Doksanlı yıllarda…
Dükkanıma her hafta gelirdi. Çorap satardı… Benzer şeyler satardı. Her hafta değişik ürünlerle gelirdi.
Bilmiyorum herkese de öyle mi derdi ama bana hep “baba” derdi. Alacağı paraya kendisi ne kadar istiyorsa o kadar bir şeyler koyar parayı alır ve giderdi.
Bir gün oturttum. Çay söyledim konuştuk.
İki karısı varmış. Üçüncüyü de alayım mı almayayım mı diye düşünüyormuş.
Anlatırken keyiften uçuyordu.
İki karısı esasen iki bacı imiş. Üçüncü diye düşündüğü de karılarının annesi imiş.
Herhangi ayıp veya günah bir şeyi anlattığına dair en küçük bir hassasiyeti yoktu. Kendi kahramanlığini anlatıyor ve belki benden aferin bile bekliyordu.
Bir şeyler demeye kalktım… “Sen ne diyorsun baba. Bizim mahalle hep böyle” Diye diye gitti.
Sonraki haftalarda da geldi ama ya kendisi bir şeyler anladı ya ben birşeyler yaptım ki bir daha da gelmedi.
O kişi kimdi?
Bir yurdum insanıydı. Ayrıca kendine ve kendi milletine ait bir kimliği vardı.
Millet onlara herhangi birisi değil kendi milletlerinin adını verir ama neticede hepsi Türk vatandaşı ve tanımda da Türk ve bir bakışa göre de müslüman bile deniliyorlar.
Diyeceğim….
Gündüz TV’ programları böylesi rezillikler ile dolu.
Bu programlar yetmiyor ayrıca bu programlardaki rezilliklerin haberleri de yapılıyor.
Biz de bunlara “Nasıl olur bu ülke nasıl bı hale geldi” diye güya kızmış gibi yapiyoruz.
“Mış gibi” yapıyoruz ama hiç düşünmüyoruz ki, aslında bu programlar yüzde yüzü milli eğitim tezgahından geçmiş milletin “aileler olmasa” nasıl bir insan türü yetiştirmiş olduğunun da resmini vermektedir.
Türk Eğitim sistemi bu resimlerden çok net görünüyor. Çocuklarımızın nasıl bir düzene teslim edildiğinin bundan daha açık resmi olamaz.
Proje okullarında öğretmen ve öğrenci direnişleri bu eğitim sisteminin ne kadar yerleşik olduğunun bir başka resmidir.
Övünebiliriz.
Yüz yılda seksen milyon genç yarattık her yaştan
….
Aman dikkat… Türk Milli Eğitim sistemi gündüz tv kuşaklarına insan yetiştiren bir Eğitim düzenidir ve çocuklarınızı bu düzene karşi mutlaka koruyun.
Mutlaka koruyun.
Yoksa tv de görürsünüz onları.