Devletlerin güvenliği sınır ötesinden başlar. Sınır ötesi güvenliği sağlandığı zaman sınırların içerisi daha da güvenli hale gelir. Amerika’nın bardağı taşıran hamleleri de bu nedenle Türkiye’nin canına tak ettirdi. Afrin Operasyonu (Zeytin Dalı Harekâtı) da bu nedenle başlatıldı. Biz bugünkü yazımızda ve gelecek cuma köşesinde buraya nasıl gelindi kısaca değerlendirmeye çalışacağız…
Bilindiği gibi Amerika’nın Akdeniz’e açılan bir terör koridoru oluşturma amacı (kendilerine göre Kürt devleti koridoru) TSK destekli ÖSO birlikleriyle FIRAT KALKANI HAREKÂTI sonucunda sekteye uğramıştı. Bu harekât sonucunda Azez-Cerablus hattı terörden temizlenerek güvenli bölge ilan edilmişti.
Türkiye’nin bu hamlesi bölgede emelleri olan güçlerin planlarını alt üst etmişti. Tabi bu durum şer güçleri emellerinden vaz geçirmemişti. Bu güçlerin KUZEYLERİ BİRLEŞTİRME hedefi devam ediyordu. Zaten Suriye 2011’den bu yana per-ü perişan edilmişti. Orada hayat diye bir şey bırakılmamıştı. Sekiz yüz bine yakın insan katledilmiş, milyonlarca insan da yerinden yurdundan edilmişti.
Buradan daha sonra Irak’a sıçradı Kuzey Operasyonu. KUZEY IRAK REFERAMDUMU bu amacın bir parçasıydı. Barzani’ye amiyane tabir ile bir kazık da burada atıldı. Kürtlere bir ayrı devlet kurdurma amacı ile Irak’tan ayrı bir yapılanma oluşturulmaya çalışılması bölgeye sükûn yerine huzursuzluk getirdi. Barzani bunun farkına vardı ama iş işten geçmişti. Amaç Türkiye’nin Güneyi İran-Irak-Suriye’nin Kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmak, enerji yollarını ele geçirmek ve de Amerika’nın büyük dert edindiği İPEK YOLU’nu sekteye uğratmaktı. Amaç Kürtlere devlet kurdurmak falan değildi, Kürtleri araç olarak kullanarak bölgede kendi emelleri için kullanmaktı, halen de öyle…
Kuzey Irak Referandumu bir nebze unutulmuş görünse de plan devam ediyordu. İş buradan İran’a sıçratılmak istendi. Halk galeyana getirilerek, Türkiye’deki Gezi benzeri olaylarla Hükümet ele geçirilmeye çalışıldı. Ancak siyasi arenada alınan dersler bazı şeylerin idrak edilmesini kolaylaştırıyordu. İran’daki ayaklanma bastırıldı ve bölgede alçak emelleri olanların önüne set vuruldu. Bu böyle devam edemezdi elbette…
Türkiye, sınırlarında devam eden bu kargaşalara kayıtsız kalamazdı zira sınırda olup bitenler Türkiye ile doğrudan alakalıydı. Küresel güçler bir taşla iki kuş vurma derdindeydi. Hem bölgeyi ele geçirecekler hem de bölgede Türkiye’yi yalnızlaştıracaklar, izole edeceklerdi. Türkiye yaptığı çok dâhiyane planlarla bölgede güçlü ve kararlı durmayı başardı. Gerek Suriye’de gerekse de İran’da diplomasi yollarını sürekli açık tuttu.
Ancak Amerika’nın attığı son adımlar bardağı taşıran damla oldu. Terör örgütü YPG’ye beş bin tır silah verilmesi, YPG’yi bizzat kendi bölgelerinde eğitmeleri ve son olarak da sınıra otuz bin asker yerleştirilmesi girişimi Türkiye’nin sabrını taşırdı. Bu silahlar nerede kullanılacaktı, kime karşı kullanılacaktı, hangi amaçla kullanılacaktı Türkiye bunu çok iyi biliyordu. Bunun kendisine karşı kullanılmasını da bekleyemezdi. Öyle de oldu… Afrin Operasyonunu (Zeytin Dalı Harekâtı) başlattı…
Selam ve dua ile…
Devam edecek…
İBRAHİM YAVUZ