Merhaba!
Öfkemin bağrında ağaran şafak
Gecenin çelik kabuğunu, paslı zincirlerini zulmün
Bir bir kırarak yürüyen kavga
Sabır taşlarından mevziler örerek
Zamanın rahminde büyüyen çocuk
***
Merhaba!
Bin nice derin derin hesapları
İnce ince taranıp, geniş geniş sorulacak
Ve açılmamış defterlerde bakir
Tüyü bitmemiş yetimlerin ahı
Ve gecelere kafa tutan sabahlar
Sen damarlarımızda dolaşan kan
Muhammed çağrısı sevda
***
Merhaba!
Bir elinde Kur `an, diğerinde paslanmamış silahı
Can pahası, kan pahası cephelerden cephelere koşan
Namlulara sürülen ceylan
Şimşekler çakan gözler, inanç yüklü yürekler
Kıyama durmuş maveramızda
***
Merhaba!
Savaş bittikten sonra bile
Alınlarında köpüren terleriyle doludizgin
Horasan erlerinin ve erenlerinin izinde
Daha koşuları bitmemiş Akıncılar
Gül çağı için ayet ayet direnen
Bir ölüp bin dirilen şehidan
***
Merhaba!
Esir kentler diyarından, karanlık zindanlara
İdam sehpalarından, put kokan alanlara
Nasırlı ellere, çatlamış dudaklara
Kavgam ile yoğrulan kalplere gönüllere
Kucak açmış, kanat germiş dağlara
***
Merhaba!
Selama ve Kıyam yüklü saat
Bir vakte ayarlı zaman
Merhaba ey yer ve gökyüzü
Ve yeryüzünün yüz akı Müslüman
Arif Altunbaş, Viyana,29.05.1985
”DAĞLAR KIYAMA KALKTIĞINDA” şiir kitabından alınmıştır.
Ey eski
Ey eski dost Sivas’tan selamlar sevgiler