Perşembe , 28 Ağustos 2025
Son Dakika Haberler
Müslüman olmak ve Müslüman kalmak

Müslüman olmak ve Müslüman kalmak

“Gökten indiğine inanılan yasalar” diye Kur’ anı inkâr ve terk eden bir millet, yeryüzünde Firavun gibi onursuzca yaşamayı hak eder.

İslam, çalışmayı, üretmeyi, paylaşmayı emreder. Geri kalmışlığın sorunu İslam değil, Kur’an ve Sünnetten kopup Kur’ ansız bir hayata, sisteme,  inanmak, İslam Medeniyet ve Kültüründen, ahlak ve hayat tarzından, düşünce ve tefekküründen uzaklaşaraktır.

Bu yüzden maalesef İslam ülkelerinin liderleri ve toplumlarının bir kısmı lüks, israf, şaşaa ve debdebe içinde Firavun gibi yaşamaktadır. Bir Müslüman ve Müslüman toplumun İslam’dan kopuk yaşaması onun için onursuzca bir hayattır. Bütün sorunlarımız iman edip inandığımız gibi yaşamamaktan, hareket etmemekten tenkit ve eleştirdiklerimiz gibi olmaktan ve yaşamamaktan kaynaklandığına inanıyorum.

”Okumamak, çalışmamak ve üretmemek Müslüman dünyanın yüzyıllardır süren kemikleşmiş sorunudur.” Evet, doğru. Ama Kur’ anın ilk ayeti ve emri ”OKU” ile başlıyor. Kur’ an ve Sünnete inanmak onları yaşamak, yaşatmak ve hayatımıza tatbik etmekle olur.” Demek ki bu, yüzyıllardır İslam’ı doğru dürüst yaşamıyoruz demektir. İnandım” demek inanmış olmak için yeterli değildir. İnandıklarımız hayatımızın pratiğinde varsa inanmışız demektir. Okumayı, çalışmayı, üretmeyi, insanca yaşamayı terk etmek Kur’an’ın emirlerini terk etmekle eş değerlidir.

Her insan yaptıklarından ve yapmadıklarından sadece kendisi sorumludur. Allah’ın insana bahşettiği akıl ve fikir nimeti, insanın eylem ve söylemlerinin doğru ve yanlış kararlarının terazisi ve pusulasıdır. İnanç burada rehberlik yapar. İnsan, bu melekelerle kendi kaderini, cennet ve cehennemini, doğru ve yanlışını kendisi tayin eder. Bu yapılandan (Allah’ ta dâhil) kimse sorumlu değil ve tutulamaz. Herkesin, iyi veya kötü olarak yaptıklarından kendisine sorumludur.

Ahkâm; hüküm vermektir. Burada yine inanç devreye girer. İnsanın hayatını ve hayatının kurallarını düzenlemek için Hüküm koymak Allaha aittir. Biz insanlar sadece insan olarak, kendi tercihimiz ve anladığımız şeyleri söyleriz, bunlar hüküm değildir, sadece söyleyeni bağlar. Hüküm ise, bütün o inanca bağlı olanları bağlar. Ahkâm kesmek ise; ”Bilgisiz, yetkisiz olduğu konularda kesin yargılar vermektir”.( Oxford Languraysa)

Biz, İslam’dan, Kur’ andan kopunca/koparılınca dinimiz, dilimiz, kavramlarımız da değişti/ değiştirildi.  Müslümanın inancı dini’ dir, dini de inancıdır.  Bu inanç onun bütün hayatının her kısım ve kesimlerini kuşatır, onlara yön ve istikamet gösterir.

Din (İnanç), Allah tarafından insanların yaratılış gayelerine göre yaşamaları için gönderilmiştir. Bunun tümüne inanmaya ve bunu pratik hayatımızda uygulamaya inanç (din), bunları yapması gerekene veya yapana Müslüman denir.

Müslüman olmak; Müslüman oldum demekten ibaret değildir. Bilakis; İman ve inancının gerekleri ve sorumluluklarını bizzat hayatında uygulamak, yerine getirmektir. Bu gün Türkiye ve İslam âleminin iç ve dış sorunlarının, çıkmazları ve açmazlarının temelinde milletimizin İslami değerlerden kopması/koparılması devlet ve milletin gayri İslami adalet, ahlak ve sistemle yönetilmesiyle direk ilgilidir. 

Toplumu dinsiz imansız, ahlaksız ve edepsiz eğitir ve yetiştirirseniz, o toplumdan namusluluk, dürüstlük, adalete, hukuka, insan, hayvan ve çevreye saygı bekleyemezsiniz. Toprağa ne ekerseniz onu biçersiniz. Deve ve domuz dikeni dikilen bir tarladan buğday ve arpa hasat edilemez.

İslam olmak; Allah’ın koyduğu kural ve kaidelere teslim olmak ve böylece bu dünya ve öte dünyada kurtuluş ve esenliğe ulaşmaktır. İslam’ ın kuralları sadece bir kavme, topluma ve Müslümanlara gönderilmiş değil, bütün insanlığa yönelik bir kurtuluş çağrısıdır. Buna inanlara Müslüman, inanmayanlara gayri Müslim (Müslüman olmayan) denir.

İslam toplumlarının esas sorunu ve çıkmazları inandıkları dini emrettiği gibi yaşamamak ve yönetilmemekten kaynaklanmaktadır. Müslüman olmak; Müslüman ım deyip gayri Müslimler gibi yaşamak ve yönetilmek değil, Müslüman gibi inanmak, yaşamak ve yönetilmektir. Bu İslam aleminin kangren olmuş sorunudur.

Müslüman olmak ve Müslüman kalmak bir emek, cesaret, fedakârlık, vefakârlık, cefakârdık ve sadakat işidir. Müslüman olmak ve kalmak; ‘’iman etmek’’ ve ‘’ inandıklarını inandığı gibi yaşamak ve yaşatma mücadelesi içinde olmakla’’ gerçekleşir.

Ey Rabbimiz, ”Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil”  (Fatiha)

Arif Altunbaş / Haber 7

Yorum yap

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Yalancı Cumhuriyetçiler

Yalancı Cumhuriyetçiler

Türkiye kahir ekseriyeti Müslümanlardan oluşan bir ülkedir. Milletimizin tamamına cumhur ve yönetim tarzına da Cumhuriyet …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir