İbrahim Karagül
Irak’ın kuzeyinden çıkaramazlarsa,
Suriye’nin kuzeyinden çıkaramazlarsa,
Libya’dan uzaklaştıramazlarsa,
Rusya ile açık bir savaşa sürükleyemezlerse,
Bir kez daha İsrail eksenine çekemezlerse,
Pakistan’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar kurduğu siyasi ve askeri ortaklıkları boşa çıkaramazlarsa,
Hızla, her alanda yükselen askeri gücünü ve teknolojisini kıramazlarsa,
Milli devlet aklını ve büyük tarih dönüşünü engelleyemezlerse, bütün iddialarını ve cesaretini çökertemezlerse,
Yeniden “Batı’yı korumak için Cephe ülkesi” konumuna getiremezlerse,
Yeniden Anadolu’ya kapatıp terör önünde diz çöktüremezlerse,
İçerideki bütün adamlarını, bütün çevrelerini, bütün örgütlerini bir kez daha sahaya sürecekler.
Son bir hesaplaşma deneyecekler.
Bütün dünyada güç blokları parçalanırken,
Batı bütün kıtaları, ulusları, dünyayı kaybederken,
Türkiye gibi bir gücü, ehlileştirilmiş, uysallaştırılmış hale sokup ellerinde tutmayı bir kez daha deneyecekler.
Siyasi çevreleri, bürokratik iktidar alanlarını, nüfuz alanlarındaki askeri çevreleri, bazı sermaye çevrelerini bir kez daha harekete geçirecekler.
Anadolu belki de tarihin en büyük hesaplaşmalarından birine daha tanık olacak.
Tam da bu açıdan, bugünlerde olan her şey dikkatle okunmalı, tesadüf görülmemeli. Sistematik, iyi planlanmış bir yeniden harekete geçme eğilimi olarak tanımlanmalı.
Gezi’de başaramadılar. 17-25 Aralık’ta başaramadılar, 15 Temmuz’da başaramadılar.
Partileri böldüler, cemaatleri böldüler, milli direnç hatlarına ağır saldırılar yaptılar, başaramadılar.
Türkiye’yi çökertemediler.
Türkiye için iç tehdit oluşturan, ülkeyi içeriden dinamitleyen yapılar:
1- PKK/YPG/DEM
3- FETÖ
4- Irkçılık üzerinden toplumsal çatışma çıkarmak isteyen çevreler,
5- Ve bütün bunlar için koruma kalkanı oluşturan CHP…
Biri zayıflarsa diğeri yerine ikame ediliyor. Şimdi hepsi beraber hareket ediyor. Ve CHP’nin üst yönetimi bu koruma kalkanının güncellenmesine göre sürekli yenileniyor.
Türkiye;
1- Rusya ile asla savaşmamalı. Batı’nın bu yönde tahriklerine, vaatlerine kulak asmamalı.
2- Irak’la mutlak işbirliği içinde olmalı. Bugünkü ortak operasyonlar asla aksamamalı.
3- Suriye ile çözüme acil ulaşmalı. Güney cephesinde hiçbir terör örgütünün, hiçbir yabancı gücün varlığını tahammül edilmemeli.
4- Şuan; Türkiye’nin ve coğrafyamızın ayakta kalması bunlara bağlı.
Türkiye’mizi,
Vatanımızı,
Milletimizi,
İnancımızı,
Tarihimizi,
Yüzyıllardır ödediğimiz bedelleri,
Başarılarımızı,
Sevinçlerimizi,
Üzüntülerimizi,
Gelecek hayallerimizi,
Büyük iddialarımızı, cesaretimizi,
Küçümseyenlere, tehdit edenlere,
Kendini milletten üstün tutanlara,
Ülkenin zenginliğini yağmalayıp milleti hor görenlere,
Bize ait olan her şeye kibirle bakanlara,
Asla müsamaha göstermeyin!
Hem dışarıdaki hem içerideki tehditlere, bunlar arasındaki ortaklık ilişkisine karşı uyanık olun.
Bin yıldır bu bölgede coğrafya inşa eden, harita çizen, tarih kuran bu siyasi genetiği, terör örgütlerine, dışarıdaki işgalcilere teslim etmeyin.
Şunu da unutmayın;
PKK Atatürk kalkanı kullanıyor.
FETÖ Atatürk kalkanı kullanıyor.
Türkiye’yi küçültmek isteyen, bu amaçla darbeler ve işgal senaryoları yürüten ABD Atatürk kalkanı kullanıyor.
Gazze’de soykırım yapıp Türkiye sınırlarını hedef gösteren İsrail Atatürk kalkanı kullanıyor.
Hem içerideki hem dışarıdaki Türkiye düşmanlarının tamamı Atatürk kalkanı kullanıyor.
Atatürk’ü Türkiye’yi paramparça etmek için silaha dönüştürdüler. “Mustafa Kemal’in askeriyiz” diyerek Türkiye’yi içeriden vuruyorlar.
Bunlar, Atatürk kalkanı kullanıp bu ülkeye “işgal güçleri” bile çağıracak.
Bunu bile göreceğiz…
Uyumak intihardır!