Perşembe , 21 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
Ezana havlayan köpekler

Ezana havlayan köpekler

Ezana havlayan köpekler

Benim kültürümde olmayan bir şeyi allayıp pullayıp bana aitmiş gibi yutturmaya çalışmak, benim inancım ve aklımla alay etmektir. ‘’Dünya Kadınlar Günü’’  de böyle bir şey işte. Çünkü, Müslüman bir millet olarak bizim kadınlara gösterdiğimiz hassasiyet ve saygıyı  hiçbir din, kültür ve medeniyet göstermez.

Hangi din ’’Cennet annelerin ayağının altındadır’’, hangi kültür ‘’Ana gibi yar vatan gibi diyar olmaz’’, hangi medeniyet ’’kadınları her türlü cinsel obje ve reklam aracı olmaktan men ederek evinin sultanı ve cenneti ayakları altına seren anne olarak baş tacı eder?

İslam toplumları kendi din, kültür ve medeniyetine sırt çevirip batıyı kıble edindikten sonra, oraya ait ne varsa (doğru yanlış demeden) sorgusuz sualsiz kendimize mal etmeye başladığımızdan itibaren bu değerleri kaybetti isek; suç dinimiz ve kültürümüzde değil, onları hayatımızdan çıkaran bizlerde. Allah erkeği kadına, kadını erkeğe muhtaç olarak yaratmış, ikisinden de insanlık alemini türetmiştir

Kadın düşmanlığı nasıl hastalıklı bir ruh hali ise, erkek düşmanlığı da aynı derecede ruhi bir hastalıktır. Bunlar bizim toplumumuz içine batılılaşma sendromuyla birlikte giren virüsler ve her biri Truva atı ölçüsünde olan tuzaklardır.

Türkiye batılılaşması teknolojik, bilimsel, sanayi, ekonomi ve endüstri alanlarında değil, bilakis toplumumuzu İslam’dan, Kur-an’dan, kültür ve medeniyetimizden koparma ve onlara düşmanlaştırma yönünde yapıldı.

Kendi ahlak ve kültürümüzden, milli değerlerimizden kopma ve koparılma tuzağı bizi kendi benliğimizden, kimliğimizden uzaklaştırarak yozlaşmaya, soysuzlaşmaya ve Mankurtlaşmaya kadar götürdü.

CHP tek parti diktatörlüğünün din düşmanı, gayri milli politikaları bir İslam toplumu olan milletimizi bir inkar toplumu haline getirmek için batılılarca bir araç olarak kullanıldı.

Kuranın ve Ezanın yasaklanması, camilerin ve İslami eğitim müesseselerinin kapatılması, inkarcı milli eğitim  politikaları, her alanda batıya öykünme ve her hususta batılı gibi düşünme ve olma özentisi, süngü ve dipçik zoruyla, darbe ve tehditlerle milletimize zorla zorbalıkla dayatıldı. Ne yazı ki, içimizde hala bu faşist diktatörlük dönemine özenen, onu özleyen Mankurlar var.

8. Mart.2019  Akşam vakti ‘’Dünya kadınlar günü’’ münasebetiyle Taksimde, ‘’Feminist Gece Yürüyüşü’’ adıyla yapılan toplantı sırasında Akşam ezanı okunmaya başlayınca bir gurup feminist mankurt  Ezanı düdük ve ıslık sesiyle protesto etmesi içimizde yaşayan Bizans artıklarının o gün, orada kin ve nefretlerini kustuğu andı. Biz bu filmi ‘’12 Eylül’’, ‘’28 Şubat’’, ”Cumhuriyet Mitingleri” ve ‘’Gezi’’ eylemlerinde de görmüştük.

“Kadınlar günü”, “Sevgililer günü”, “1 Mayıs”, “Anneler veya babalar günü…” gibi içimize sokulan bütün bu uydurma bayram ve günler kendi ahlakımızı, kültürümüzü, aile ve toplum yapımızı dağıtmak, iç barışımızı bozmak için sinsice içimize sokulan fitne virüsleridir.

Müslüman bir kadının hak ve hukukunu koruması için, kadını cinsel bir obje ve satılık bir mal gibi gören Avrupa kültüründen alacağı ve öğreneceği bir şey yoktur.

Türkiye ve İslam alemindeki ideolojik mücadele ve kavgalar gönlünü Olimpus dağının sahte tanrılarına kaptıranlarla, kalbini Allaha ve resulüne veren İslam Medeniyet ve Kültürünün çocukları arasında cereyan etmektedir.Sağ sol, Kominist kapitalist, Laik anti laik vs. hepsi birer oyunun ve tuzağın bir parçasıdır.

Batılılar ve onların ülkemizdeki ikiyüzlü yandaşları Salahaddin Eyyubi’ nin, Nureddin Zengi ‘nin, Kılıçarslan’ın, Alpaslan’ın Müslüman evlatlarını iki asırdır Hıristiyan haçlılara benzetip onları mankurtlaştırmaya çalıştı. Batıdan gelen ..izm’ler, sahte gün ve bayramlar gibi feminizm akımı da müslüman kadınların içine sokulan bir fitne idi. Bu oyunları her zaman gördük ve onların acı meyveleri hala ağzımızı buruyor.

Taksimde ezanı protesto  edenler vatanımızda Müslüman kimliği ile dolaşan Bizans artığı şerefsizlerdir. Asırlardır bu topraklarda ezanlar dinmez, tekbirler eksilmez. Taksimde itler ulusa da, köpekler havlasa da asla Ezanlarımıza  zerre kadar bir zarar veremez. İtler ürür,  rabbimize uzanan kervanımız yürür Allahın izniyle.

Arif Altunbaş, Haber 7

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Karanlık aydınlar ve yerli yabancılar

Arif Altunbaş Türkiye gibi kendi kimliği, benliği, medeniyeti ve kültüründen koparılmak istenen ülkelerde, “aydın” kavramı, …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir