İktidar olmayı istemek; bir amacı ve sevdayı, bir ideali ve hedefleri hayata geçirmek insanın, hatta, insanlığın hizmetine sunma iddiasıdır bir yerde
Halkçılık yapıp halktan, milliyetçilik yapıp milletten ve onların değerlerinden kopuk bir yolun peşinden koşarak; ne olursa olsun, nasıl olursa olsun, kiminle olursa olsun… ille de iktidar olmak için ahlaki tüm ölçü ve kuralları çiğneyerek iktidar olmak, iktidara yürümek akıl ve mantık sahiplerinin yolu değil, bu bir yerlerden güdülen ve yönetilen vesayetçi politikacıları ve savaşçılarının kirli işidir.
Hele hiçbir sınır, ölçü, kural ve ahlak tanımaz bir harekete kendisi gibi, kendisine benzeyen fırıldak gurupları ve partileri de ekler, onlarla bir cephe, bir koalisyon ve ittifak oluşturarak amaçlarına ulaşmaya çalışmak, bu hareketi daha güvenilmez ve daha kontrolsüz bir hale getirir. Velev ki bu ittifakın, bu birliğin ve cephenin adı ‘’Millet İttifakı’’ veya ‘’Cumhur ittifakı’’ olsun, fark etmez.
Milletin değerleriyle savaşan, milletin değerlerine karşı dostlarının siyasi, ekonomik ve kültürel hedeflerini iktidara getirmek isteyenler, millilikle uzaktan yakından alakası olmayan, hatta; millet ve milletin ahlaki değerleriyle kırk yıldır savaşan ayrılıkçı silahlı bir hareketin siyasi uzantısı olan bir parti ve o partili dostlarıyla omuz omuz omuza, her ne pahasına olursa olsun iktidar koltuğunu oturmak, devletin direksiyonunu eline geçirip devlet gemisini yürütmek iddiasında olanlar, bu milletin ve devletin başına geçerse, bu o millet ve devletin başına gelecek en büyük bir musibet ve beladır.
Dış güdümlü, milli ve yerli değerlerden kopuk, içinde her türlü ideoloji, fikri ve dünya görüşünü barındıran bir hareket ve cephe ortak rakip ve düşmanlarını alt edebilmek için bir araya gelerek bir birlik ve ittifak kurabilirler, ama; bu koalisyon ya yolda iken veya hedeflerine ulaştıklarında mutlaka iç kavga ve ayrışmaya girerek birisi diğerini saf dışı eder. Tabi ki, akıllı ve güçlü olanlar kazanır bu mücadelede. Bu gurupların kavgasından dolayı herkesten önce ve en fazla kaybeden de top yekün milletin kendisi olur.
Bazen bu kavgalar devlet ve milletlerin bölünüp parçalanmasına, birlikte hareket ettikleri dış güçlerin arzu ettikleri hedeflere ulaşıncaya kadar yıllarca sürebilir. Sonunda ülke zayıf düşer, insanlar perişan olur, nesiller ise yitik ve masum bir kuşak olarak özürlü bir toplum haline gelir, bir daha ayağa kalkamaz, sürünür. Yakın tarihimizde; Afganistan, Irak, Suriye, Somali, Sudan, ve Libya en taze ve güncel örnekler olarak gözümüzün önünde bir ibret sahnesi olarak durmaktadır.
CHP’nin son Kurultayında sayın Kılıçdaroğlu; ‘’Dostlarımızla birlikte iktidara yürüyeceğiz’’ diye bir iddiada bulundu.
Kim bu dostlarımız dedikleri devlet ve guruplar? Başta; FETÖ, sonra; PKK’nın siyasi uzantısı olan BDP, daha sonra; diğer siyasi partilerden küserek ayrılan veya atılan müzmin muhalefet ve küskünlerden oluşan bir aşure çorbası. Daha sonra da; Tayyip Erdoğan karşıtlığı ve kini üzerinde aklı ve mantığı zorlayan bir mücadele sergilerken ‘’MİL’’ini kırılıp milsiz kalan, ‘’Milli duruşunu’’ kaybeden ve şanzuman dağıtan SP.
Bir de yurt dışındaki dostları var bu CHP’nin malum! ABD, AB, İMF, Esed, Ermeni, Yunan ve İsrail destekçisi İslam ve Türkiye düşmanı siyonist odaklar… Politik mücadelede açık ve şaffaf ol/a/mamak kararsız ve karanlık bir yol ve dışa bağımlı bir bağlantının göstergesidir çoğu zamanlar.
‘’Kılıçlaroğlu iktidara yürümek …’’ istediği yurt içindeki ve yurt dışındaki dostlarını tek tek, isim isim sayıp dökmeli, her konuda açık ve şeffaf olmalıdır. Öyle; kelimeleri yuvarlayarak, eğip bükerek, zikzak çizip kıvırtarak siyaset meydanında kaçak güreşmek Kılıçdaroğluna ait bir politika olsa da, artık milletimiz bu tip siyasetçileri ve siyasi partileri ciddiye almıyor.
CHP’nin, ‘’Dostlarıyla birlikte iktidara yürümek için…’’ milleti çağırdığı yol ,yol değil;karanlık ve çıkmaz bir sokaktır. Milletimiz; Kılıçdaroğlu’nun bu numarasını da asla yemez…
‘’Dürst ve şeffaf olursan; başta tutarlar seni. Kaypak ve yamuk olursan; düzeltirler enseni’’ dedi her seçimde. Bundan sonra tekrarlayacağı ve yapacağı budur milletimizin.
Milletimiz; ayak oyunlarına yer, katakülliye de asla fırsat vermez.