Arif Altunbaş
Çuvaldızı karşındakine saplamadan önce, iğneyi kendine batıracaksın! Acıyı hissedeceksin ki, karşındakini acıtarak silkeleyecek, sallayacak uyandıracaksın!
Aynada kendine bakıp kendini sorgulamadan yargılamadan, onarmadan düzeltmeden muhatabını topa tutup darmadağın edip çiğnemeyeceksin! Haksız yere çiğner isen zulüm ve işkence yapmış olur, yaptığının karşılığını da mutlaka görürsün. Yapan bulur, eden görür.
Gazneli Mahmut Hindistan’a 17 sefer yaparak orada İslam Medeniyet ve Kültürünün varlığını perçinlemiştir. Bugün Hint yarımadasında İslam ve Müslümanların varlığının en büyük, en önemli kahramanı Gazneli Mahmut’tur. Onun için Pakistan ve Hindistan’da onun adı (Putşekeni Mahmut El Gaznevi) Put kıran Gazneli Mahmut’tur. On yedi sefer ve on yedi zaferin kahramanı.
Türkiye’de, Yirmi yılda 17 seçime giren ve Allah’ın izniyle onların 17’sini de kazanan lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. O zamanın Gazneli Mahmut’udur. Onun karşısında mücadele edenler de masallarına ve ütopyalarına inanan ve onlar için meydanlarda, sokaklarda hile, hurda ve kışkırtma, Bizans ayak oyunlarıyla hayallerini gerçek gibi görmeye, göstermeye çalışan hayalperestler gibidir.
Yandaş gazeteci, sapık sanatçı, karanlık aydın, kokana (çağdaş!) kadın, tacizci ve tecavüzcü politikacı, Halk adına halka karşı savaşan zavallı diktatörler, darbeci ve darbe seviciler… Yetmedi emperyalizm ve sömürünün sahte kahramanları, uşakları yavşakları… Daha ister misiniz sayayım!
Vahşi Afrika köpekleri gibi din, kültür, medeniyet, tarih, özgürlük ve bağımsızlığı olan milletimizin değerlerine her zaman, her fırsatta hepsi birden saldırırlar.
Bir hareketin içi ne kadar boş, gövdesi ne kadar görkemli, söylemleri ne kadar uçuk ve akla ziyan bir abartıya sahip olursa olsun bir gün balon gibi mutlaka patlamaya, dağılmaya, yok olmaya mahkûmdur. Taş düştüğü yerde ağırdır. Hak ve hakikat her zaman yalanın ve yalancının düşmanıdır. Palavrayla, algı operasyonları ve yalan imparatorluklarıyla siyasi bir hareket ve ülke yönetilmez, yönetilemez.
Paranın gücü hakikati boğamaz. Yerli ve milli düşüncenin savaşçılarını hiçbir batı taşeronu, yabancı güç Türkiye’ den kovamaz. Kiralık kalemler, ajanslar, yabancı istihbarat servisleri, sahte raporlar, uzaktan kumandalı projeler ve onları savunan yerli münafıklar, dış güçler ve emperyalizmin taşeronlarıyla milli mücadele verilemez.
- Geçen seçimde de dış düşmanların ve içteki hain dostlarının Türkiye’yi bölme parçalama planları milletin duvarına çarparak çöktü.
- Alevi Sünni mezhep kışkırtıcılığı, Kürt Türk faşizmi ve bölücülüğü, azınlık ve mağdur edebiyatı tutmadı. Millet birlik ve beraberlik içinde yeniden büyük Türkiye gerçeğine sarıldı. Hak edene ülkeyi yönetme yetkisi ve iktidarı verdi.
- Suriyeli göçmenler üzerine tezgâhlanan tüm hain planlar ve adi hesaplar sabun köpüğü gibi köpürtüldü köpürtüldü ve nihayet sönmeye mahkûm oldu.
- Fitne çıkarmak için yabancı güçlere ve istihbarat örgütlerinden beslenen binlerce yurt içi ve yurt dışındaki sosyal medya hesaplarının üfürdükleri yalan, iftira, proje, plan ve tezgâhların hepsi birer birer milletimizin ferasetli öngörüsü sayesinde buzdağları gibi eridi ve çöktü.
Kısaca, milletimiz boş buldukları alanlara heykel dikenle fabrika yapanı, tüketen ile üreteni, vatanına sahip çıkanla çıkmayanı, yabancılar ittifak edenle etmeyeni, emperyalistlerin taşeronu olanla olmayanı çok açık ve net olarak tespit etti. Hainlerle beraber olanın başına sandığı geçirdi ve oyun dışına attı.
Hayret edilecek ve şaşılacak şey Erdoğan’ın sandıktan çıkması ve kazanması değil de, 7 düvelle kuzu sarması olan zillet ittifakının bu kadar fazla oy almasıydı. Burada üzerinde önemle durmak ve düşünmek zorunda olduğumuz husus milletimizin bir kısmının ne kadar bakar kör, ne kadar sağır, ne kadar şuursuz, uyuşuk ve ne yaptığını bilmeyişi. Pilavlık pirincimizde ne kadar taşın olduğu gerçeği. Başta Cumhur ittifakı ve bileşenleri olmak üzere bütün vatandaşlarımız bu önemli konuyu hep birlikte düşünmek ve kendimizi sorgulamak zorundayız.
Acaba, İslamcısının İslam düşmanıyla, milliyetçisinin millet düşmanıyla, vatandaşlarının ne olduğu belli olmayan fırıldaklarla iki tane fazla milletvekili çıkarmak için -Türkiye’de olduğu kadar- aynı cephede omuz omuza kuzu sarması olan dünyada kaç ülke var?
Önümüzde Mahalli seçimlere fazla bir zaman kalmadı. Vatanını ve milletini, ülkesini ve ülküsünü, davasını ve sevdasını unutmayan, hala ona âşık ve bağlı olan kardeşlerimize büyük görevler ve sorumluluklar düşüyor.
Hepimiz milli mücadele ruhu ve inancıyla şehir ve kazalarımızı ehil ellere teslim etmek için çalışmak, emek sarf etmek ve mücadele etmek zorundayız. Dikkat edin! Hain ve münafığın dini imanı yoktur. Bir vuruşta vatana, millete ve ülkemize zararı çoktur. Onlara fırsat ve imkân verirsek, biz de o suça ortak olmuş oluruz.
Allah, kendisine inanan ve kendisinden korkan uyanık ve akıllı, çalışkan ve samimi Belediye başkanlarını seçmemizi nasip eylesin! Bir oy, bir belediye başkanlığı demeyin! Bir oy Allah ve vatan için atılan bir taş, bir ok, bir kurşun demektir.
Arif Altunbaş, Haber 7