Modern insan herşeyi ile tepeden tırnağa çağın kir ve pisliklerine az veya çok bulaşmış gurur ve kibir heykeli soğuk bir betondan farksız Allahın cc insana verdiği birçok güzellikler ve değerlerden koparak hissiz bir taş yığını haline gelmiştir.
Her çağda ve zamanda vahiyle bağlarını koparan insan insanlıkla olan ilişkilerini de koparmıştır. Kendisini ve çevresini dar ve karanlık bir dünyaya hapsederek yarasalar gibi ışıktan, aydınlıktan ve hakikatten uzaklaşmış ve kaçmıştır.
Allah ile ilişkisini koparan insan tarihin hangi döneminde olursa olsun kendinin ve insanlığın kurdu olarak insanın içindeki insani duyguları içten içe kemirip bitirmiş ve insanın içindeki insanın çürümesine ve kokuşmasına sebep olmuştur.
Modern dünya tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar çağdaş cahiliyenin, isyanın ve tuğyanın mekanı ve yurdu haline gelmiştir.
İnsan ne kadar cahiliyeye bulaşmışsa, ”o kadar çağdaş, o kadar modern, o kadar değerli insandır” algısının kurbanıdır.
Modernlik, çağdaşlık adeta insanlıktan sıyrılmanın, vahşileşmenin, gaddarlaşmanın, insafsızlaşma ve vicdansızlaşmanın aracı durumundadır.
Evindeki fino kepeğine evladı gibi değer veren modern insan hergün dünyada binlerce masum insanın katledilmesi, vatansız, evsiz yurtsuz bırakılması karşısında kılını bile kıpırdatmamaktadır.
Modernliğin ve çağdaşlığın ölçü tanımaz sınırları ve bütün etik değerlerini yok sayan gelişmeleri karşısında insan vahyin ekseninden uzaklaşarak hızla inkar ve küfrün yörüngesine doğru yol almaktadır.
Müslümanlar olarak ne çabukta modernitenin ve çağdaşlığın hiçbir kutsallık ve ölçü tanımayan rüzgarına kapılarak kendi nizam ve değerlerimizden uzaklaştığımızın farkında değiliz. Veya varıyoruz da vurdumduymazlığın, uyuşukluğun sığ denizlerinde çaresizce bir bilinmeyene doğru kulaç atıyoruz.
Çağı kuşatmakla sorumlu ve görevli olan müslüman, ne yazık ki modern çağın kuşatması ve işgali altındadır. Yeryüzünü bir barış ve esenlik yurdu yapabilmek için müslümanlar olarak ilk görevimiz ve hedefimiz bu kuşatmayı kırmak, bu işgali sonlandırmaktır.
Bunu önce birer put galerisi haline gelen kalp ve gönüllerimizdeki putları kırarak yapacağız.Nefislerimizi ayaklarımızın altına alarak, Hakkı tutup kaldırarak…