Seçimler geldi geçti işte…
Öyle bir netice ortaya çıktı ki: Bu kadar belirleyici bir resmi hiçbir bilgisayar yapamazdı. Ama millet yaptı.
Kimseyi ne göklere çıkardı: Ne de kimseyi yerin dibine soktu.
TBMM mademki milletin toplandığı yerdir: O halde herkes Meclise denildi.
Şimdi gelecek zamanı… Gelecek de bir gün gelecek.
Bir zamanlar, bu günler gelmez denilirdi ama işte geldi. Gelecek de gelecek…
Bu seçimler her ne kadar kavga içinde geçti gibi görünse de, aslında herkesi barıştırdı.
Atatürkçüler, Kürtlerle barıştı… Hatta, kürtçülerle barıştı… Bu barışıklığı şimdi göremeyenler olabilir ama bu durum ileride daha iyi görülecek. Bunu da, Kürtlerin Atatürkçülerle barışması şeklinde görecek. Kürt bölgelerinde, Atatürkçüler belki vekil olacaklar veya belki belediye başkanı olacaklar. Ulusalcı ve sözde Atatürkçü yerlerde de bir bakarsınız bir kürt veya hatta bir kürtçü ya vekil olmuş veya belediye başkanı olmuş… İleride bunlar hiç yadırganmayacak…
Kötü mü olacak böylece?… Yok.. İyi olacak… Hem de çok iyi olacak.
Böylece, belki, Türkiye’de adamakıllı bir muhalefet aklı ortaya çıkacak… Bu muhalefet aklı belki iktidar olma ışıkları görecek… Bu ışıklar, kim bilir, belki de iktidara da yol gösterecek.
Anlamadık mı?
Anlayalım: İki sene önce, isminin veya rumuzunun başında TC yazan birisinin seçimlerde “Kürtçü” bir parti veya adaya rey verebileceğini düşünebilir miydiniz?
Veya Kürtçü birisinin cumhurbaşkanlığı seçiminde ulusalcı ve Atatürkçülüğü hem de ölesiye maske edinmiş birisine rey vereceğini; verebileceğini düşünebilir miydiniz?
Birisi size böyle bir yakıştırma yapacak olsaydı, aranızda mutlaka kavga çıkardı ama, bakın ki, şu anda bunların hepsi olmuş oldu.
İleride daha “güzel” şeyler olacak… Ki yukarıda anlattım. Kardeş olacaksınız kardeş… Bundan daha güzeli mi var ki?
Ama;
Yine de bu işler proje işler… Projecilere bakar bu işler… Kardeşliğiniz işe yarayacaksa elbette kardeş olursunuz: Yok eğer, yine düşmanlığınız işe yarayacaksa da elbette düşman olursunuz.
Ne kadar aptalca konuşuyorum değil mi?
Aptallık işte böyle insanı muktedir kılıyor. Gün geliyor, iktidara ışık bile olabiliyorsunuz. Hâlbuki siz, ne kadar güzel bir düşmandınız değil mi?
Şimdi ışık olacaksınız… Şimdi değil: Belki ileride… Hem de ışıklar içinde olacaksınız.
Şimdi bir de:
Akparti, MHP ile yoldaş oldu… Dün, bu yoldaşlığı Devlet Bahçeli’nin mecburiyeti üzerinden okuyordunuz, bundan sonra artık, Akparti’nin Devlet Bahçeli’ye mecburiyeti üzerinden okuyacaksınız.
Aslında, teeee işin başında söylemiştik: Akparti’nin içine devlet kaçtı diye… O zaman siz de inanmadınız kimse de inanmadı ama, bakın ki, şimdi, Akparti, Devlet Bahçeli’ye mecbur diye söyleyeceksiniz.
Mecbur değil mi yoksa…
Yok… Mecbur değildir.
Biz, şimdi, birisi olmazsa diğeri de olamaz diyelim de:
İleride: MHP olmazsa, Akparti de ne ki diye pekâlâ diyebiliriz.
Gelecek seçimlere, MHP ve Diğerleri şeklinde seçim olursa şaşırmayınız.