o zaman,  her cemaat… “Hakiki dini biz ogretiriz” diyerek…

Hem dine hem de devlete alternatif (mukabil) olmaya devam edeceklerdir ve kendileri ve niyetleri yanlış olsa bile  bu sozlerinde haklı da gozukeceklerdir.

Bu konuda İslam’ın ilk ve son yüzyıldan daha önce telif edilmiş tüm eserler bir yol ve kaynak teşkil ederler.

Son yüzyıl… Her bir yayin bir amaca ve guruba hizmet eden yayinlardir ve onların hiç birisi dinin salt kendisine tekabül etmez.

Buna göre bir gelecek dünyası hayalim var.