Yaklaşık yüz yıl önce
Biz ve Azerbaycan bir daire etrafında ters istikamette koşmak zorunda bırakılan iki kardeştik.
Biz batı istikametinde,
Onlar doğu istikametinde koştu.
Boraltan Köprüsü faciası bu koşu esnasında
Bizim onlarla en uzak düştüğümüz noktada cereyan etti.
Daha sonraki yıllarda
Boraltan faciası gibi olmasa da yine onlara karşı işlediğimiz bir ayıbımız daha var.
Azerbaycan Ermenistan’la savaşırken
Cepheden yaralılarını taşımak için bizden dört helikopter istedi.
Demirel bunu duymazlıktan geldi.
Bu hadise de koşunun son çeyreğinde oldu.
Nihayet o koşu bitti. Finale geldik.
Birbirimize yüz yıl öncesi gibi kavuştuk
Ve bugün
Azerbaycan’da 100 yıl önceki mevziimize geri döndük.
YAKLAŞIK 100 YIL ÖNCE NE OLMUŞTU?
1918’de Rus ve Ermeni çetelerine karşı
Azerbaycan Payitaht ’tan yardım istemişti.
Kardeş topraklarının işgal edilmesine kayıtsız kalmayan Osmanlı,
Kafkas İslam Ordusu’nu kurarak
İşgalcileri kısa sürede vatan topraklarından söküp atmış
15 Eylül 1918 de Bakü’ye bayrağımızı dikmişti.
NURİ PAŞA
Bu görevi
Deruhte etmek maksadıyla
Başkumandan vekili Enver Paşa, kardeşi Nuri Paşayı görevlendirmiş,
Nuri Paşa da bu görevi hakkıyla yerine getirmişti.
(Burada iki not düşmek istiyorum:
Birincisi 1918’de “Osmanlı bitti…” diyenlerin yanılgısı.
O yıllarda
Eğer Osmanlı gerçekten bitmiş olsaydı,
Kafkas İslam Ordusu’nu kurup
Azerbaycan’ı Rus ve Ermenilerin elinden alamazdı.
İkincisi:
Nuri Paşa’nın(Killigil) dramatik hayatıdır.
Nuri Paşa yakın tarihimiz açısından incelenmesi gereken önemli bir şahsiyettir.
Askerlikte başarılı olduğu kadar
Türkiye’nin
Silah sanayisine başlangıç teşkil edecek çok önemli projeleri de geliştirmiştir.
9 mm’lik tabancaların seri üretimi, havan topu vs gibi silahları üreten bir fabrika kurmuş ancak o fabrika kendisi ile birlikte havaya uçurulmuştur.
Nuri Killigil
O yıllarda ürettiği silahları Arap ülkelerine satmak için anlaşmalar yapmıştı.
Bu sırada
İsrail kurulmuş ve Türkiye batı istikametine doğru koştuğu için İsrail’i tanımıştı. Nuri Killigil ise bu hareketiyle o günkü hükumet politikasına ters düşmüştü.
Kendisi ile birlikte
Fabrikasının havaya uçurulması, ülkemizin dönüm noktalarından biridir.
Çünkü
Bu hadiseden sonra,
Son 15 yıla kadar kimse milli silah üretimi için harekete geçmeye cesaret edememiştir.)
SONRA
Azerbaycan
1918’de bu şekilde kurtarıldıktan sonra
İlişkilerimiz
Çok dramatik bir hal alır.
Biz bağımsız olduk
Ama
Onlar Bolşeviklerin işgaline uğrayarak uzun süren bir esirlik hayatına girdiler.
Yazı uzayacağı için
Ankara’dan giden telkinlerle “Yeşil Ordu” nun Azerbaycan’a girmesine müsaade edilmesi ve Azerbaycan’ın Bolşevizm’in kucağına itilmesi meselesine girmiyorum.
BORALTAN KÖPRÜSÜ
VE
BİZİM BAĞIMSIZLIĞIMIZ
Biz bağımsız olduk
Ama
Bizim bağımsızlığımız da bugünkü Kazakistan veya bazı Arap ülkelerinin bağımsızlığı(!) gibi bir şeydi.
Nasıl ki,
Azerbaycan işgale uğramışken, kardeş halklarımız Rusya korkusundan Azerbaycan’a.. Araplar da Amerika korkusundan Filistinli kardeşlerine sahip çıkamazken (bazı Arap ülkeleri gönüllü olarak Filistin işgaline destek veriyor)
Aynen
Biz de o yıllarda kardeşlerimizin başına gelen felaketlere korkudan ses çıkaramıyorduk.
Bunun en acı örneği
Boraltan Köprüsünde yaşanan hadisedir.
Stalin’in kükremesinden çekinen İnönü
Bize sığınmış olan 195 (başka bir iddiaya göre 407) Azeri kardeşimizi Ruslara teslim ederek
Bu biçarelerin köprünün hemen ötesinde
Ve
Teslim heyetinin gözleri önünde infaz edilmeleridir.
Bu bizim tarihimizde kara bir lekedir.
4 HELİKOPTER
Bu hadiseden sonra
Bizim Azerbaycan’la olan alakamız Meksika ile olan alakamızdan daha düşük bir seviyeye indi.
Taa ki,
Sovyetler Birliği yıkılıp Azerbaycan bağımsız oluncaya kadar…
Azeriler
47 yıl önce meydana gelen o meşum (uğursuz, kötü) hadiseyi unutup
Tekrar kardeşlik bağlarına güvenerek
Ermenilerle yapılan çatışmada yaralanan askerlerini taşımak için bizden 4 helikopter istedi.
HAYAL KIRIKLIĞI
Ama maalesef
Azeriler bir hayal kırıklığı daha yaşadılar.
1990’lı yıllardaki bu isteklerine Türkiye cevap vermedi veya veremedi.
Demek ki,
Hala kardeşlerimize sahip çıkacak seviyede bir güce ve bağımsızlığa ulaşmış değildik.
Bundan dolayı
Ermenistan gibi küçük ve fakir bir ülke Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal edebilmiştir.
VE ŞİMDİ…
Şimdi ise devran döndü.. işler değişti.
Türkiye artık eski Türkiye değildir.
Bugün
Kendi silahlarını üreten
BM’de “Dünya 5’ten büyüktür!” diyebilen bir Türkiye var.
Bundan dolayı
Azerbaycan işgale uğradığı andan itibaren
Cumhurbaşkanından muhalefet partilerine kadar (HDP grubu ve CHP genel başkan yardımcısı Ü. Çeviköz hariç)
Tüm Türkiye Azerbaycan’ın yanında yer almıştır.
Bundan dolayı
Azeri kardeşlerimiz
Değil topraklarının işgal edilmesi,
İşgal edilmiş topraklarını kurtarmak için harekete geçebilecek bir moral ve güce erişmişlerdir.
Allah yar ve yardımcıları olsun…
29.09.2020
Emin Batur
NOT: CHP genel başkan yardımcısı
Türkiye’yi
Azerbaycan’a yardım ediyor diye suçladı.
Suçlarken de “silah ve cihatçı gönderiyor..” diyerek bir yerlere selam çaktı. Neden?
Diğer yandan
HDP Ermenistan saldırısını kınayan meclis kararına imza koymadı.
Neden?
Birincisi
Bu zat belki şuur altı patlaması yaşıyor. Bilemiyoruz.
Çünkü
Ermeni Patriği Ateşyan’ın dediğine göre
Türkiye’deki Ermenilerin sanıldığı kadar olmadığını, bilinenden çok daha fazla bir nüfusa sahip olduğunu
Ancak
Çeşitli nedenlerden dolayı kendilerini gizli tuttuklarını söylemişti.
(Sözüm Ermeni vatandaşlarımıza değil. Ermeni olduğu halde kendine Türk, Kürt vs. diyenleredir. Yoksa Ermeni olmak ne suç ne de günahtır)
Yine
Kazım Karabekir’in, binlerce Ermeni yetimini, orduya soktuğunu zamanında Milliyet gazetesi yazmıştı.
Ancak
Bir hadise var ki, bu çok enteresan.
Yine Milliyet gazetesinin yazdığına göre,
İnönü
Ölmeden önce son demlerinde CHP genel sekreteri Kemal Satır’a
Ermeni alfabesini sormuş.
Etrafındakiler alfabeyi bulup getirmişler
Ve
Başucunda Ermeni alfabesi okunurken İnönü hayata gözlerini yummuş.
HDP’nin Azerbaycan’a destek vermemesi meselesine gelince:
Eğer
HDP’den Ermenistan’a destek imzası istenseydi belki bu daha kolay olurdu.
Malum olduğu üzere
ASALA terör örgütü bittikten sonradır ki, PKK terörü başlamıştır
Ve HDP
Hiçbir zaman PKK ile olan ilişkisini inkâr etmiş değil.
Binaenaleyh
İmza vermemesinde yadırganacak bir şey yok.