Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Eğer Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşıyorsanız yeni olaylarla karşılaşmama gibi bir lüksünüz yoktur. Ortaya attığım bu sav son derece aşikar donelerle desteklenebilir. Bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz ki son derece jeostratejik bir bölgede olmasındandır. Buna bir de Türkiyenin müslüman bir ülke olması, Hz. Peygamberin misyonunu taşıması, sadece vatandaşlarının değil tüm islam coğrafyasının ümit beslediği bir ülke olmasını eklerseniz bu coğrafyada çıban başı olarak görülen bir ülke olursunuz.
Türkiye kendisine biçilen o ulus devlet formundan sıyrılıp, yönünü doğuya, güneye, batıya, kuzeye çeviren bir ülke olduğu için, islam dünyasını bir yerde toplama görevini üstlendiği için bugün küresel emperyalist, vahşi sistemin hedefi haline gelmiştir.
15 temmuzda bu millete yapılmak istenen al-aşağı etme operasyonu bunu açıkça göstermektedir. Hain içeriden oldukça bu gözü dönmüş alçak batı ülkelerinin hedefine daha kolay gelebiliyorsunuz. Bu da onların ekmeğine yağ sürüyor.
Belirtmek gerekir ki bu ülkede nice darbe olagelmiştir. Bu darbelerin ABD nin haberi olmadan yapılmadığının aksini herhalde hiçkimse iddia etmez. Sadece Türkiyede mi elbette ki değil. Mısırda gördük, Libyada gördük, İranda gördük… Bu devletlere demokrasi getireceğim diye devlet başkanlarını darbe ile indirip yerine kendi niteliğine uygun adamları getirmesi, bu ülkelerin hangisine demokrasi getirmiştir.
Son darbe girişiminde de bu denenmiştir. Fakat arkasına ABD yi alan bu alçak paralel yapı bir şeyi göz önüne getirememiştir. Millet, millet, millet… Burası bir Mısır değildi. Mısırda darbe nasıl sonuçlanmıştı, halk darbenin ilk günü meydanları doldurmuş olsa da ertesi gün çekilince ülkenin başında bekleyen çakallar hemen çullanmıştı başına.
Türkiye bunun böyle olmayacağını gösterdi. Halka bunun üstesinden gelebilmek için bir günün yeterli olmayacağını söyleyen bir devlet adamına sahipti bu ülke. Bunun ne kadar isabetli bir karar olduğunu darbe girişiminden itibaren görüyoruz. Meydanları bu günlerde boş bırakmak ülkeyi lime lime etmek isteyen vahşilerin ekmeğine yağ sürmek olur. Hamd olsun böyle olmadı.
Tabi bunun en büyük mimarı bu milletin çocuklarıydı. Otuz beş senedir terör belası halkı o kadar pişirmişti ki artık gözü hiçbir şeyi görmezdi milletin. Öyle de oldu. Gözü dönmüş terör güruhunun karşısına ancak ve ancak Kurtuluş Savaşının artıkları dedikleri bu şanlı millet çıkabilirdi. Beş gündür halk sabahlara kadar nöbet tutuyor devleti, milleti için. Gezi kafalarının yaptığı gibi bir tane kaldırım aşı sökülüp de polisin başına atıldı mı, ATM ler sökülüp, bankalar taşlanıp ülkenin can damarı ekonomisine zarar verildi mi, esnaflarımızın kepenk kapatmasına neden olan girişimlerde bulunuldu mu…
Haysiyetini düşünenler bunun hesabını versinler. Ama bu hesabı millet kesti. Ben buradayım, benim bedenimi çiğnemeden beni temsil eden bu devleti yıkıp geçmezsin dedi.
Hadise budur. Hani son günlerin en güzel sözü var ya, bu millete darbe yapmaya kalkanlar darbeyi halktan yedi. Arkasında böyle bir millet, böyle devlet adamları, dua eden islam dünyası oldukça Allahın da izniyle kimse al-aşağı edemez… Dualarla, milletle olmaya devam edelim. Bizi kabul edecek toprak yok çünkü.
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
