Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer ortaklarının amacı İslam dünyasının lideri konumunda olan Türkiye’yi kontrol ve baskı altına almak, böylece İslam ümmeti üzerindeki sömürü ve hegemonyalarını sürdürmektir.
Türkiye büyüyor, güçleniyor, birlik ve beraberlik ruhu içinde tarihi köklerine dönüyor, Zümrüt’ü Anka kuşu gibi kendi küllerinden yeniden diriliyor, tarihin akışını değiştirecek bir tarih yazmaya yürüyor. Bütün mesele bu. Bundan en çok rahatsız olanlar bize en çok dost görünen, müttefik bilinen NATO’ ve onun ülkemizdeki ikiyüzlü siyasi, askeri ve ekonomik uzantıları olan kurum kuruluş ve odaklardır.
NATO müttefiki (!) olan Türkiye’ye karşı ABD’nin Yunanistanı, Kıbrıs Rumlarını silahlandırıp Ege ve Akdenizde bize karşı kışkırtarak bir savaş bataklığına çekme tuzağı, güneyimizde PKK’nın türevleri olan ayrılıkçı gurupları eğitip, donatıp karşımıza dikmesi oyunu, doğumuzda Ermenistan ile Türkiye-Azerbaycan arasına fitne tohumları ekme gayreti hapis olunduğu cin şişesinde çıkan Türk milletini yeniden o şişeye sokma mücadelesinin sahaya yansımasıdır.
Bize karşı hem müttefik görünmeye, hem de rakip ve gizli bir düşman gibi davranmaya, çifte standartlı bir oyun sergilemeye çalışan ABD ile artık mesafemizi ayarlamaya ve ona göre konum ve durum alma zamanı çoktan gelip geçmiştir.
Artık bilinmelidir ki, emperyalist güçlerin dostları ve müttefikleri olmaz. Onların tek dost ve müttefikleri kendilerine, uşaklık ve kölelik yapanlar ile dini, kanı, ahlakı, karakteri, dünya görüşü ve aklı İslam ve Müslümanlarla birlikte olmayan yerli münafıklardır.
ABD eski Ulusal güvenlik başdanışmanı, ‘’Erdoğan ABD’nin Ortadoğu çıkarları için tehlikeli birisidir. ABD artık (Erdoğan’a karşı) gerekli adımları atmalıdır’’ derken Amerika ve müttefiklerinden de asla dost olmayacağını ifade ediyordu.
ABD FETÖ Paralel yapısını devreye sokarak ülkemizde 15 Temmuzda darbeye kalkışması, yüce milletin evlatlarının da sokağa dökülerek Amerika’nın piyonu olan ikiyüzlü darbecilere ve darbe sevicilere gerekli dersi vermesi ile milletimiz Haçlı işgal ve istilasına karşı şanlı bir direniş yapmış ve büyük bir zafer kazanmış idi.
7 Şubat, Gezi olayları, MİT Başkanını tutuklama girişimi, 17-25 Aralık Operasyonu, MİT TIR’ları meselesi, 15 Temmuz darbesi ve sonrasında ABD için derin bir düş kırıklığı oldu. ABD başkanı Biden’ in, ‘’Bundan sonra Erdoğan’ı darbe ile değil Türkiye’deki muhaliflere yardım ederek iktidardan düşüreceğiz’’ demesi ise; bugünkü Altı ayaklı muhalefet örümceğinin kimin eseri olduğunu ve kime hizmet ettiğini göstermektedir.
Biden’ in meselesi sadece Erdoğan’ı iktidardan düşürme meselesi değil, Türkiye’yi ABD’nin önünde diz çöktürme, ona el avuç açtırma, kendisine muhtaç edip yalvartma operasyonudur. Erdoğan başkanlığındaki Türkiye’nin Amerika’ya uşaklık yapmadığı, ona boyun eğmediği emperyalist güçleri ve onların Türkiye’deki temsilcileri parti ve ideoloji sapkınlarını deli divane edip uykularını kaçırıyor.
PKK’sıyla, Paralel yapısıyla, DHKP-C’siyle, CHP‘siyle, HDP’siyle, batıdan fonlanan medyasıyla, bitpazarına düşen yuvarlak masanın Bizans ayak oyunlarıyla Türkiye düşmanlığı ihanet cephesinde devam ediyor.
Bütün bunlara karşı istiklal ve istikbalimiz, Türkiye’nin sorunlarını kökten ve kesin olarak halletmek için batı emperyalistlerinin cahili medeniyet ve kültürlerin karşısına kendi sistem ve düzenimizi, kendi kurum ve müesseselerimizi dikmek zorundayız. Bu yolda başarı ve zafere ancak mücadele basamaklarını tırmana tırmana erişilir.
Allah, her Nemrudun ateşini söndürmek için bir İbrahim’i, her Firavun sihirbazlarını susturacak bir Musa’yı, her Kızıldeniz’i yaracak bir Asa’yı her çağda ve zamanda kendi yolunun izleyicilerine bir lütuf olarak göndermiştir. Bütün sorunların çözümü; vahyin izinden yürüyen ve vahyin amaçlarını gerçekleştiren İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed sav gibi Hak ve hakikatin yolunda olmak ve yürümekten ibarettir.
Bütün varlıkların ve varların içinde ulu bir Var, vardır. O, Rahman ve rahim olan Allah’tır. Bütün meselelerimizin özü; hakkıyla O’na inanmak, iman etmek, O’nun yolunda yürümek ve o yolda asker olmaktır. İslam ve Türkiye düşmanlarına karşı verdiğimiz mücadelede bizim ulu önderimiz tektir. O da; peygamberimiz ve liderimiz Hz. Muhammet’tir.
Arif Altunbaş, Haber 7