Cuma , 27 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ TEŞEKKÜRÜM   

İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ TEŞEKKÜRÜM  

Geçen yazıda

Cumhurbaşkanımıza üç teşekkür borcumdan bahsetmiştim.

Birincisi olan

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde gördüğüm hizmeti geçen yazıda anlatmıştım.

 

KUZEY MARMARA OTOYOLU

İkinci teşekkürüm Kuzey Marmara Otoyolu için…

Bu yolu daha önce kullanmış ve çok memnun kalmıştım

Kuzuluk kaplıcalarına giderken normal yoldan gideyim dedim

Bundan dolayı da

Çoluk çocuk trafikte çok zahmet çekmiştik.

Binaenaleyh

Dönüşte pahalı falan demeden direkt Kuzey Marmara Otoyolu’na girmiş

Ve

O zaman ne kadar rahat ve önemli bir yatırım olduğunu görmüştüm

Am

İstanbul şehir içi trafiğini de rahatlatacağını hiç düşünmemiştim.

 

NAVİGASYON

Çam ve Sakura Hastanesinden çıktığımda Fatih’teki işimi halledip Başakşehir’e dönmek üzere yola çıktım.

Bugünlerde

Fatih’e ulaşmanın ne kadar zor olduğu malumdur. Trafik her zaman kilit…

Bundan dolayı

Hastaneden çıkar çıkmaz trafik yoğunluğunun az olduğu yerlerden götürmesi için novigasyonu açarak ona tabi oldum.

 

HAVALANIYORUM

Yandex

Beni önce hastanenin yeni açılan bağlantı yolları ile Sultangazi-Arnavutköy istikametine yönlendirdi.

Bana tuhaf geldi;

İçimden “niye ters istikamete götürüyor” diye geçirdim.

Biraz sonra ana yoldan Fatih istikametine yönlendirince

Bu sefer dikkatimi tamamen telefona vererek sürmeye başladım.

 

Bu arada

Yola hiç dikkat etmediğim için

Biraz sonra kendimi havalanmış ve Amerika’nın otobanlarına konmuş gibi hissettim.

45 yıldır İstanbul’dayım

Ama

Bu kadar geniş ve ferah yollar görmediğim için

Bir türlü neredeyim kestiremiyorum.

Bir ara

“Kuzey Marmara Otoyolu” yazan bir levhanın altından tünele girdim.

Tünel 4 şerit, apaydınlık ve kaymak gibi…

Amerika’da dahi bu genişlikte bir tünel olmadığına göre; o halde neredeyim?

 

Nihayet

TEM’in o kalabalık ve sıkıcı trafiğine bağlandım.

Sağıma baktığımda

Kiptaş’ta çalışırken, yaptığımız Finanskent ve 5. Levent toplu konutlarını görünce,

O zaman nerede olduğumu anladım.

Cumhurbaşkanımıza ikinci teşekkürüm bunun içindi.

 

TAKSİM CAMİ

Taksim Cami

Bizim nesil için adeta Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmesi kadar mühim bir hadisedir.

1970’li yıllarda Taksim ve civarını hatırlayanlar bilir.

İstiklal Caddesi’nin girişinden Fransız Konsolosluğuna kadar olan o yüksek duvar aşırı solun kitap dergi afiş ve hediyelik eşyaları ile doluydu.

Bir yandan enternasyonal müzik ve diğer ideolojik müzikler çalarken diğer yandan geleni geçeni yukarıdan aşağı kesen, tipi hoşuna gitmediyse paçasını aşağı alan militanlar ellerinde sigaralarıyla nöbet beklerdi.

Hoşlanmadıkları birisine giriştikleri zaman da,

Haddine mi bir polis gelsin de ellerinden alsın.

Yine

Çevredeki bar-cafelerin bu militanlarla dolu olduğunu söylemeye gerek yok.

Bu böyle…

 

Diğer yandan

Meydanda durup çevreye baktığınızda

Bu şehrin

Bir İslam beldesi olduğuna dair en ufak bir emare (işaret, belirti) göremezdiniz.

Bundan dolayı

Taksim içimizde acı bir ukde (düğüm) idi.

Bu ukdeyi çözüp bizi ferahlatan

Cumhurbaşkanımıza üçüncü teşekkürüm bunun içindi.

 

BİZ NE YAPIYORUZ?

Peki,

Cumhurbaşkanımız bizim için bu kadar koştururken

Biz arkasında kaya gibi sağlam durabiliyor muyuz?

Maalesef hayır…

Atlantik ötesinden gelen ufak bir esintide bile tüm yapraklarımızı döküyoruz.

Bu meseleye de inşallah gelecek yazıda değinmeye çalışacağım.

 

“ …… Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sağlam tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! ……”         Al-i İmran 147

 

Emin Batur

Emin Batur *

Tüm Yazıları →
Emin Batur

Ayrıca Bakınız

SİYONİSTLERİN AĞZI DİLİ OLMAK

SİYONİSTLERİN AĞZI DİLİ OLMAK

Emin Batur Hadsizin biriCumhurbaşkanımızın konuşması sırasında kendince mücahitlik taslayıp laf çakmaya kalkıştı. Artık nasıl doldurmuşlarsa…Buna …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir