İngiltere, İspanya, Danimarka, Hollanda, Belçika gibi krallıkla yönetilen batı ülkelerine bizim sözde demokratlar ve kara cübbeli aydınılarımızdan hiçbir itiraz gelmiyor. Onlara göre, krallıkla yönetilen bu ülkeler demokrasinin beşiği, parmakla gösterilecek örnek özgür ve demokratik ülkeler…
Türkiyede halkın iradesiyle iktidar olmuş, batıdan icazet almayan bir yönetim başa gelmişse bizdeki batı uşağı yerli münafıkların maskeleri bir bir düşüyor, yaraları depreşiyor, hep birlikte Erdoğan ve Türkiyenin başarılarını karalamaya başlıyorlar, hakarete, saldırmaya, emperyalistlerin Sözcü’ lüğüne soyunuyorlar.
Dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiyedeki gibi kendi dinine ve tarihine, kültürüne ve medeniyet değerlerine, ordusuna ve milletine ülkesinin başarısına düşman mankurtları olan daha 2. bir ülke yoktur..
Cumhuriyet tarihi boyunca kim üretti bu vatan ve millet hainlerini, dinimizin karşıtı bu münafıkları, bu şeref ve onur fakirlerini, tarih ve coğrafyamızın düşmanlarını? Ülkemizin ve coğrafyamızın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini işgalcilere ve emperyalist batılılara peşkeh çeken bu nankörleri? Birisi çıksın da izah etsin bunları bize…Biz konuşunca karıncanın beli kırılıyor, fincancı katırları ürküyor.
Mesele Tayyip Erdoğan ve Türkiye olunca batılılar, ‘’Bu Türkler uyuyan, uyuşturulan islam coğrafyasını yeniden toparlayıp ayağa kaldıracaklar, sömürgelerimiz, ücretsiz kölelelerimiz, mankurtlarımız elden gidecek, dünyada kurduğumuz dengeler bozulacak, uzaktan kontrollü veya vesayetle yönettikleri müslüman ülkelerindeki kukları düşecek, her yere bir utanç abidesi gibi dikdikleri putları kırılacak, putadamları devrilecek diye…’’ deli oluyorlar.
Başta Amerika ve müttefikleri, Rusya ve yandaşları, Çin ve diğer İslam düşmanları asla müslüman ülkelerin kendi kimlik ve benliklerine dönmesini, tekrar ayağa kalakarak kendi küllerinden yeniden doğup dirilmesini, tarih sahnesinde yerini almasını istemiyorlar. Türkiye ve islam coğrafyası olarak bizim dirilip ayağa kalkışımız onların şah damarlarına dayanan keskin bir bıçak etkisi yapıyor.
Amerika 11 bin km den Afganistan’a, Irak’a, Suriye’ye gelip müslüman yurtları işgal ederken özgürlük ve bağımsızlık bezirganlığı yapan tüm batılılar ve bizdeki uzantıları batıcılar kendi aralarında körebe oynuyorlar.
Rusya Abazay’ı, Ukrayna’nın doğusunu, Kırım’ı işgal ederken bizdeki fitne ocakları buna bir söz söylemiyor, söyleyemiyor. Batılı müttefik ülkeler ABD’nin peşine takılıp islam yurtlarını işgal eder, sömürür, katliam üstüne katliam yaparken ene BM’nin, ne de özgür (!) dünyanın kılı bile kıpırdamıyor. Hepsi birden sadece, ‘’Endişe tüccarı’’kesiliyorlar.
Türkiye katledilen kardeşlerini kurtarmak için garantör olduğu Kıbrısa müdahale edince, Afrindeki terör ocaklarını yok etmek için Suriyeye girince, Kandildeki terör kamplarını yerle bir edince tüm haçlılar ve onların uşak ve taşeronları rahatsız olmaya, kaygı duymaya, itiraz etmeye, Türkiyeyi işgalci olarak suçlamaya başlıyorlar.
Erdoğan düşmanlarının derdi Türkiyenin ayağa kalkması, onun dik duran bir lider olması, her ne pahasına olursa olsun milletimizin ve İslam dünyasının gözünde onun bir kahraman, bir fenomen olmasıdır.
İnşallah Afrin yeni bir dönemin başlangıçdır. Bundan sonra arkası da gelir, milletimiz ve islam ümmeti işgal, baskı ve sömürünün boyunduruğundan kurtularak Allah için ayağa kalkar ve tarihteki yerini alır.
Türkiye, Erdoğan ve İslam düşmanlarının bir hesabı varsa, Allahın da bir hesabı vardır. Allahın hesabı her zaman olduğu ve her zaman olacağı gibi yine galip gelir.Yeter ki biz, millet ve ümmet olarak Hak ve hakikat, adalet ve özgürlük yolunda samimi olalım, dik duralım, zalimlerin ve işgalcilerin karşısında boyun eğmeyelim.
‘’Allahın taraftarları her zaman galip gelir’’ (Maide;56) Önemli olan O’nun taraftarı olabilmek, bunu asla unutmayalım.
Arif Altunbaş, Haber 7