Arif Altunbaş
Yıllardır dünyanın gözü önünde İsrail istediği yer ve zamanda, istediği şekil ve oranda İran, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Somali, Tunus gibi İslam ülkelerine saldırıyor. Bu saldırılarda binlerce masum insan yaralanıyor, katlediyor, ortalığı kan gölüne ve harabeye çeviriyor. Birçok sivil ve askeri hedefleri bombalıyor, ortalığı yakıp yıkıyor.
Suriye’deki İran Büyük Elçiliğini vuruyor. Bu saldırıda üst düzey birçok diplomat, asker ve elçilik görevlisini katlediyor. Katil İsrail askerleri elini kolunu sallayarak ülkesine geri dönüp ‘’bütün bunları ben yaptım, yaparım ve yapacağım’’ diye de böbürleniyor.
Lübnan Hizbullah’ ının ikinci adamı Güney Lübnan’ da katlediyor, 7 saat sonra Tahran’da Hamas İslami Hareketinin lideri İsmail Haniye Tahranda füze saldırısıyla canice katlediyor. Dünya bu saldırılar karşısında bir tek söz söylemiyor.
Doğu Akdeniz bölgesinden başlayıp tüm Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgemizi kendi toprakları olarak gören, gösteren İsrail ‘’milli sınırlarının buralara kadar uzandığını, her ne pahasına olursa olsun buralarını kendi sınırları içine alacağını’’ tüm dünyaya ilan ediyor. Buna göre planlar, programlar yapıyor, stratejiler üretiyor, buraları zor ve zorbalıkla ele geçirip gasp etmeye devam ediyor.
İsrail’in faşist zorba lideri Netenyahu Amerika’ yı son ziyaretinde işledikleri cinayetlerine karşılık olarak ABD meclisindeki konuşması sırasında 72 defa ayakta alkışlanıyor. Alkışlanan günümüzün Hitleri Netenyahu. Alkışlayanlar dünyaya adalet ve huzur getirme iddiasında bulunan Siyonist emperyalizmin ocağı ve savunucusu çağdaş roma imparatorluğunun temsilcisi ABD.
Netenyahu Firavunu Gazze’de katlettiği masum çocuklar, kanlarını döktüğü yaşlı kadınlar, evlerini yıktığı, yurtlarından ettiği, aç susuz bıraktığı Gazze halkının katili olarak ayakta alkışlanıyor.
Gazze soy kırımı, zulmü ve katliamları karşında suskun kalan, bu barbarlık karşısında sinsice gülen tüm insanlar, özellikle Hitler faşizmini yaşamış yahudilerin çocukları, bu zülmün mimarları Amerika ve İngiltere bu bölge ve dünyadaki çıkarılan fitnelerin başları olarak meydana gelen tüm bu cinayetlerden birinci derece sorumludurlar.
Müslüman ülkelerin başlarında bulunan yöneticiler, askerler, bürokratlar, din adamları ve bu zulümler karşısında suskun kalan tüm insanlar bu dehşetli vahşetin sorumlusudurlar.
Müslümanlar olarak kendi oylarımızla seçtiğimiz ‘’Gece kurtla sofraya oturup, gündüz çobanla canice öldürülen kuzuların yasını tutan’’ kendilerini adam sanıp seçtiğimiz ülkemizdeki ve İslam dünyasındaki batı uşakları, emperyalizmin lejyonerleri çifte standartlı milletvekilleri, yöneticiler, siyasetçiler bu zulme karşı çıkmayan, ona karşı mücadele vermeyen herkes suçludur. Şu şu ülkeler neden susuyor bir şeyler yapmıyor, söylemiyor diye topu taca atmanın bir anlamı yok. İnsan olarak bu katliamlara sessiz kalan hepimiz suçluyuz.
Ülkemin söz ve kalem ustaları. Alkışların büyüttüğü sanatçıyım diye gâvurun borazanını çalan küçük insanlar, kendi tarih kültür coğrafya ve medeniyetine düşman batı uşakları, inkâr cephesinin ücretsiz köleleri, İnsanlıktan çıkarak (Belhum adal) seviyesizliğine düşen Amerikan emperyalizmi ve İsrail faşizminin bombaları altında katledilen masum insanlara saldırgan sokak köpeklerine verdikleri değer kadar değer vermeyenler insanlıktan çıkmış insanlar hepiniz suçlusunuz.
Ölüm kusan canavarları, dünyayı cehenneme çeviren silahları, kıtalararası füzeleriyle kendi kimlik ve benliklerini oluşturan katliam, soykırım, sömürü ve vahşetleriyle tarihe geçecek olan medeniyetin barbarları Haçlı Siyonist ittifakı katiller, suçlusunuz.
Tanzimat’tan bu yana bize öve öve bitiremediğiniz Haçlıların, özendiğiniz ve özendirmeye çalıştığınız batı demokrasisinin, vahşi laikliğin gerçek çirkin yüzünden bize hiç söz etmediniz. Medeniyetin barbarları ve katillerine milletimizi benze/t/mek için bunca devrimler, değişimler yaptığınızdan, bunun için on binlerce masum insanların canlarına kıydığınızdan, bizi bu cani katillere benzetmek için gavurlaştırmak istediğinizden hiç, ama hiç bahsetmediniz. İkiyüzlüler! Sahtekârlar! Münafıklar! Tarihimin yüz karası alçaklar… Nemrut soylu ateşin çocukları!
Ey Firavun düzeninin alçak Hamanları, Samirileri, Bel’amları… Bize dost ve müttefik diye yutturmaya çalıştığınız Siyonist, kapitalist, emperyalist ve faşist katillerin şerefsiz düşmanlarımız olduğundan hiç bahsetmediniz.