Pazar , 22 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
AVRASYA TÜNELİNDEN DÜNYAYA BAKIŞ

AVRASYA TÜNELİNDEN DÜNYAYA BAKIŞ

1.Boğaziçi Köprüsü

2.Fatih Sultan Mehmet Köprüsü

3.Marmaray

4.Avrasya Tüneli

5.Yavuz Sultan Selim Köprüsü (3. Köprü)

Bunlar İpek Yolu üzerindeki kilidi açacak 5 altın anahtarımızdır.

 

Bundan önceki yazılarımda ülkemizin doğusunda bulunan petrol ve doğalgazın, ülkemizin batısında yer alan sanayi bölgelerine taşınması ve mamul hale gelen malın tekrar doğu bölgelerine taşınmasında ülkemizin önemli bir kavşakta bulunduğunu;

Binaenaleyh,

Küresel güçler tarafından ülkemizin rahat bırakılmayacağı, PKK başta olmak üzere diğer terör örgütleri ile meşgul edileceğini,

Ancak,

Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını, bu sorunların üstesinden gelebilecek güçte olduğunu

Arz etmeye çalışmıştım.

 

MARMARAY ve AVRASYA TÜNELİ

Marmaray ve Avrasya Tüneli, sadece İstanbul’un iki yakasını birleştiren bir ulaşım aracı değildir.

Veya

Sadece üstün teknolojinin kullanıldığı bir inşaat faaliyeti de değildir.

 

ULAŞIM AĞININ KİLİDİ

Meseleye uluslararası ulaşım ağlarının boğazda kitlenmesi ve Avrasya Tüneli’ne bu kilidin anahtarı olarak görürsek, o zaman ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak.

Bugüne kadar kara taşımacılığında Avrupa’ya karşı cebimizde iki tane altın anahtarla masaya oturuyorduk.

Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü…

Yakın zamanda bunlara ek Marmaray adlı altın anahtarı da cebimize koyduk.

Kıtalar arası bu bağlantı çok önemli.

Çünkü…

 

LONDRA PEKİN BİRLEŞTİ

Marmaray’ın işletmeye alınması ile Londra-Pekin,

Demiryolu ile bağlanmış oldu.

Mütemmim yollar rehabilite edilip hizmete alındığında, Londra’dan çıkan bir emtia kesintisiz olarak Çin’e kadar ulaşabilecek.

 

 

 

TARİHİ İPEK YOLU

Böylece tarihi İpek Yolu, yüzyıllar sonra stratejik yönü ağır basmış olarak, en önemli geçiş noktası tekrar elimize geçmiş oluyor.

Ancak iş daha bitmiş değil.

3. Köprü, yani Yavuz Sultan Selim köprüsünün bitmesiyle, cebimizde tam 5 adet altın anahtarla Avrupa’ya karşı masaya oturacağız.

 

5+1

Daha bitmedi.

Bunun bir de +1 i var… Malum bizim 3. Havalimanımız bütün engellemelere rağmen hızlı bir şekilde finale doğru gidiyor.

İşte o da bizim +1 miz.

 

Diğer taraftan malum;

Dünyanın 5+1 çetesi var.

Cumhurbaşkanımız bunlara karşı defalarca dünya 5’ten büyük diye haykırdığını bilmekteyiz.

Bu devletler silah para ve teknolojik üstünlüklerine güvenerek dünyaya kan kusturmaktadırlar.

ABD İngiltere Fransa Rusya Çin+Almanya’nın işine gelmeyen hiçbir karar BM den geçmeyerek akamete uğramaktadır.

Bu ülkelerin zulmünden dolayı dünya bugün savaş, yoksulluk, göç, açlık ve bir sürü felaketle boğuşmaktadır.

Bu ülkelerin ağzından demokrasi düşmez ama işlerine yarayan diktatörleri destekleyip iktidarda tutmak suretiyle işlerini yürütürler.

 

BİZİM 5+1

Peki,

Bizim 5+1 dünyayı kan ve gözyaşına boğan BM’nin bu 5+1 çetesini durdurabilir mi?

 

BURASI YOLGEÇEN HANI DEĞİL!

Durdurmaz.

Ama bu ülkenin yolgeçen hanı olmadığını,

Binaenaleyh,

Küresel çetelerin, ellerini kollarını sallayarak gezecekleri bir ülke olmadığımızı göstermeye yarayacak.

Yani Stratejik üstünlüklerimizin bir kısmını teşkil edecek bu yatırımlar.

 

MİLLİ İRADENİN İKTİDARI

Bunlarla birlikte güçlü bir savunma sistemimiz ve en önemlisi:

Milli irade iktidar olmadan ebetteki bu saydıklarımın bir önemi yok.

O iradenin bugün iktidarda olduğunu düşünüyorum.

Aksi halde değil bu yatırımları yapmak, gayri milli bir hükumet iktidar olsa, bu yatırımların kıyısından bile bizi geçirtmezlerdi.

 

TERÖRÜN HANGİ TARİHLERDE

TIRMANDIĞINA DİKKAT EDİN!

1973

Boğaziçi Köprüsü açıldı.

Açılması ile birlikte anarşi zincirden boşanmışçasına her tarafımızı sarmaya başladı.

Neticesi 12 Eylül Askeri darbesi oldu.

Ülke olarak Osmanlının yıkılmasından sonra ilk defa İPEK YOLU üzerindeki kilidin altın anahtarını cebimize koymuştuk.

50 yıldır stratejik hiçbir yatırım yapmayan bir ülke olarak, bundan sonra ‘Ben de varım!’ demesinin ilk adımıdır BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ.

 

İngilizler bunu affetmedi.

Hâlbuki köprüyü yapan kendileriydi.

Köprü ihalesinin kendilerine verilmesini bir ayrıcalık bir tercih olarak değil, ‘mecburiyet’ olarak görüyorlardı.

Çünkü Cumhuriyet kurulduğu günden beri işler böyle yürümüştü.

 

Buna rağmen Demirel’i affetmediler.

Hemen harekete geçip, gazeteler vasıtasıyla Demirel’i paçavraya çevirdiler.

Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Günaydın (O yıllarda Simavilerin etkili bir gazetesiydi) gazetelerinde Demirel hakkında neler yazılıp çizilmedi neler… Arşive girilip bakıldığında görülecektir.

Hatta Günaydın gazetesi Demirel’in eşine laf atacak kadar işi ileri götürmüştü.

Netice olarak küresel güçler,

Terör örgütlerine destek verip, sağ-sol çatışmasının fitilini ateşlediler.

Ve nihayet 12 Eylül Askeri darbesi ile Demirel’i alaşağı ettiler.

 

Demirel pes etti. Onlara teslim oldu.

Tekrar siyaset sahnesine döndüğünde bir dediklerini iki etmedi.

Bu sefer aynı gazeteler, Demirel’i yere göğe sığdırmamaya başladılar.

Demirel’in 28 Şubat sürecinde sergilediği tavır, onun kırk yıllık siyasi hayatının dramatik bir finalidir.

 

ÖZAL

Ancak bu ülkede pes edenler olduğu gibi, Milletin bağrından çıkacak yiğit de az değildir.

Demirel’in pes ettiği yerde Millet Özal’ı başa getirdi.

Özal 2. Altın anahtarı elde etmek için Fatih Sultam Mehmet Köprüsünü ihaleye çıkardı.

Erbakan Hocanın başlattığı yatırımları devam ettirdi.

İngilizler baktılar ki, bizi durduramıyorlar ‘Bari ihaleyi alalım’ dediler.

 

Onların bu küstah ve müstağni davranışlarını gören Rahmetli Turgut Özal 2. Köprü (FSM) yapımını onlara vermemiş Japonları tercih etmişti.

Böylece İpek Yolu’nda ikinci altın anahtarımız olmuştu.

Bunun bedeli de bize çok ağır oldu.

Bu sefer 90 lı yıllar boyunca faili meçhul cinayetler, kaçırma öldürme ve PKK nın ülkemizi kökten sarsacak eylemlerine şahit olduk.

 

BARIŞ SÜRECİ

Bu iniş ve çıkışlarla nihayet Ak partinin iktidar olduğu döneme geldik.

Ak Partinin ilk dönem iktidarı;

Sınıfta tek ayak üzerinde duran sınıf mümessili gibiydi.

Meclis çoğunluğu haricinde sahip olduğu bir şey yoktu.

Asker, Yargı, medya, Cumhurbaşkanı, YSK vs. herkes Ak Parti iktidarına karşıydı.

Bundan dolayı ilk dönem sönük geçmiş bir dönemdir.

 

İkinci dönem toparlanma ile birlikte yatırımlar hızlanmaya başladı.

Ve Türkiye kaldığı yerden devam etmeye başladı.

Yatırımların devam etmesi için ilk iş olarak iç huzurun sağlanması gerekiyordu.

Barış süreci böyle bir düşüncenin mahsulüdür.

Barış süreci boyunca yapılmak istenen şuydu: Marmaray, 3. Köprü ve Avrasya Tüneli herhangi bir engelle karşılaşmadan tamamlamak.

Savunma Sanayimizi geliştirmek.

Teröre karşı profesyonel ordu tesis etmek vs.

 

Bu süreçte Marmaray bitirildi.

Avrasya Tüneli su yüzüne çıktı.

3. Köprü büyük bir hızla ilerliyor.

3. Havaalanı aynı şekilde devam ediyor.

Savunma sanayimizde önemli adımlar atıldı. Bu sektörde yapılan ihracat nerdeyse sıfırken, 12 yıl sonra savunma sanayinin toplam ihracatımız içindeki payı %12 ye çıktı.

Teröre karşı Profesyonel askeri güç oluşturuldu

 

Ancak

Barış süreci de bitti.

Avrasya Tüneli’nin Avrupa ve Asya kıtalarını birleştirmesine metreler kala terör örgütleri tekrar faaliyete geçti.

Bu sadece ülkemize mahsus bir şey mi?

Hayır!

 

PANAMA

Panama Devlet Başkanı çiçek bozuğu yüzüyle hatırlanan ABD den panama kanalından daha çok pay istemeye kalktı.

Panama’yı Panamalıların zannetti adamcağız.

ABD böyle basit operasyonları terör örgütlerine bırakmaya gerek görmedi. Terör örgütlerini uzun vadeli beslemeniz gerekir.

ABD direkt kendisi işgal etti ülkeyi. Ve devlet başkanını karga tulumba paketleyip adi bir suçlu gibi Amerikan mahkemelerinin önüne çıkardı.

Akibeti ne oldu bilmiyorum. Belki hala hapiste yatıyordur.

 

CEBELİTARIK

Dünyanın önemli suyollarından biri de malum Cebelitarık Boğazıdır.

İngiltere burayı Fas ve İspanya’ya bırakacak değildi.

Ortadoğu’da yaptığı gibi burada da ismi var kendisi yok naylon bir devlet kurarak denetimi ele geçirdi.

Fas’ın İngilter2ye diklenecek hali yok… Ama İspanya ‘Dağdan gelip bağcıyı kovma’ operasyonunu bir türlü içine sindiremeyerek İngiltere’ye kafa tutmaktadır.

İspanya neye güvenerek İngiltere ile bu mesele yüzünden dalaşıyor?

 

Almanya’ya güveniyor.

Ne ilgisi var?

 

ROMA CERMEN İMPARATORLUĞUNUN VARİSLERİ

Çünkü

İspanya ve Almanya kendilerini Roma Cermen İmparatorluğunun varisleri olarak görürler.

İtalya’dan sonra dünyanın en büyük Katedralleri İspanya’da bulunmaktadır.

 

KRİZ

Aslında İspanya’daki kriz Yunanistan’dan daha derin olmasına rağmen, Almanya ile olan tarihi derin bağlar İspanya’ya şimdilik nefes aldırmıştır.

 

ŞAMAR OĞLANI ve DİN

Avrupa Yunanistan’a şamar oğlanı muamelesi yapmaktadır.

Çünkü Yunanların Ortodoks olan mezhebi, onları kendilerinden çok, hin-i hacette Rusya ile aynı mezhebi taşıdığından dolayı, Rusya ile işbirliğine gidebileceğini düşünürler.

Hristiyanlıkta mezhepler din gibi algılanır ve mezhepler arasında çok derin farklılıklar bulunmaktadır. Yani durumları bizdeki mezhepler gibi değil.

Böyle olunca Almanya, Yunanistan’a yaptığı yardımları misliyle almak için önemli hava meydanlarının üstüne çöktü.

Şu anda Yunanistan’ın hava meydanları işletmesi Almanlarda…

Peki,

Almanlar bu kadar dolaylı bir operasyona girmeye neden gerek duydular.

 

BİZİM +1 MİZ

Bizim +1 miz 3. Havalimanımızdır. Böylece 5 ulaşım aksı + Havalimanı etti 5+1

Buna Kanal İstanbul’u eklediniz mi?

Avrupa’nın karşısında nasıl bir Türkiye olacağını düşünün!

 

Bundan dolayı Almanlar 3. Havalimanına ortak olamayınca Yunanistan’ın hava meydanlarına çöküp rekabet yollarını arayacak.

Çünkü

Bizim 3. Havalimanının işletmeye alınması ile Frankfurt Havalimanı büyük ölçüde önemini yitirecek.

Bittiğinde Türkiye artık çok daha güçlü bir şekilde masaya oturarak diğer ülkelerle yarışabilecek.

Arkasından yerli araba üretimi, yerli uçak, yerli uçak gemisi vs. diğer yatırımlarımız geliyor.

Avrupalılar,

Bu kadar güçlü bir ülkeyi güçlü bir iktidarın yönetmesini istemiyor.

70 li yılların bir türlü bitmeyen koalisyon kavgalarına, Güneş motel rezaletlerine, birbirimizle uğraşmaktan dışarıya bakacak gücü olmayan bir Türkiye istiyorlar.

Bakalım 1 Kasım’da ne olacak?

 

Emin Batur

 

NOT. 3. Havalimanının işletmeye alınması ile nasıl bir avantaj yakalayacağımızı

İnşallah başka bir yazıda arz etmeye çalışacağım.

 

 

 

 

 

 

 

Emin Batur *

Tüm Yazıları →
Emin Batur

Ayrıca Bakınız

BİR “OLASILIK” DAHA VAR

BİR “OLASILIK” DAHA VAR

Emin Batur O DA ÖLMEK Mİ DERSİN Yeni icat edilmiş kelimelerden en çok ‘olanak’ ve …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir