Salı , 17 Haziran 2025
Son Dakika Haberler
İsrail-İran çatışması ne anlam ifade ediyor?

İsrail-İran çatışması ne anlam ifade ediyor?

İsrail’in İran’a yaptığı saldırı barbarcadır ve şiddetle kınıyorum.

İran Genelkurmay Başkanı, nükleer çalışmalar yapan bilim adamları hedef alındı ve katledildi.

Bu ürperticidir.

İsrail bütün uluslararası kuralları ayakları altına almakta zırnık kadar sakınca görmüyor!

İran’ın Tel Aviv’i, Hayfa’yı vurması önemlidir. Bu adamlar bu dilden anlıyorlar!

İsrail’in İran’a yaptığı saldırı ürperticidir ama aynı zamanda ayartıcıdır.

Neden ayartıcıdır?

Bu sorunun cevabı şu kritik soruda gizli: Bu İran-İsrail çatışması neden şimdi patladı ve neyi hedefliyor?

Tam dünyanın dikkatleri Gazze üzerine odaklanmışken ve İsrail Madleen Gemisi eylemiyle köşeye sıkıştırılmışken, bütün dünyada Gazze’ye planlanan büyük yürüyüş, küresel intifada ilk defa gerçeğe dönüşmek üzereyken İsrail’in İran’ı vurması, bütün dikkatlerin Gazze’den İran’ın mağduriyeti ve İsrail’e direnen ülke olduğu ayartısına çekilmesine ve bu hâdisenin bir anda dünya gündemine oturmasına yetti.

İran, İsrail›in saldırısına balistik füzelerle cevap veriyor…

Tel Aviv ve Hayfa’ya füze fırlatıyor. Şimdiye kadar İsrail’i perişan edecek büyük bir zarar verebilmiş değil.

İsrail ile İran arasında yeni bir danışıklı-dövüş yaşanıyor. Tam bir şah-mat hikâyesine tanık oluyoruz.

İsrail’in İran’ı vururken hedefleri neydi ve hedeflerine ulaştı mı?

Öncelikle, dikkatleri küresel intifadanın eşiğine gelen Gazze’den uzaklaştırmaktı. Bunu başardı, ne yazık ki! Oysa yaklaşık iki yıldır süren İsrail soykırımına karşı ilk defa küresel ölçekte bir bilinç ve duyarlık oluşmaya ve bütün dünya Filistin için, Gazze için ayağa kalkmaya başlamıştı.

İsrail-İran arasında yaşanan çatışma, Refah Sınır Kapısı’ndan gerçekleştirilen ablukayı kırma girişimlerini bir anda suya düşürdü! Oysa ilk defa bu kadar yaklaşmıştı bütün dünya Gazze’lileri zulümden ve soykırımdan kurtarmaya! İlk defa!

Ama İsrail-İran çatışması, küresel intifadayı sabote etmeye yaradı, dikkatlerin Gazze’den İsrail-İran çatışmasına çevrilmesine neden oldu.

İkincisi, İran’da halkla rejim arasındaki gerilim son haddine ulaşmıştı, artık bu gerilim sona erdi, İran rejimi İran halkını rejim etrafında kenetlendirmeyi başardı.

Üçüncüsü, İran’ın hem mağdur hem de kahraman yapılması.

Böylelikle “direniş cephesi” denen sadece İran’ın bölgeye daha fazla yerleşmesine imkân tanıyan rolünün güçlenmesi, İran’ın İslâm dünyasını boyunduruğu altına almasının meşrûlaştırılması, böylelikle İran’ın aynı anda mağdur ve kahraman yapılarak önünün açılması…

Ve Türkiye’nin önünün tıkanması. En önemli ve uzun vadeli hedef bu. İsrail’in korkulu rüyası İran değil, Türkiye’dir. Esed rejiminin devrilmesi ve Suriye’de barış ve istikrarın sağlanması sürecinde Türkiye doğrudan belirleyici rol oynadı.

Evet, asıl hedef Türkiye’dir. Türkiye bölgenin büyük ölçekli bir bölgesel savaşa sürüklenmesine şiddetle karşı çıkmalı, İsrail ile İran arşındaki gerilimin derhal sona erdirilmesi için bütün diplomatik gücünü ve birikimini seferber etmeli.

En önemlisi de, Türkiye, İsrail’in Türkiye’ye karşı eninde sonunda ölümcül bir saldırı başlatma planları yaptığını asla unutmamalı ve bütün stratejilerini İsrail’in hedeflerini suya düşürecek büyük askerî – teknolojik hazırlıklarını tamamlamaya dönük olarak planlayarak hayata geçirmeye odaklanmalı.

Özetle söylemek gerekirse… Dünyanın gündemi ilk defa bu kadar küresel ölçekte Gazze olmuşken, bir anda nasıl da gündemden düşürdüler Gazze’yi!

Bu tesadüfi olabilir mi?

İkincisi de, İsrail’in İran’ı vurmasıyla birlikte İran misilleme yapacak, İsrail’in İran’a verdiği zarardan çok çok daha düşük zarar verecek ama bu İran’ın bölgeye yeniden yerleştirilmesinin önünü açacak.

İsrail’in baş düşmanı İran değil biziz. Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Sünnet’in omurgası Türkiye. Laik Türkiye değil, Müslüman Türkiye.

Siyonistler bizim devletimizi, koskoca Osmanlı’yı yok etti, İngilizlerle birlikte. Siyonistleri buradan İran değil, biz süreceğiz yarın… Az kaldı…

Siyonistler de, Batılılar da İslâm dünyasında büyük mezhep çatışması çıkarmak ve Ehl-i Sünnet’in yaptığı tarihî atılımı bir daha yapmasını ve yine omurga rolünü oynamasını imkânsızlaştırmak için İran’ın önünü açıyorlar.

Türkiye, İran’la iş birliğini sürdürecek ama İran Türkiye’nin altını oymaya devam edecek…

İran’ı İslâm dünyasının istikrarını bozacak emperyal güç haline getirerek İslâm dünyasının başına bela etmek istiyorlar. İslâm›a karşı İslâm Savaşı’nın kalıcı tohumları ekiliyor İran güçlendirilerek ve bölgenin başına bela edilerek… O yüzden Sünnî lider Mursi’ye 5-6 sene bile tahammül edemediler, Erdoğan’a kaç kez darbe tezgâhladılar, şimdi de tezgâhlıyorlar!

Ama Batılılar, İran’a kem küm ettiler fakat nükleer güç yaptılar! “Molla rejimi” diyerek aşağıladıkları İran rejiminin Irak’a yerleşmesini, Suriye’de yarım milyon Sünnî Müslümanı kıtır kıtır doğramasını, Yemen’i, Beyrut’u, Körfez ülkelerini işgal etmesini sağladılar…

İran, önümüzdeki yarım asır içinde Sünnî dünyayı, Afrika’yı hızla şiîleştirecek… Türkiye’de de çok hızlı bir şiileştirme projesi yürürlükte…

Siyasette, sivil toplum kuruluşlarında ve sosyal medyada terör havası estiren İran’dan beslenen kişi ve kurumların bu ülkeyi karıştırmalarına, istikrarsızlaştırmalarına asla göz yumulmamalı!

Vesselâm.

Yusuf Kaplan

Yorum yap

Ayrıca Bakınız

CHP YIKILACAK DUVARIN ALTINA GEÇMİŞ BEKLİYOR

CHP YIKILACAK DUVARIN ALTINA GEÇMİŞ BEKLİYOR

Dün CHP olağanüstü genel kurultayı yapıldı. Alelacele alınan bu kurultayla Özgür Özel bir taşla üç …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir