Mustafa Kolcu
Bilgi düşüncenin, düşünce davranışların beşiğidir. Kişiler veya toplumlar düşüncelerinin aynasıdır. Aynada görülenlerin değişimi düşüncede başlar. Değişim için ise bazı sorular ve cevaplar gerekir.
Hangi bilgi ile düşünmek gerekir?
Bilgi kaynağının önemi nedir?
Neye göre, kime göre düşünmelidir?
Düşüncenin tarihi insanlık tarihi ile başlamıştır. Düşünme kabiliyeti insana ait bir özelliktir. Her bir düşünce, varlık bulduğu ortamlarda yandaşlarını da düşmanlarını da yanında taşımıştır. İnsan edindiği bilgilerin kaynağından etkilenir.Kaynağı tefekkür/düşünce süzgecinden geçirmek gerekir.Böylece her davranışın bir de kanıtı olmuş olur.Düşüncenin savunulması buna bağlıdır.
İnsanın düşüncesini besleyen iki ana bilgi havuzu vardır. Bunlardan biri insan aklının ürettiği bilgilerdir. Diğeri de vahye dayanan resullerin/nebilerinhaber vermesiyle insanlığın buluştuğu bilgilerdir. İnsan zihninin emeği ile üretilmiş bilgilerde isabetli sonuçlar olduğu gibi isabetsiz sonuçlarda olabilmektedir. Çünkü insana ait her şey sınırlı ve kusurludur.İnsana ait düşünce de sınırlıdır, kusurludur.İnsan görebildiğini resmeder, anlayabildiğine hüküm verir.Dünün düşünce insanları, bugünün pekçok bilgisinden haberdar değillerdi.Bu günündüşünce insanları da yarının birçok bilgisinden mahrumdur. Oysavahye dayalı bilgiyisahiplenen akıl, şaşmaz ve sarsılmaz hedeflereulaşır.
Öylesine düşünmek, öylesine yaşamak, hayatı sıradanlaştırmak doğru değildir. Rastgele yaşam hiçbir alanda yoktur. Yönüne dönmeyen ok hedefi vuramaz. Hedefe dönmeyen akıl asıla ulaşamaz. Derdi asıla ulaşmak olan insanın düşüncelerinin hangi bilgiyi rehber edindiği önemlidir. Doğru olmak, aklı doğru bilgilerle doldurmakla mümkündür. Kirli düşüncelerin insanı ve insanlığı getireceği ve götüreceği yer sadece karanlıktır. Oysa karanlık hayatın gerçeği değil aydınlığın yokluğudur. Rabbimizinvahyini:“Bu, rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz kitaptır.”(14/ İbrahim, 1) diye tanıtması çok kıymetlidir. Öyle ki bu bilgi ‘akla hayat veren’(8/Enfal, 24) bilgidir.“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”(11/ Hud, 112) emriyle saçasakala aklar düşüren bilgi. İnsanın hayat yolculuğu bilgiyledevam eder. Asıl olan yolculuğun hangi bilgiyle sürdüğüdür. Yoluda yolcuyu da değerli kılan bilgidir.Doğru bilgiyi öteleyen karanlığı öncelemiş olur. Oysa düşüncenin karanlığı geceye benzemez. Her gece, aydınlığın haberini taşır. Karanlıkta kalan her düşünce ise sadece yeni karanlıklara taşır. Karanlığa çağıran her düşünce vahyin yerdiği tağuttur. Fiziki yaşam için insanın doğru gıdalarla beslenmesi gerekir. Fikri yaşam içinde bilgiyle beslenmesi gerekmektedir. Bu seçenek değil, mecburiyettir. Bu yüzdenMüslümanın düşünce yapısı inandığı değerlerden bağımsız değil, bağımlı olmak zorundadır. Bağlılık çok kıymetlidir. İpin bir ucundan tutmaktır. Önemli olan diğer ucu kimin veya kimlerin tuttuğudur. Düşünce akışını belirleyecek bu ipin kime ait olduğunu bilmek önemlidir. İnsana vahiyle uzatılan doğru bilgi, yaratanın sözleriyle yüklenen ip/hablullah başka hiçbir ipe/düşünceye feda edilemez.
Nihayetinde insan bilinçli veya bilinçsiz düşüncesinin emrindedir. Kimi zaman dayatılan düşünceleri sahiplenir. Kimi zaman da düşünceleri sahiplenilsin ister. Sonucu talep edenin beklentisi şekillendirir. Geçmişten günümüze kadar yaşantıları şekillendiren düşüncelerin izleri var. Bu izlerden gidenlerin sözleri var. Müslümanşahsiyet bilgiyi, ahiret günü hesabına göre talep etmelidir. İnsan düşüncelerinin ve davranışlarının sonucunu görecektir. Velhasıl Peygamberimiz (sav) akıllıca düşünmeyi şöyle tanımlamıştır: “Akıllı kişi nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır.”(Tirmizi, Kıyamet.)