Kemal Filiz
Kendi ülkemizie gezmek kendi kültüritarih ve cağrafyamızı tanımaktır. Kendi tarih, kültür ve coğrafyamızı tanımak kendimizi tanımak ve keşfetmekle eş değerlidir.
Biz, kimiz, nereden geliyor nereye gidiyoruz, hangi tarih ve kültür havzasının çocuklarıyız bunları bilmek geleceğimizi kurgulamak açısından çok değerli ve önemlidir.
Bu gezi notlarımda sizleri tarih öncesine götürmek istiyorum. Türkler Anadaoluya gelmeden bu yurtta yaşayan tarih öncesi insanların ve medeniyetin beşiği olan Anadolunun en kadim tarihi mirası olan Hattuşa’ ya. Orada çektiğim fotoğrafları paylaşmak, duygu ve düşüncelerimin bir kısmını sizlere de taattırmak benim için bir onur ve zevk.
Ülkemiz kadar tarihimiz de güzel ve muhteşem. Oraları gezmek görmek ve bilmek lazım. O da bizzat oranın taşına toprağına dokunarak, tarihinin derinliklerinden gelen sesleri ve iniltileri, ninnileri ve kahramanlıkları acıları ve hüzünleri duyup onlara ortak olmakla oluyor.
Bir kale kapısından kadim bir şehrin yanmış yıkılmış mahallelerine girmek, oralardan bir bin ikibin yıllık bir geriye nuzanmak bir saniyelikte olsa o zamanı yaşamak veya hissetmek kadarr insana mutluluk veren ne olabilir ki. Dokunduğunuz her taş, toprak, antik alet edeavat insanlığın gelecek nesillere bıraktığı bir miras.
taş duvarlar arasında asırlarca ayakta gelip ziyaret etmeniizi bekleyen iki insan umutla sizin gelip buraları ziyaret etmenizi bekliyor. Varsa tarih bilginiz ve onların zamanına uzanan yüreğiniz isterseniz onlarla konuşabilirsiniz.
Buyrun tarih mezarından çıkmış ve ayağa kalmış, ayakta ve nöbette sizin gelip onları ziyaret etmenizi bekliyor.
Burası kadim ulusların ve medeniyetlerin kurulup yıkıldığı yerin üstüyle altıyla dünyanın en zengin ve güzel ülkesi TÜRKİYE: