BİR VATANDAŞ OLARAK AĞRINA GİDİYORMUŞ…
CHP’nin içler acısı durumunu biliyoruz da bu kadar olmamalı dedirtiyor insana. Türkiye’nin içinden geçtiği süreç bu kadar yoğun iken ve hayati önem taşıyorken, attığımız her adımı bin düşünerek attığımızı hesaba katarken CHP’nin 90 senelik çizgisini bir türlü aşıp, dışarıya açılamaması Türkiye’nin ana muhalefet sorununu bir kez daha gözler önüne serdi.
Katar Şeyhinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hibe ettiği uçak ana muhalefet partisi CHP’yi rahatsız etti. Öyle ki Kılıçdaroğlu bunu bir onur meselesi olarak görmekte. Ona göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir şeyhten hibe uçak alacak kadar küçülmemeli imiş. Gururuna dokunuyormuş…
Halbuki Başkan Erdoğan zaten durumu gayet net bir şekilde açıkladı. O uçakla ilgilendiklerini, fiyatının 500 civarında olduğunu ancak Katar Şeyhinin ben bunu Türkiye’ye para kaşılığı satmam dediğini söylediğini biliyoruz. Başkan Erdoğan uçağın boyandığını, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin hizmetine verileceğini de söyledi.
Olay bu kadar net. O uçak Hükümetin malı, Recep Tayyip Erdoğan’ın değil. Neyse değinecek önemli bir konu daha var. Bu kadar ucuz, basit bir mesele için köşemizi doldurmayalım… Devam edelim…
İDLİB’E BAŞKAN ERDOĞAN DAMGASI
Daha kısa bir süre önce Tahran’da ateşkes diye haykırmıştı Başkan Erdoğan. Daha sonra Azerbaycan’ın kurtuluşunun 100. yıl dönümü itibariyle kardeş ülke Azerbaycan’a gidip oradan da mesajlar verdi. Bu mesaj elbette ki Ermenistan’a idi. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Yukarı Karabağ sorununun yıllardır iki ülke arasında dolayısıyla da Türkiye ile Ermenistan ilişkilerini nasıl etkilediğini biliyoruz.
Başkan Erdoğan Yukarı Karabağ sorununun çözülmeden Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin düzelmesinin mümkün olmadığını söyledi. Bu en büyük mesajdı. Zaten Ermenistan devletinin Azerbaycan ile Türkiye arasına neden iliştirildiğini çok iyi biliyoruz. O meseleye girmeyeceğim orası ayrı. Zaten Erdoğan’ın mesajı da direkt bu konuyla ilgili…
Daha sonra Soçi’deydi Başkan Erdoğan. Rusya Devlet Başkanı ile Erdoğan arasındaki görüşmeden İdlib’in geleceğine yönelik çok önemli kararlar çıktı. Suriye’de muhalifler ile rejim kontrolündeki alanlar arasında silahlardan arındırılmış bölge oluşturulması kararlaştırıldı.
Suriye’de muhalifler bulunduğu bölgede kalmaya devam edecekler. Buralarda Rusya ve Türkiye devriye gezecekler. Başkan Erdoğan, asıl tehlikenin PYD/YPG olduğunu, bunun da Fırat’ın Doğusundan kaynaklandığını sözlerine ekledi.
İdlib konusunda Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin Suriye’de insancıl bir facianın daha önüne geçildi. Yaklaşık 4 milyon insanın olduğu İdlib’de bir göç hareketini ne Türkiye kaldırabilirdi ne de buradan Avrupa’ya olacak göçlerle Avrupa altından kalkabilirdi. Türkiye’nin bu başarısı aslında Avrupa’ya da yaradı bir anlamda. Öyle kendileri de bunu onaylıyorlar…
Yerel seçimlere de değineceğiz ancak köşemize sığdıramadık. Nasipse onu da cumaya yazarız…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ