Malum olduğu üzere
İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olmak istemeleri krize dönüşmüş durumda.
Avrupa ve Amerika’nın o kibirli hesaplarına göre
Finlandiya ve İsveç gibi çok medeni(!) ve barışçıl(!) iki ülkenin NATO’ya girmesi
Yağdan kıl çeker gibi kolay olacaktı.
… AMA O DA NE!
Onlar
Bu işe Rusya ne der
Avrupa’nın diğer ülkeleri ne der diye hesap ederken
Hiç beklemedikleri yerden
Yani Türkiye’den “veto” resti geldi.
Hâlbuki
Bu gibi işlerde NATO
Türkiye’nin fikrini bile sormazdı.
(Eğer
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı ve Meral Akşener “Başbakan” olsaydı
NATO Türkiye’nin fikrini yine sormazdı.
Biraz sonra neden sormayacağını arz edeceğim
Ama önce
Kaldığım yerden devam edeyim.)
“NİTEKİM…”
“Nitekim” demekle meşhur olan darbeci Kenan Evren
Yunanistan gibi bir düşmanımızın
NATO’ya girmesine ses çıkarmamış
Bunun cezasını
Zamanında feci şekilde ödediğimiz gibi, şimdi de hala ödemeye devam ediyoruz.
NASIL ÖDEDİK?
Yunanistan NATO’ya girdikten sonra
Aldığı güçle bize karşı
Sesini yükseltmeye başladı. (1974’te Kıbrıs’ta aldığı dersten dolayı sesini kesmişti)
Hava sahamızı ihlal etti. Havada bir sürü “it dalaşı” oldu. Bundan dolayı kaç jetimiz Ege’ye düştü bilmiyorum. Tabi onlardan da düşen oldu bunun sayısını bilmiyoruz.
Denizde
Kara sularımızı ihlal etti. Hiç olmayacak sebeplerden maraza çıkardı (Kardak kayalarına bayrak dikme vs.) Bu sebepten dolayı kaç kere teyakkuza geçerek savaş pozisyonu alındı vs.
IMF VE AVRUPA’YA BU KADAR BORCUN OLACAK
BİR DE SESİNİ Mİ ÇIKARACAKSIN?
Ama en önemlisi,
Yunanistan PKK militanlarına Lavrion kampını açarak
Orada yuvalanmalarına zemin hazırladı.
Kaçan PKK militanları önce Lavrion kampına… Burada eğitimini(!) tamamladıktan sonra da ver elini İsveç…
O zamanlar Avrupa’nın karşısında zayıf olduğumuz için
Bu yol haritasını görüyor ancak elimizden bir şey gelmiyordu.
Nasıl gelsin ki?
IMF ve Avrupa’ya bu kadar borçlu
Ve muhtaç iken ne diye bilirdik ki!
İsveç’e karşı sesimizi çıkarabilir miydik?
Çıkaramadık ve bu bize çok pahalıya mal oldu. 40 yıldır uğraştığımız PKK belası başımıza sarıldı.
ŞİMDİ NASIL ÖDÜYORUZ?
Şimdi de
FETÖ’ nün ilk durağı yine Yunanistan… Oradan da Avrupa’nın değişik yerlerine dağılıyorlar.
Diğer yandan
Yunanistan bir müstemleke gibi topraklarını ABD’ye açarak
Ülkeyi baştan ayağa ABD silahları ile donatılmasına göz yumdu. (İtiraz edecek gücü de yok ya.. o da ayrı mesele)
Bu arada
Amerikan ve Yunan donanması
Ege Adaları arasında tatbikat yaparak bize gözdağı vermeye çalışıyor.
En son
Başbakanları Miçotakis’in Amerika kongresinde yaptığı konuşma bardağı taşıran son damla oldu.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanımız;
“Artık benim için Miçotakis diye biri yok..” demek zorunda kaldı.
(Cumhurbaşkanımız
Yunanistan ile olan sorunları ikili olarak çözmek istiyordu ama Miçotakis ABD’yi arkasına alarak çözmek isteyince böyle bir açıklama yaptı.)
ŞİMDİ GELELİM
KILIÇDAROĞLU NEDEN İSVEÇ’E
AKŞENER DE
NEDEN NATO’YA SES ETMEDİKLERİNE…
Kılıçdaroğlu İsveç’e
Neden PKK’ya yardım ve yataklık yaptığını.. neden PYD’ye silah ve mühimmat yardımı yaptığını sorduğu anda o sözün altında kalır.
Neden?
Çünkü İsveç dönüp ona şunu sormaz mı?
“Siz
Türkiye’de başta büyükşehirler olmak üzere birçok belediyeyi HDP ile yaptığınız ittifakla kazanmadınız mı?
Yine
Önümüzdeki 2023 seçimlerine HDP ittifakı ile gitmiyor musunuz? HDP PKK ‘nın siyasi kolu değil mi? ” dese ne diyecek?
Karşısındaki CHP seçmeni değil ki, “yok öyle bir şey!” desin de inandırsın.(CHP seçmeni de bu yalanlara inanmıyor ama HDP’siz seçim kazanma şansları olmadığını bildikleri için sineye çekiyorlar)
Gelelim Akşener’e:
İyi Parti genel başkanı Akşener
15 Temmuz şanlı direnişinden önce başbakan olacağını söylemişti.
Durup dururken
Ve o zamanlar daha bir partinin lideri bile değilken neden bunu söyledi?
Bu hep bir muamma olarak kaldı.
(Akşener’in şu andaki Sultan Abdülhamid karşıtlığına da birçok İyi parti müntesibi bir mana veremiyor)
15 TEMMUZ’DA
STK’DAN NATO UNSURLARI TEMİZLENDİ
Aslında
15 Temmuz’da
Türk Silahlı Kuvvetlerinde yuvalanmış olan NATO unsurları temizlendi.
Biz STK’dan temizlenenlerin hep FETÖ’cü olduğunu düşünüyoruz
Halbuki FETÖ kim ki!?
STK’dan asıl temizlenenler NATO unsurlarıdır.
Şimdi
Hem Akşener, hem Babacan, hem de Kılıçdaroğlu
FETÖ ile iltisaklarından dolayı görevden alınanları geri iade edeceklerini söylüyorlar.
Bu durumda hiç NATO’ya veya İsveç’e ses çıkarabilirler mi?
Bundan dolayı
Ne Akşener ne de Kılıçdaroğlu
Ülkeyi ilgilendiren önemli meselelerde konuştuklarını göremezsiniz.
Konuştuklarında da
Sade suya tirit kabilinden ne olduğu anlaşılmaz şeyler söylerler ki, batılı dostları zamanı geldiğinde o konuştuklarını önlerine koymasın.
HAYAT PAHALILIĞI VE SURİYELİLER
ONLARA YETER DE ARTAR BİLE
– Peki,
Bu durumda nasıl siyaset yapacaklar?
– Hayat pahalılığı, göçmenler, Suriyeliler onlara yeter de artar bile. Dişlerine göre bulmuşlar bir mevzu, çiğneyip çiğneyip duruyorlar. Nasıl olsa bu konuların müşterisi çok… Ne gerek var NATO İsveç, PKK vb. gibi ülkemizi ilgilendiren önemli mevzulara girmeye. Nasıl olsa o işleri “Tayyip” hallediyor.
23.05.2022
Emin Batu