Pazar , 22 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
ZAMANI BEREKETLENDİRMEK 

ZAMANI BEREKETLENDİRMEK 

Mustafa KOLCU 

Rabbimiz onlarca ayette zamana yemin eder. Kur’an’da güneşe, aya, geceye, gündüze ve birçok zaman ölçüsüne yer verir. Zaman, kulluk ve gereklerini yerine getirmek için Allah’ın emanetidir. 

Zamanı gereği gibi değerlendirmek de ilahi hesaba dâhildir. Şu ana kadar gelip geçen nice insan, bu haklarını kullandı. Zaman, imandan sonra en kıymetli nimet, yeri doldurulamaz değerdir. Kıymeti olanın korunmaya ihtiyacı vardır. İmanı korumak için zamanı bereketli kullanmak gerekir. Onun için bugünün kulluğu yarına bırakılmamalıdır. İmanın düşmanı şeytan, insanın zamanına göz diker.  

Zaman Allah’ın kuluna verdiği eman’dır. Cenneti bırakıp cehenneme koşanların geri dönüş isteklerine: “Düşünecek kadar bir ömür vermedim mi?” (35/Fatır, 37) karşılığını vererek, zamanı ziyan edenlerin hallerinden haberdar eder. Yaşamı devam eden kullarına da:”Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler ziyanda değillerdir.” (103/ Asr, 1-3) uyarısında bulunur. 

Asr suresi, hayatın geneline ışık tutup doğru kazancın yolunu anlaşılır ifadelerle göstererek, dinî ve ahlâkî yükümlülüklerin, öğütlerin özü sayılabilecek bir anlam derinliği içermektedir. Zamana yüklenen doğru yaklaşımlar, onun niteliğini artırır. Nitelik nicelikten önemlidir. Kıymetli olan uzun yaşanmışlık değil, yaşamın neye adandığıdır. Her değer gibi zaman da harcanır. Harcanan her şeyin karşılığı vardır. Dünyalık değerler için harcanan zaman belki zenginlik ve toplum içinde itibar getirebilir. Lakin harcanan zaman Rabbimiz katında değerimizi artırırsa bereketlenir. Ölünce bırakılacak şeyler için harcanan zaman yerine, dünyada ve ahirette kazandıracak değerler için harcanan zaman bereketlidir. Bir gece, vahiyle buluşunca bin ay kadar bereketlenir. Bir kalp,  vahiyle dirilince, bir âlem dirilmiş gibi olur. İnsan kıymetli zamanını Allah’a adayınca sevgili kul olur. Bereketlenen zaman, hayatı cennet yurdu eder. 

Zaman iman için su gibi azizdir. Zamanında verilmeyen bir yudum su yüzünden kuruyan fidanı, akarsuya diksen yeşermez. İman tohumu zamanında korunmazsa, iş işten geçtikten sonra yapılan tövbe onu yeşertmez.  Her şey kendine ait zamanını tüketir. Zaman tükenince ölüm gelir. Ölüm ya cennet olur gelir ya da cehennem olur gelir. Dünya doğumla karşıladığı misafirlerini, ölümle uğurlar. Maddi değerler için hesap üzerine hesap yapan insan, hesap verilecek günü unutmamalıdır. İmanı için kıymetlisi olan zamanını korumalıdır. 

Rasulüllah: ”İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1) buyurarak insanları zamanın değerini bilmeye, hesaplı kullanmaya çağırıyor. 

Zaman gecesiyle gündüzüyle varlığı kuşatan ve yöneten değerdir. Allah’ın yarattıkları arasındaki denge ve uyum zamana tabi tutulan insan için vazgeçilmezdir. Gündüzün ve gecenin yaratılış amacı unutulunca denge bozuldu. Sonrasında insanın hayata bakışı bozuldu. Gece gündüz birbirine karıştı. Sürekli ve çokça kazanmak amaç oldu; ancak insan yoruldu.  Oysa zaman var edenin dediği gibi kullanılmalıdır: ”Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık. Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık. Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.”(78/ Nebe, 9-11) 

Kimsenin zamanı ne eksik ne de fazladır. Herkesin imtihanı, zamanı kadardır. Kendisine ayrılan zamanı doğru yerde, doğru kullananlar kazanacakları cennetle sevineceklerdir:“Rabbimiz Allah’tır diyenler sonra da dosdoğru olanlar için ne korku vardır ne de hüzün. Onlar cennetliktir. İşlediklerinin karşılığı olarak cennette temelli kalacaklardır.”(49/Ahkâf, 13-14) Müslümanın zaman algısı, durduğu yerden varacağı yeri görmek üzerinedir.  

Kişi kendine ait zamanı nasıl kullanmalıdır, sorusu önemlidir. Yaratan Rabbi için kulluğa zaman ayıranlar, zaman ayırdıkları şeyleri de imanlarına şahit kılarlar. İman ehli zamanını imha değil ihya eder. Bir evlat yetiştirir salih olur. Ailesine kanat, akrabasına rahmet olur, malıyla muhtaca umut olur, aş olur, iş olur. Yeter ki niyet Allah’ın rızasını kazanmak üzere olsun.  Zaman doğru düşünürken, doğru davranırken, hayra koşarken, secdeye eğilirken, zikirle kıyamdayken, doğrulara niyetle uykuya dalarken kıymetlenir. Zaman insanın arkadaşıdır, duygularda iz bırakır, geçmişin heybesinde hatıralar taşır, geleceğin duraklarına haberler salar. Zaman büyük imkândır. Toprak onunla yeşerir, tane onunla yedi başak olur, kâinat onunla yaşlanır, onunla eskir, el ayak, onunla dolar kundak, onunla dolar toprak.  

Zaman kalbin sırdaşıdır. Ağlamaya, gülmeye, umut etmeye, pişmanlığa, yanaklardan süzülen, tövbeye eşlik eden, gözyaşına sırdaştır. Hayallerine ulaşamadan ölenlere, ölüm sonrası gidenlere, ölmeyecekmiş gibi gezenlere, akan onca kana, katledilen masumlara sırdaştır. Haksızlığa susarak, şeytana yanaşanlara sırdaştır. Hesap gününde açılacak amel defterine sırdaştır.  

Zaman kıymetini bilmek, kazanmaktır. Tıpkı başarıya koşan koşucu gibi, her attığı adımla harcanan zaman kazanmak içindir. İnsanın kazanırken azalan yanı zamanıdır. Bütün varlık için bu durum böyledir. Malı artar, kullanacağı zaman azalır. Kum saati gibi. Kumlar tane tane dökülse de biter, insana mezar olur. İnsan zaman içinde her şeye sahip olabilse de, harcadığı zamana bir daha sahip olamaz. Geçen her günümüz, ölen ömrümüzden bir parçadır.  İnsan dursa da ona ayrılan zaman durmaz. ”Öyleyse bir işin bitirince yeni işe koyul. Rabbine yönel.”(94/İnşirah,7-8)   

Zamanın harcandığı yerler değerli olmalıdır. Allah’a kulluğun bütün hayatı kuşattığı zaman dilimleri harcamaya değerdir. Zamanı tayin edilmiş bütün ilahi emir ve tavsiyeler, onu en bereketli şekilde kullanmayı öğretir.  Allah yolunda harcanan her an kıymetlidir, bereketlidir. 

Zamanı bereketlendirmek için planlı davranmak, boş iş ve cahil ortamlardan, zaman hırsızlarından uzak durmak gerekir. Bu hırsız en kıymetline, imanına, göz dikmiş olabilir. Hırsız cebinde telefon, evinde televizyon, sokakta boş muhabbet, bitmez tükenmez hırslar, dünyevi beklentiler olabilir. Bu hırsız, Müslümandan beklenen, kulluk görev ve sorumlulukları ertelemeye, belki de terk etmeye sebep olabilir. Sebepler insanı hüsrana taşırsa, bütün âlemin maddiyatına sahip olmak ne işe yarar? İsrafın her türlüsü haramdır. En korkunç israf ise zamanın israfıdır. İnsan israf ettiği parayı zaman ile kazanır. Ama kazandığı parayla zamanı alamaz. Dünyaya dair bütün kazanımların bir değeri vardır. Müslüman için değerli olan ise cennete taşıyandır. İnsan, zaman denizinde hayat gemisindeki yolcudur, meçhule değil, mabuda gider. İmana zaman ayıranların yaptıkları ve yapacakları bellidir. Onlar, yaptıklarıyla hayra öncülük ederler. Her günü daha kıymetli kılmanın gayretinde olurlar.  Allah’a verdiği iman sözüne yaşadıkları zamanı şahit kılanlar:”Derler ki: “Bize olan vaadine sadık kalan ve cennette dilediğimiz gibi hareket edelim diye bizi (cennet) arzına vâris kılan Allah’a hamd olsun. Çalışanların mükâfatı ne güzeldir.”(39/Zümer, 74) 

Mustafa Kolcu *

Tüm Yazıları →
Mustafa Kolcu

Ayrıca Bakınız

ALLAH’I SEVER GİBİ SEVMEYİN

ALLAH’I SEVER GİBİ SEVMEYİN

Mustafa Kolcu Günahların derinliklerinde mutluluk arayanlara sorulsa: “Mümin değil misin ki, Allah’ın sevmediği şeyleri seviyor, …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir