Cumartesi , 21 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
EY RAMAZAN!  GÖNLÜMÜZE HOŞ GELDİN

EY RAMAZAN! GÖNLÜMÜZE HOŞ GELDİN

On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayı hamdolsun yine geldi. Ey Ramazan! Gözümüze, gönlümüze, evimize, sokağımıza, caddemize, mahallemize, köyümüze, kasabamıza, şehrimize hoş geldin. Ramazan yaklaştıkça zihnimizde ve yüreğimizde bir takım kıpırdanmalar oldu. Yapmamız ve yapmamamız gerekenlere dair akıl işletmeciliği yaptık. Ramazana irade koymayı becerebildiğimiz takdirde Ramazan da bize irade koyacak ve bizi Ramazanı hak eden müminler olarak başkalaştırıp Rabbimizin razı olacağı insanlar haline getirecektir.

Ramazan ayı sünnetullah gereği her zaman hoş gelmiştir. Gelen misafiri hoş karşılama noktasında maalesef insanımızın sıkıntıları vardır. Tabi bu gelene nereden baktığınla alakalıdır. Mide ve nefis açısından bakılınca birilerine zor gelmektedir. Zihin ve gönül açısından baktığımızda değer üretme ve biriktirme ayıdır. Kimisi biriktirecek, kimisi de tüketecektir. Bazılarının sanki bir aylık kıtlığa giriyormuşçasına gıda yığınağı yapmaları gibi…

Ramazanın bizden beklentileri olduğu gibi bizim de Ramazandan beklentilerimiz vardır. Zihnimizi ve gönlümüzü yumuşatmasını istiyoruz. Gözümüzü açmasını istiyoruz. Duyulmayan sesleri, duymak, görülmeyen yüzleri görmek, hissedilmeyen kalpleri hissetmek ve dokunmak istiyoruz. Bu da çok kolaydır. Ne kadar samimiyet varsa o oranda da karşılık vardır. Öncelikle samimiyetimizi ve ciddiyetimizi ortaya koymamız gerekmektedir.

Herkesin bir başka   Ramazan beklentisi vardır. İşte misafirlerimiz, mültecilerimiz yani kardeşlerimizim durumu ortadadır. Onlar da bu Ramazanın merhamet ikliminden istifade etmek istemektedirler. Bizi başkalaştıracak olan Ramazan onlara uzanan merhamet eli olacaktır. Bu el zaten uzanmıştır; ancak Ramazan bir başka el uzatacak ve hep Ramazan olsa dedirtecektir. Ramazan ayı bizde olup da uykuya çekilmiş olan Ensar olma duygusunu yeniden uyandıracak ve diriltecektir

Ramazan ayı aynı zamanda merhametin ve paylaşmanın da öğretmenidir. Zira sevgili peygamberimiz: “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” buyurmuşlardır. Bu sözü söyleyenin açlıktan midesine taş bağlayan bir peygamber olduğunu unutmayalım. İnanç sistemimiz yardımlaşmayı ve paylaşmayı öncelemektedir. Yüce Rabbimiz: “…Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere ihsan ile muamele edin, iyi davranın…” (4/Nisâ, 36) buyurmaktadır. Etrafımıza baktığımızda bu ayetin kapsama alanına giren birçok insanın ve kardeşimizin varlığına tanık oluruz. Yeter ki bakmak isteyelim, yeter ki görmek isteyelim, yeter ki hissetmek isteyelim, bize ikram edilenden ikram etmek isteyelim. İkram ettiğimizi bir tabak yemek, bir kâse çorba olarak görmeyelim, bu aynı zamanda merhamet ikramıdır. Merhametimizin ederini de böylece ölçmüş oluruz. Biz ikram ettikçe kerim olan Rabbimiz bizlere kat kat daha fazlasını ikram edecektir.

Ramazan ayını bekleyenlerden bir diğeri de medya organlarıdır. On bir ay boyunca Ramazan ayının ürettiği tüm değerlere her türlü hakaret edenler, reyting uğruna bir ay mola verip Ramazanı Ramazanla vurmaya çalışırlar. Takipçileri de mışıl mışıl uyurlar. Bazıları Ramazanı tiyatral bir gösteri haline getirir, reyting uğruna her türlü pespayeliği yaparlar. Kaval eşliğinde kütük ağlatma ve uyutma seansları yapılır. Ramazan ayına ve getirdiği yüce Kur’an’a teslim olmadıkça Ramazan pazarlamacılarına teslim olmak kaçınılmazdır. Bunlara teslim olmadan geçirilecek bir Ramazan ayı çok daha bereketli olacaktır.

“Ey Ramazan! Gönlümüze hoş geldin” diye başlık attık. Gerçekten de Ramazan ayını ve onun getireceği merhameti ve bereketi bekleyenler vardır. İhtiyacı olmayanlar merhamet damarlarının çalışması için Ramazanı vesile kılıyor ve gereğini yapıyordu. Normal şartların yaptıramadığını Ramazan ayı yaptırıyordu. Bunu yaparken de insanlığımızı, Allah indindeki değerimizi öğretiyordu. Sosyal statü farklarımız sıfırlanırken, Allah’a olan teslimiyetimiz değer üstüne değer kazanıyordu.

Ey Ramazan! Gönlümüze hoş geldin. Sen geldin diye kafası bozulanlar, suratı asılanlar var, onları da biliyoruz. Ahh bilmiyorlar ki aslında kendi kafalarıyla, kullanmadıkları ve imanın süzgecinden geçiremedikleri akıllarıyla ahiret konforlarını bozuyorlar. Farkına varabilseler ve bir anlayabilseler. Sahi Ramazan sen merhametinle gelmiştin ya onlara da kendini hissettirsen, belki uyanırlar ve anlarlar. Kim ne derse desin, kimin ne konforu bozulursa bozulsun. Ey Ramazan! Sen gönlümüze hoş geldin.

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir