Türkiye’de Allahtan korkmaz, kuldan utanmaz, arsız ve yüzsüz bir toplum var. Bunlara ne derseniz, ne söylerseniz fark etmez. Ayakları yerden kesik, akılları bir karış havada, şuursuz ve serseridirler.
Bunlar, İslam’dan, medeniyet ve kültürümüzden nasibini almamış emperyalizmden medet uman küfrün ve inkârın temsilcileridirler. Sizin Hak dediğinize onlar batıl, ak dediğinize onlar kara demek ve kara sürmekte müttefiktirler.
Onların nazarında hırsızlar değil, hırsızı gören, yakalayan ve adalete teslim edenler suçludur. Hırsızlara, arsızlara, yolsuzlara ve soysuzlara sahip çıkmak onların işidir.
Yalancıdır, iftiracıdır, soyguncudur, talancıdır ve ahlaksızdırlar. Gündüz yalan söylemeden, iftira edip birilerini karalamadan akşam yatağa girseler, gece gözlerine uyku girmez.Söze başlayınca doğruluktan, dürüstlükten, hak hukuk ve adaletten bahsederler.
Dost ve ortakları fasıklar, gasıplar, teröristlerdir. Onlarla yan yana, kol kola ülkemize ve milletimize verdikleri zarar ve ziyanlar sayılamayacak kadar çoktur.
Yerli mi yabancı mı, dost mu düşman mı olduklarını belli etmezler. Çifte standartlı aramızda yaşayan dönmelerdir. İşleri güçleri fırıldak çevirmek ve düşmana yalakalık yapmaktır.
Adının o, bu olması, falan filan grubun taraftarı olması fark etmez. İnkârın ve küfrün bataklığında oynaşan sazanlar olarak ne olduğu belli olmayan karaktersizlerdir.
Bunlar, inanç ve gönül pınarları kurumuş, kalpteki nurları yok olmuş, Nemrut gibi firavun sistem ve düzenleri yolunda, inkârın ve küfrün bataklıklarında boğulmuş emperyalizmin uşaklarıdır.
Bunlar, gökten katran yağsa yağmur sanıp şükrederler. Sabah olup geceyi aydınlatan güneş doğsa, yarasalar gibi aydınlığı terk eder, mağara ve kovuklarına sığınırlar.
Güçlüler ve suçlular bunların nazarında haklıdır. Haklılar ve mazlumlar ise, bunların gözünde hep suçludur. Gecenin dostları, gündüzün düşmanları, Hakkın ve hakikatin inkârcılarıdırlar.
Müslümanları yobaz olarak gören, aşağılayan, elinde imkân ve fırsat olsa, onları yok edecek kin ve öfke ile doludurlar. Kendi milletine, tarih ve coğrafyasına, medeniyet ve kültürüne karşı savaşan, halk adına yola çıkmış Cumhuriyet Hortum Partisi’ nin hırsızları ve eşkıyalarıdırlar.
Türkiye’ye bulaşıcı bir hastalık gibi batıdan getirilen bir fikir, düşünce, anlayış, kültür ve ideolojinin kuklaları olan bunlar; ülkemiz ve milletimiz, devletimiz ve geleceğimiz için en büyük tehdit ve tehlikedir.
Milletimiz bu inkârcı Hak ve halk düşmanı ideoloji ile bir gün mutlaka, eninde sonunda hesaplaşmak için yüz yüze kalacaktır. Bunlar, iktidara gelseler; İsrail’ in Filistinlileri kendi vatanlarından esir ve sürgün ettikleri gibi milletimizi kendi yurdundan çıkarır, bomba yağmurları altında barbarca katlederler.
Osmanlının yıkılışında batılılarla el ele gönül gönül’e veren bu Jön Türk ve İttihatçı artıkları ülkemizi on yılda batırır ve düşmana teslim ederler. Ezanı, Kur’ anı, dini okulları ve camileri yasaklayan ve Kur’an mekteplerini kapatan tek parti diktatörlüğünü tekrar geri getirirler. Bu ihanetin adına demokrasi, laiklik ve devrim derler.
Bu İslam düşmanlarının ellerine fırsat geçse; geçmişte ülkemiz ve milletimizin başına sardıkları bela ve musibetlerin aynısını bir daha tekrarlarlar. Çok iyi bildikleri Bizans ayak oyunlarını tekrar oynarlar.
Milletim uyan ve kendine gel! Hak, adalet ve kardeşlik zemininde ayakta ve hayatta kalmak için uyanık olacak ve uyanık kalacaksın! Barış ve özgürlük içinde yaşamak istiyorsan; her an, her türlü kötü senaryolara hazırlıklı olacaksın, unutma!
Allah dinimizi diyanetimizi, milletimizi ülkemizi, devletimizi coğrafyamızı her türlü bela ve musibetten korusun ve muhafaza etsin.
Âmin! Ya Muin.