Cumartesi , 19 Nisan 2025
Son Dakika Haberler
FİTNECİ VEZİR HİKÂYESİ

FİTNECİ VEZİR HİKÂYESİ

Hikaye Mesnevî’den… Mevlana Mesnevi’sinden..

Keferelerin casusu İslam ulkesinde vezirlik makamina kadar yükselir. 

Hedefinde padişahlık ve böylece ülkenin mahvedilmesi vardır. 

Memleket huzur içindedir.  

Fakat vezir memlekette fakirlerin lehine olarak bazi mali duzenlemeler yapılmasını istemektedir. 

Yaptığı fakirlik tanımına göre de padişah sarayının dışında kalan herkes fakirdir. Dolayısıyla vezir saraya karşı halkın sözcülüğünü yapar gibidir.

Gibidir de degil aynen öyledir.

Ülke gerildikce gerilmektedir. 

Padisah uyumdan yanadır ama vezirin istediklerinin oluru mümkün değildir. Dedigi olacak olsa ülke belki ordusuz bile kalacak; üretim duracak herkes elindekini yemenin yoluna gidecektir.

Padisah adım atmak ve bir orta yol bulmak ister ama vezir illa kendi dedigi gibi olmasını başka türlü bir anlaşmaya da yanaşmayacağını hatta gerekirse bu ugurda ölümü dahi göze aldığını söyler. 

Sadece soylemekle de kalmaz kendisini bir magaraya hapseder. 

Pâdişâh dediklerini kabul etmediği takdirde gerekirse burada öleceğini de ilan eder.

Araya beyler girer. Komutanlar girer. Cok hatırlı kisiler girer. 

Hatta sultan “tamam” der. 

Sultan tamam deyince aracilar veziri gidip çıkarmak isterler. Vezir disarida olup biten her seyden haberlidir. Bu yuzden görüşmeye gelenlerle görüşmeyi de reddeder. Oyle ki elçiler vezire sultanin “tamam” dedigini bile diyecek yolu bulamazlar.

Süreç bir sure de böyle gider..

Sonunda vezir der ki

Tamam görüşmeyi kabul ediyorum ama gelenleri heyet olarak degil birer birer kabul edecegim.

İstek kabul edilir.  En rütbeliden başlayarak her birisi sira ile içeri girerler ve bir sure sonra da dışarı çıkarlar. Dışarı çıkan herkesin ağzına kilit vurulmuş gibi hic bir sey konuşmuyorlar. Herkes bir haberi bekler gibi bekliyor.

Ne oldu dersiniz?

Vezir iceriye aldığı herkese aynı sözü söyler. 

Der ki:

Tamam ben çıkacağım ama padişaha güvenmiyorum. Bir gece daha bekleyip öyle çıkacağım. Korkuyorum ki ben dışarı çıkar cikmaz beni öldürtecektir. Hatta burada bile tam emniyette degilim. Başıma bir hal gelirse benim emanetim sendedir ve kanimin varisi de artik sensin. İste sana bunun nişanesi olarak yüzüğümu veriyorum.

Magaraya giren herkes bu emanet ile çıkmıştır.

Herkes ertesi günü bekler. 

Ertesi günü gelirler.  Gelirler ki Veziri alip da padişahın huzuruna gideler.

Fakat iceriye girerler ki vezir ölmüştür. Ölmüş ama öldürülmüş gibidir.

Ne olur dersiniz?

Herkes vezirin emaneti bendedir diye vezirin kaninin bedelini sormak icin ayaklanır. Bir elleriyle bir bir birleriyle bir elleriyle sultan ile savaşa tutuşurlar.

İslam ulkesi bir uçtan bir uca kan deryasına döner.

Kâfirlerin yani vezirin hedefi de budur.

Vezir ölmüştür ama zaferini kazanarak ölmüştür.

Turkiye böyle bir takim vezirciklerin surecini yaşıyor.

Ama ben diyeyim.

Öldükleri ile kalırlar. Magaradan cesetlerini çıkaracak kisi de olmaz.

Oyle giderler.

… 

Bu yazımız iki yıl önce facebook sayfamda yayınlanmış bir yazıdır. 

Yorum yap

Aydın Aydın *

Tüm Yazıları →
Aydın Aydın

Ayrıca Bakınız

“DÜŞMAN” VE “KARDEŞ” KELİMELERİ ÜSTÜNE BİR HASBİHAL

“DÜŞMAN” VE “KARDEŞ” KELİMELERİ ÜSTÜNE BİR HASBİHAL

Dilinizi islam aklına devşirmediğiniz sürece niyetiniz ne olursa olsun, diliniz ve kelimeleriniz ile  küfre ve …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir