Salı , 30 Eylül 2025
Son Dakika Haberler
Riyakâr eleştiriler ve eleştirmenler

Riyakâr eleştiriler ve eleştirmenler

Osmanlıda, ona en büyük zarar verenler dış güçler değil ırkçılık yaparak Osmanlıyı ele geçirmeye çalışan, Osmanlı birliğini dinamitleyen batı güdümlü ve taklitçisi Tanzimatçılar, jön Türkler, İttihat ve Terakkicilerdi. Bunların Cumhuriyet Tarihindeki uzantıları ve temsilcileri cumhurun dinine, tarihine kültür ve medeniyetine en büyük zarar ve ziyan veren Cumhuriyet Halk Partililer ve onların gölgesinde barınan İslam ve Türkiye düşmanı aramızdaki Müslüman geçinen yerli münafıklar oldu.

Aynı ihanet çeteleri dün olduğu gibi bugün de iş başındalar. İktidar olmak ve ülkeyi yönetmek, ‘’demokrasi ve batılılaşma, uygarlaşma, çağdaşlaşma, laikleşme’’ diyerek batı ile uzlaşma ve kaynaşma hayali içinde bazen’’ sosyalizm, bazen liberalizm, bazen Mustafa Kemalin askerleriyiz’’ iddiasıyla yozlaşmış, yabancılaşmış, mankurtlaşmış bir taban var. CHP her zaman bu fitne bataklığının üreme ve türeme alanı olmuştur.

Siz ne kadar bu ülke ve millet için yararlı ve faydalı işler yaparsanız yapın, yaptıklarınıza karşı çıkmakla kendilerini görevli ve yetkili görmekteler. Nerede ve ne zaman bu ülke ve millet için yapılan, yapılacak olan iyi bir iş, hayır, eser varsa; onlar mutlaka bu işlere karşı çıkarlar. Bu eserleri ve işleri yapanların aleyhinde yalan, iftira, dedikodu ve aslı astarı olmayan haberler üretirler.

Bu ülkenin laiki, Kemalist’i, sosyalisti, komünisti, muhafazakârı, milliyetçisi, ateisti ve maalesef İslam’ı savunduğuna inanan bazı Müslümanlarının bir kısmı da İslam düşmanlarının yaptıkları bu eylem ve söylemlerin aynısını yapmayı ‘’hizmet, cihat ve mücahitlik (!) ’’ zannederler.

Daha dün yalanın, iftiranın ve ihanetin üretim merkezi olan bir partinin liderliğini yapan bilmem ne oğlunun 6 ‘ lı masası etrafında toplanan her renk ve sınıf, cins ve dindar, mezhep ve siyasi görüşten olup da Cumhur İttifakına karşı olanlar, kendi içlerinde hiçbir dini, siyasi ve ideolojik birliktelikleri olmayan ilkesizler ve ülküsüzlerin bugünlerde düştüğü şu perişan ve sürüngen hali bakın! Kin, öfke, nefret ve hasetliklerinin kendilerini bir araya getiren partiler koyun sürüsü gibi topluca intihar edip uçurumuna sürüklendiği görün! Suça teşvik eden, suçlu duruma düşen/düşürülen ve onları seçenlerin ağızlarını şimdi bıçak açmıyor.

Bugün, CHP Belediyelerindeki skandallardan, başarısızlıklardan, deveyi havut’ uyla yutan Belediye başkanları ve takımının yaptıkları hırsızlık, arsızlık, yüzsüzlük ve sahtekârlıklardan onları oraya seçen 6’ lı masanın etrafında çöreklenen partiler/partililer ve onlara oy verenler bütün bu olan biten rezaletlerden, susuzluk, çöp yığınları, trafik anarşisi ve belediyelerinin yaptıkları zamlardan da sorumludur.

Tabii ki, AK Partiye, MHP’ ye kızarak ders verelim deyip inadına, inanmadığı partilere oy veren kırgınlar, küskünler ve yüzer oylar da bunlardan mesuldürler.

Peki, yaptıkları beceriksizlik ve kibirliler, davranış ve faaliyetlerle tabanlarını kızdıran, küstüren ve başka şeritlerde koşmalarına sebep olan AK Parti ve MHP’ li yerel yönetimler/ yöneticiler, Genel Merkezin halkın isteklerine kulak vermeyen, dediğim dedik parti ağaların bu yanlışlıklardan ve ihanetlerden onlarda sorumlu. Bence en büyük suç, hata ve vebal havasından yanına yaklaşılamayan kibirli, ne oldum delisi olmuş kendini bilmez Cumhur ittifakının belediye başkanları, çevresi ve görevlerini hakkıyla yerine getirmeyen Milletvekilleri de bu vebale ve sorumluluğa ortaktır.

Kısaca ülkemizde olup biten tüm olumsuzluklardan millet olarak hepimiz uzaktan yakından gücümüz ve kuvvetimiz, imkân ve sorumluluğumuz kadar mesulüz. Hepimiz önce kendimize karşı dürüst olmalıyız. Riyakâr eleştirilerle veya övgülerle yol alınamaz ve hiçbir yere de varılamaz.

Dün yapılmasına karşı çıkılan havaalanlarından uçarken, yollardan ve köprülerden geçerken,’’ teneke, maket, radyatör peteği’’ dedikleri uçaklar gemiler, tanklar, füzeler, İHA ve SİHA ‘larımız dünyada ses getirirken acaba bu riyakâr, ikiyüzlü yalancılar, hırsızların avukatları, destekçileri, savunucuları sokaklarda eylem yapan(mal)lar hiç mi utanmıyor ve sıkılmıyorlar acaba?

Yalan ve iftira dürüst olmayan riyakârların, dürüstlük doğruların ve samimi insanların işidir. Siyaset yalancılar ve riyakârla, dürüst olan doğru ve cesurların mücadele sahası olarak bir imtihan sahasıdır

Herkes kendi partisi ve siyasi anlayışını gözü önüne getirerek ‘’Ben ne taraftayım’’ diye kendisine sormalı. Yalan ile iman bir arada bulunmaz. Bir insan ve toplum ahlaksız ve yalancılığı siyaset edinmişse onun dini de imanı da olmaz.

İman’ ın mı inkâr’ ın mı tarafındayız diye hepimiz kendimizi Allah için her gün hesaba çekmek mecburiyetindeyiz.

“Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.’’ (M.A. Ersoy)

Yorum yap

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Evrensel İnsan Hakları mı dediniz

Evrensel İnsan Hakları mı dediniz

‘’Uluslararası İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’’ insanlığı kuşatan ve kucaklayan hukuki, ahlaki ve insani kurallar mı, …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir