Emin Batur
Aslında bir değil.. binlerce onbinlerce
Ama
Ben bir tanesinden bahsedeceğim.
Bu ailenin bilgileri bende mevcut.. çözüm bulmak isteyenlere bu bilgileri verebilirim.
MUTLU BİR AİLE
Yusuf
Türkiye’ye yakın Firdevs şehrinde çoluk çocuğu ile huzurlu bir hayat sürerken Tunus’tan patlayan dalganın Suriye kıyılarını da vuracağından habersiz bir şekilde yaşıyordu.
Okuma-yazması da olmadığı için kulaktan duyma bilgiler veya çocuklarının aktardıkları ile yetiniyordu.
Şam’ın varoşlarında Dar’a da çocukların duvara yazdığı basit bir sloganın ülkeyi kan gölüne çevireceğini nereden bilebilirdi ki…
ENDİŞELİ BEKLEYİŞ
… Ama rejimin
Çok katı.. gaddar ve zalim olduğunu biliyordu.
Binaenaleyh
Bu karışıklıkları hiç de hayra yormadı
Ve
Beşşar Esad’a “Senin de sonun geldi Doktor” diyen çocuklara belki de içinden kızmıştı ama ok yaydan çıkmış çocuklar içeri alınmış ve aileleri ile görüştürülmeyince protesto gösterileri başlamıştı bile.
KATLİAM BAŞLIYOR
“Vay!
Baas rejiminde protesto ha… Ben size protestonun ne olduğunu göstereceğim!”
Çocuklarını isteyen protestocu anne babaların üzerine ateş açıldı. Ortalık kan gölüne döndü.
Bu arada
Tunus..Libya ve Mısır’ın da diktatörleri ya kaçtı veya yakalanarak linç edildiğini gören Suriye’nin muhalif liderleri bu zulüm karşısında daha fazla dayanamayıp silaha sarıldı.
Bundan sonrası malum…
Beşşar Esad
Rusya ve İran’ın desteği ile hedef gözetmeksizin evlerin üzerine varil bombaları bırakmaya başladı.
Yani
Bugün GAZZE’de yaşananların daha fecisini kendi halkına yaşattı.
YUSUF’UN DA EVİ BOMBALANIYOR
Yusuf’un
Bu olaylarda ne kadar dahli var bilmiyoruz.
Zaten dahli olsa bile cirmi kadar yer yakar. Altı çocuklu kıt kanaat geçinen biri ama kendi evinde mutlu ve huzurluydu.
Ta ki,
Bir varil bombası da evlerine düşene kadar.
Evleri başlarına yıkılıyor ama neyse ki, ufak tefek yaralar haricinde can kaybı olmuyor. Sadece hanımının parmakları kopuyor.
Şimdiye kadar dayanmıştı ama evi başına yıkılınca
Can havli ile
Ailesini kapıp Türkiye’ye kaçıyor.
MEĞERSE
YUSUF’UN ÇİLESİ BİTMEMİŞ
Yusuf
İstanbul Gaziosmanpaşa’da bir bodrum katına sakat hanımı ve altı çocuğu ile yerleşiyor.
Hayırsever vatandaşlarımız birleşip kendisine bir motor alıyorlar.
O da bununla çöp konteynerlerinden kâğıt, pet şişe vb. gibi şeyler toplayarak geçimini sağlamaya çalışıyor
Ama…
GÖÇ İDARESİNDEKİ
MEMURUN İŞGÜZARLIĞI
… Meğerse
Hanımı ve çocuklarına İstanbul ikameti verilmişken kendisine Ankara ikameti verilmiş.
Yardımcı olan hayırsever vatandaşlarımız bu basit hatayı düzeltmek için çalmadık kapı bırakmıyorlar ama ı-ıh… Mümkün değil.
Yine bir gün çöpten kâğıt vs. toplarken polisler yakalıyor.
Kendisi için büyük bir servet olan ekmek teknesi motoruna el koyuyorlar. Kendisini de hemen sınır dışı…
HAYIR! HEMEN SINIRDIŞI EDİLMİYOR
Bürokrasi hazretleri onu hemen sınır dışı eder mi?
Önce Gaziosmanpaşa’dan Tuzla Göç İdaresi’ne,
Oradan Ankara’ya.. Ankara’dan G. Antep’e… Nihayet Kilis.
Yusuf
O soğuk günlerin etkisiyle 11 gün nezarethanelerde kalınca halsiz düşüyor. Serum verilip kendisine gelince o zaman sınır dışı ediyorlar.
BİZİM İÇİN NE KADAR BASİT
Okurken bizim için ne kadar basit değil mi?
Hanımı sakat.. çalışamaz.
6 çocuğun beşi gelişmemiş. Birinde kalp pili var. İki çocuğu Medipol hastanesinde ameliyat edildi. Yine hayırseverlerin yardımı ile 50.000 lira toplanıp ödendi.
Böyle bir babayı kolundan tutup sınır dışı ediyorsun.
Neticede adamın ikameti var. Ankara’ya gönder durumu anlatıp düzelt..ama öyle olmuyor.
VEBALI MUAMELESİ
Adamcağızın ikameti olduğu için geri geliyor
Ama
Artık evden dışarı çıkamıyor.
Şu anda diş ağrısı çekiyor ama dişçiye de gidemiyor.
Çünkü
Hem parası yok hem sınır dışı ederler diye korkuyor.
Yine hayırsever bir vatandaşımız arabasına alıp götürdüğünü söyledi. İşini gücünü bırakmış başında nöbetçi gibi bekliyor.
Sağ olsun o kardeşimiz ara sıra alıp bahçesine de götürüyor. Biraz hava alıp dertlerini unutsun diye.
“SIĞINMACI DEDİK İNSAN ÇIKTI!”
Almanya’ya giden işçilerimiz için
Bir Alman yetkili,
– İşçi istedik insan çıktılar!
Demişti ya.
Şimdi de keyfi yerinde başına hiçbir musibet gelmeyecekmiş gibi; Karun hayatı yaşayanlar sığınmacıları oradan oraya taşınacak eşya gibi görüyorlar.
Bunlar
Allah’ ın (cc) müntakim olduğunu unutmuş görünüyorlar.
Allah intikam alıcıların en hayırlısıdır.