Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Dünya üzerinde ilginç şeyler oluyor. Fark etmiyoruz, gözümüzün önünde olup bitenlerle ilgileniyoruz, arka planda neler olup bitiyor pek de bizi ilgilendirmiyor. Ama asıl olanlar arkada olup bitenlerdir. Eğer orada verilen mesajları alabilirsek, görebilirsek parçaları yerine daha rahat yerleştiririz.
Son günlerde Almanya Şansölyesi Merkel yine gündemde. Bu sefer siyaseten değil titremesiyle. Merkel’in son zamanlarda art arda 3 kere titremesi üzerine çokça yorumlar yapıldı. Niye titriyor, bir hastalığı mı var, sıcaklardan mı böyle oluyor yoksa Parkinson başlangıcı mı var diye sorular akılları kurcaladı…
Merkel Yeni Adalet Bakanının mazbata töreninde, Ukrayna Cumhurbaşkanını karşılama töreninde, Almanya Cumhurbaşkanının yanında titremişti. Titremesini susuzluğuna bağlayan Merkel, üç bardak suyun ardından iyi olduğunu söyledi.
Bu titremelerin nedeni üzerinde çokça yorumlar yapıldı. Merkel her ne kadar kameralara karşı iyi görünmeye çalışsa da durumun vahim olduğu belli. Yanlış anlamayın hasta, ölecek anlamında söylemiyorum…
Partisi seçimlerde hezimete uğrayan, daha önce uçakta kendisine mesaj verilen Merkel’in başına şimdi de titreme hastalığı musallat oldu. Tesadüf mü bu kadarı?
Açıkçası işin aslı hiç de göründüğü gibi değil. Almanya’nın politikalarına baktığımız zaman; Almanya’nın Derin ABD-PENTAGON-Derin Londra’nın hiç de hoşuna gitmeyecek rotası vardı.
Avrupa’nın lokomotif ülkesi diye tabir edilen Almanya’nın ABD-PENTAGON’un rotasından çıkması BATI bloğunun hiç de hoşuna gitmezdi. Çünkü Almanya’nın da Batıdan kopup Türkiye-Rusya-Çin’in oluşturduğu AVRASYA BLOĞU’NA kayması dengeleri tamamen değiştirebilirdi.
Merkel’e en büyük darbeyi vuranlardan biri de Der Spigel olmuştu. Katolik Der Spigel! Merkel Protestan. Der Spigel Merkel’in çıplak fotoğraflarını manşete taşımıştı…
Merkel, Aşağı Saksonya Eyaletinde Irak’ın toprak bütünlüğünden, orada bir Kürt Devletinin kurulmasından yana olmadığını söylemişti. Tam da ANTİ-ABD-PENTAGON tavırları… ABD bunu asla affetmezdi. Aralarında büyük bir savaş başlamıştı.
Bu yüzden;…
Merkel’in başına gelenlerin hiç de normal olduğu kanaatinde değilim. Daha önce nice devlet adamlarının rotasını değiştirdiler. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi. Tıpkı ABD Başkanı Trump’ın PENTAGON tarafından baskı altına alınması gibi. Tıpkı Çin lideri Cinping’in vergi politikaları, Huawei vs. gibi nedenlerle başının dertte olması gibi… Liste uzar da gider…
Dünya üzerinde Akdeniz ve Orta Doğu’ya BATI’dan bakan eksen AVRASYA BLOĞUNUN karşısında. Ve bu bloğu yıkmak için de her yolu deniyor. İttifakların olduğu yeni bir dünya değil tek bir küresel ülke, dünya olsun istiyor…
Merkel için asıl önemli olan bundan sonra nerede duracağıdır. Kameralara karşı tabiki ben iyiyim, görevimin başındayım, tehlikeli bir durum yok diyecek. Hiçkimse zaten bunun aksini söyleyemez.
Merkel’in zaten partisi kan kaybetmiş durumda. Bu titreme olayı da bir başka hadise. Ne içirdiler, ne yedirdiler orasını bilemiyoruz, ama kendisi için hiç iyi şeyler olmadığı ve olmayacağı da açık…
Kendisine yapılan uyarılar bir adım daha ileriye giderse itibar kaybı daha da çok olabilir. Tabi bunu belirleyecek olan Merkel’in kimin yanında durduğu, eylemleri ve söylemleri olacak…
Dünya böyle dönüyor artık. Ben bir ittifaktayım, duruşum bu demekle işin içinden sıyrılınamıyor. Anında uyarıyı veriyorlar. Adnan Menderes gibi, Turgut Özal gibi, Necmettin Erbakan Hoca gibi, Kennedy gibi…
Pozisyon almak yetmiyor… Durduğun yer yanlış olduğunda anında mesaj veriliyor… Merkel’in başına gelenler de böyle bir şey olsa gerek… Yakında yansımalarını daha net görürüz…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
