Millet İttifakı adı verilen ittifak 2018 genel seçimlerinde AK Partiye karşı oluşturulan bir seçim cephesi olarak ortaya çıktı. Başını Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) nin çektiği, İYİ Parti (İP), Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti (DP) tarafından resmen (5 Mayıs 2018 tarihinde) başlatıldı.
PKK’nın siyasi uzantısı HDP birçok vilayette bu ittifakı güçlü bir şekilde destekledi. Bu destekle İstanbul, Ankara, Adana gibi Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını ittifak adayları kazandı.
Bu ittifak kendi içinde hiçbir zaman ortak bir fikir, düşünce, çatı ortaya koyamadı. Homojen bir yapıya sahip olamadığından kör topal ayakta kalabilmek için zikzaklar çizip manevra üstüne manevralar yaparak ahlaki ve ilkeli bir duruş sergileyemedi. Erdoğan karşıtı olmanın dışında ciddi ve tutarlı ne bir eylem ve söylem, ne de bir plan ve projeleri yoktu.
Bu birbirlerine benzemeyenler ittifakının bileşenleri göstermelikte olsa bir ittifak çatısı altında bir yumruk olamadılar. Hepsinin de tek bir ortak noktası ve isteği vardı. O da; ‘’AK Parti ve Başkan Erdoğan’ın iktidardan düşürülmesi ve yerine (PKK da dahil) kim gelirse gelsin, ortak ve sakat anlayışı idi.
’’Bu anlayış Türkiye düşmanı batılı emperyalistlerin öteden beri öngördüğü ve dillendirdikleri stratejinin aynısı idi. Seçim konuşmalarında ABD Başkanı Biden’ in, ‘’Bu sefer darbe ile değil muhalefeti destekleyerek Türkiye’de Erdoğan’ı devireceğiz’’ dediği herkesçe malumdur. İşte o iddianın taşeronları bu muhalefetin bileşenleridir.
CHP’nin Halkçılığı kuruluşundan bu yana nasıl Halkla ve halkın değerleriyle savaşmak oldu ise, İP’ in eylem ve söylemleri de millet ve milletin değerleriyle dalaşmak, savaşmak ve hakaret etmekten bir karış ileri gidemedi. Çünkü bir parti kendi içinde akort olamamış, bir bütünlük ve dik bir duruş ortaya koyamamış ise, mafya artığı milliyetçi taslaklarından ahlaksız, çirkin, şirret eylem ve söylemleriyle gürültü patırtı çıkararak, batının taşeronluğuna dayanarak iktidara gelmek istiyorsa, diğer partilerin küskünlerinden oluşuyorsa ortaya çıkacak manzara ipsizlerin İP’ e sarılma ve yer kapma mücadelesinden başka bir şey değildir.
Hem CHP’nin, hem İP’ in iplerini ABD taşeronu PKK’nın siyasi uzantısı HDP’ nin elinde ise, onları yularlarından tutup istediği gibi hareket ettiriyor veya durduruyor ise bu ittifak Amerikan güdümündeki taşeronların ittifakı değil de nedir? Darbeler ve zorbalıklarla bir şeyler elde edemeyeceğini anlayan emperyalist güçler Türkiye’ yi yerli münafıklar ve taşeronlar vasıtasıyla kontrol etmek ve yönetmek istiyor.
Her iki partinin gözünü iktidar hırsı bürümüş durumda. İktidar olmak için utanmadan, sıkılmadan göz göre göre yalanı, iftirayı, küfrü, komplo teorilerini, zaman zaman kabadayılığa soyunarak Halka/millete karşı adeta meydan okuyorlar. Azgın ve şaşkın, hiçbir etik, hukuki sınır ve kurala dikkat etmeden milletvekili zırhı arkasına gizlenerek darbeci ve mafya usulleriyle iktidar olma düşü görüyorlar. Bu had bilmez ve sınır tanımazlığın adına da milletin aklıyla alay ederek ‘’Millet ittifakı ’’ diyorlar.
Trajı-komik olan şu ki, CHP ve İP muhalefetin iki büyük partisi ama ‘’Devenin boyu ve gövdesi ne kadar büyük olursa olsun, onların başını küçücük bir eşek çekiyor.’’ Kandilden milletin evlatlarını öldürmek için emir veren Karayılanla, Mecliste oturup milletin namusuna söven, yumruk ve tekme atan sarı çiyan arasında hiçbir fark yok.
Milletin kutsalları ve değerlerine karşı savaşan kurt postuna bürünmüş çakalları ABD ve AB ülkeleri taşeron olarak kullanıp iktidara taşınmak istiyor. Millete rağmen millet düşmanlarının, Halka rağmen halk düşmanlarının söyledikleri; yalanlar, iftiralar, ürettikleri; provakasyonlar, sergiledikleri; adilikler, alçaklıklar HDP ile olan ittifakları bu birlikteliğin bir zillet ittifakının ötesinde ucu ABD taşeronluğuna kadar dayanan bir illet ittifakı olduğunu gösteriyor.
HDP’ den sonra Demokrat Parti, SP, DEVA, ve Gelecek Partisi ile doğru yolun sapık kolları olan kimi Müslüman cemaatler ve guruplar bu şer ittifakının bileşenlerini oluşturmak isteseler bile milletimizin idrak ve irfanı Haçlı batıya ve emperyalizme uşaklık ve temsilcilik yapan taşeronlara asla geçit ve prim vermeyecektir.
Özellikle; CHP ve HDP yılanı ile aynı çuvala girmek isteyen Müslümanlar bir kere değil bin kere düşünmek zorundadırlar. Müslümanların çağdaş cahiliyenin, Firavuni sistem ve düzenlerin kendileri ve taşeronlarıyla siyasi bir ortaklık yapmaları, aynı cephede bulunmaları o kişi ve toplumları itikadi bir sapıklığa kadar götürebilecek birçok yanlış ve tehlikeyle yüze yüze getirecektir.
Biden’ in piyonları, Amerikan emperyalizminin taşeronları…