Arif Altunbaş
Gurur, kibir ve her hususta aşırıya gitme! Hepimiz Âdem ve Havva’nın çocukları olan kardeşleriz. Aramızda iyilik yapmaktan ve Allaha yakın olmaktan başka hiçbir üstünlük yok.
Hep havalarda, zirvelerde gezip, esip tozma! Yukarılardan aşağılara in! İnsan ol, insanlara karış! Yaratılanları hoş gör! Onlarla barışık yaşa! Onlardan bir farkın olmadığını, aralarından birisi olduğunu bir an bile unutma! Yoksa kendi içinde kendin için bir zindan örer, orada Hakkı hakikati, aydınlığı ve kendini kaybedersin!
Toprak gibi aziz ve alçak gönüllü ol ki, insanlar seni adam (Âdem) sansın, insan olarak sana saygı duysun, yaklaşsın yakınlaşsın! Yaratılan her şey senden faydalansın! Sen de onlardan faydalan! Allah âlemi ve insanlığı her biri diğerinden faydalansın diye yaratmıştır.
Kimse kimsenin kölesi veya efendisi değildir. Herkes herkesin kardeşidir. Kardeşliğin en büyük düşmanı hasetlik, fesatlık ve çekememezliktir. Onlar da insanın içinde yuvalanmış mikrop gibi ahlaki bir hastalıklardır. Onlardan kurtulmanın yolu, ilacı ve kurtuluş reçetesi İslam’a inanmak, onu öğrenmek, onu yaşamak ve yaşatmaya çalışmaktır. Bunlar da İslami bir cemiyet ve toplum içinde öğrenilir ve yaşanır. Pisliğin içinde temizlik, cehennemin içinde cennet aranmaz.
İslam her türlü beşeri kirlilik ve çirkinlikten uzak, onlarla mücadele etmek ve yok etmek için Allah tarafından gönderilen peygamberler vasıtasıyla insanlığa müjdeleyici, kurtarıcı ve yol gösterici bir din olarak gönderilmiştir.
Her sahip olmak istediğin şeye helalinden ve temizinden sahip ol! Hep temiz ve helal kazan, adil bir hayata ve işlere talip ol ki, için ve dışın temiz olsun ve temiz kalsın! İnsanlar aynaya baktığı gibi sana bakıp kendine bir çeki ve düzen versin!
Toprağa yakın ol ki, eşrefi mahlûkat olan insan olarak hep yükseklerde kalasın! İnsan olarak doğdun, insan olarak kalıp yaşayıp insanlığa örnek ve rehber olduğun sürece insanlık huzur, barış ve kardeş olarak yaşayacaktır. Ne kadar vahşileşir, hayvanileşir ve barbarlaşırsan o kadar insansın.
Âdem de topraktan yaratılmış ve sonunda toprak olmuştur. Hayat bu dünya ve öbür dünya arasında imtihan yolu üzerindeki köprüdür. Bir Müslüman olarak görev ve sorumluluklarını unutarak köprü üzerinde ev yapıp eylenme! Sen dursan da dünya dönüyor, zaman daralıyor, gelecek olan son gün sana biraz daha yaklaşıyor. Hiçbir zaman topraktan geldiğini, sen de bir gün toprak olacağını unutma!
Ümit var ol! Umut bitmez tükenmez bir hazinedir. Umut devşir! Umut inşa et! Umudun rehberi ol! Herkeze umut dağıt! Nihayet umutla yaşa! İman ve umut Müslüman kişinin sıfatıdır. Onu nerede görse, bulsa, duysa, ona ulaşsa onu pusula olarak alır ve kullanır. Umudunu yitiren kişi ve toplumlar hayat mücadelesini de kaybeder. Umutsuzluk, inançsızlık ve imansızlığın çıkmaz sokağıdır. Umudunu yitiren kişi çölde devesini kaybeden bir bedeviye döner.
Kardeş olanlar et ve tırnak, kemik ve beden, kalp ve ruh gibi birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Biri diğerinden ayrıldığında ortada tükenmez bir acı, dar çıkmaz sokak ve karanlık bir dünya kalır.
Kardeş olmak, kardeş kalmak, bir kardeşlik yurdu ve dünyası kurmak Müslüman her kişinin iman ve inancının gereğidir. Bu inanç ve ideal millet olarak bugün ve yarınımızın garantisidir. İslam, kurallar ve ilkeler dinidir. İlkesizlik ve kuralsızlık imansızlıkla eş değerdir.
‘’Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona yardım eder, ona yalan söylemez, ona zulmetmez. Her bir Müslüman, kardeşinin aynasıdır, onda bir rahatsızlık görürse bunu ondan gidersin.” (1) “Sizden biriniz kendisi için sevdiğini mü’min kardeşi için de sevmedikçe gerçek mü’min olamaz.” (2)
“Mü’minler birbirlerini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiğinde, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş içindedirler.” (3)
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (zalimlere) teslim etmez. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın (kusurunu) örterse Allah da kıyamet günü onun kusurunu örter.” (4)
Müslümanlar bir binanın yapı malzemeleri gibi iç içe geçmiş ve birbiriyle kenetlenmiş bir beden ve ruh gibi kardeş bir millet ve ümmettir. Kim bu bedenden kopar veya ayrılırsa bu onun için en büyük zillet ve külfettir.
Arif Altunbaş
NOT;
- Tirmizi, Birr 17,18, (1927, 1928, 1930);
- Müslim, İman 95, (55)
- (Müslim, “Birr” 66)
- (Müslim, “Birr” 58; Tirmizî, “Hudud”
Haber7 ‘den alıntı.