Bunları tanımak istiyorsanız: Başkan Tayyip Erdoğan, AK Parti, MHP ve Büyük Birlik Partisinin oluşturduğu Cumhur İttifakına karşı ve düşman olanlar olarak özetleyebiliriz. Bu düşmanlık askeri, siyasi, ekonomik, kültürel, coğrafi, tarihi ve medeniyet değerleri bağlamında milletimizin dününü, bugününü ve geleceğini hedef alan gayri nizami bir savaşın sadece medya ayağını oluşturuyor.
Askeri olarak; Kıbrıs’ta, Irak’ta, Kuzey Suriye’de, Libya’da, Karabağ’da, Doğu Akdeniz’de, Adalar (Ege) Deniz’inde, Karadeniz’de farklı zamanlarda, suni gündemlerle değişik isimler altında, Türkiye’nin çıkar ve menfaatleri gasp edilmek ve Türkiye’nin eli kolu, gözü, kulağı bağlanarak Anadolu kıtasına hapsedilmek isteniyor.
Satılmış medya organları ve onların tescilli çalışanlarının ortak hedefleri Erdoğan’ın ve Türkiye’nin liderliği meselesidir. Bunlar batılılardan milyonlarca dolar bağış adı altında para alarak düşmanlarımızın tetikçiliğini yapıyor.
Haçlılara karşı 1071 de açılan bayrağın altında bir yumruk gibi kenetlenen milletimizin savaşı bugün de, değişik adlarda ve cephelerde aynen sürüyor. Erdoğan’ın ve onu destekleyen Cumhur İttifakı parçalanırsa; Alpaslan ve Kılıçaslan ordusunun siyasi, askeri, ekonomik kanadı mağlup edilerek Türkiye yeniden Haçlılara ve onların izini izleyen yerli münafıklara teslim edilmek isteniyor.
Türkiye’de ve tüm İslam coğrafyasında Allah’ın kullarıyla doların kulları arasındaki Hak ve batıl mücadelesi bugün de hız kesmeden devam ediyor. Bu mücadele, bazen; Kıbrıs’ta, Suriye’de, Libya’da, Karabağ’da olduğu gibi savaş meydanlarında, bazen; IMF, Boykot, Dolar krizlerinde, ekonomik alanlarda, bazen; darbeler, anarşik olaylar, siyasi krizler çıkararak, bazen; devrimler masallarıyla kültür, eğitim, tarih ve ahlak alanlarında Haçlılarca fonlanan, siyasi ve askeri taraflarca sürdürülüyor. İhanetin her çeşidi ve türünü dışarıdan; düşmanlarımızca, içeriden; dönme fırıldaklar ve yerli münafıklarca yapıldığı görüyoruz.
Amerikadaki ‘’Chrest Foundation’’ vakfınca beslenen medya kuruluşları liste halinde yayınlandı. ABD’nin Irving şehrinde bulunan vakıf; 1) Türkçe yayın yapan ‘’Medyascope’’, ‘’tarafsız, ana akım haber yapımcılığı ve yayıncılığı’’ adı altında 2016’dan 2020 yılına kadar toplam 476 bin 720 dolar ‘’destek’’ alıyor. 2) ‘’Serbestiyet’’ internet sitesi, Partizan olmayan habercilik yaptığı için 50 bin dolar alıyor. ABD vesayetin öteki uzantları ise; 3) ‘’Bağımsız Gazetecilik Platformu P24’’, 4) ‘’Mezopotamya Vakfı’’,5) ‘’Anadolu Kültür Derneği’’, 6) ‘’Hrant Dink Vakfı’’, 7) ‘’Filmmor Kadın Kooperatifi’’,8) ‘’İstanbul Kültür Sanat Vakfı’’, 9) ‘’140 Journos’’, ‘10) ‘’Hafıza Merkezi’’, 11) ‘’Sivil Sayfalar’’, 12) ‘’Sabancı Üniversitesi’’, 13) ‘’Mekanda Adalet Derneği’’,14) ‘’Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi’’ (EDAM) ile 15) ‘’TESEV’’, 16) ‘’Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı’’ (TAPV), 17) ‘’Yurttaşlık Derneği’’ ve 18) ‘’Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’’ (DİSA)’’ bağış adıyla milyonlarca para alarak emperyalizmin kılıcını sallıyorlar.
Batılı emperyalistlerin Türkiye’deki fonladıkları medya kuruluşlarına yüzbinlerce dolar hibe verenler bunları babasının hayrına yapmıyor. Her alanda olduğu gibi medya cephesinde de ortalıkta ajanlık, provakatörlük yapan it sürüsü gibi satılmış kalemler var. Hükümet aleyhine yaptığı videolar ve Kemal Kılıçdaroğlu güzellemeleri ile Türkiye’de faaliyet yapan ABD beslemesi ‘’140Journos’’ kanalı gibi size tanıdık gelen bir çok kurum ve kuruluş dışarıdan destek ve yardım alarak bu faaliyetlerini yürütüyorlar.
Kalemleri vesayet altına alınan yazarlar, medya kuruluşları bu ilan edilenlerden ibaret değil elbette. Bu Aysberk’in su yüzündeki görünen bir kısmı. Sadece Wagner’in paralı askerleriyle karşı karşı değiliz yani. Basın, medya, siyaset, ticaret, sanat edebiyat, kültür gibi her alanda ve cephede emperyalizmin paralı askerleriyle çetin bir savaş halindeyiz.
En tehlikeli ve en büyük rakiplerimiz ülkemizin içinde emperyalistlerin destek ve yardımlarıyla çöreklenmiş kör yılanlar. Yani; aklını, kalemini, kelamını, fikir ve düşünce namusunu ABD’ye teslim etmiş olanlar.
Bizim siyasette de, ticarette de, ekonomide de, medyada da, kültür ve sanatta da göğüs göğüse savaştığımız insanlar bizden görünen ama bizim azılı düşmanlarımız olan yerli münafıklardır. ‘’Onların kalplerinde hastalık (şüphe ve şehvet) vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemeleri/Yalanlamaları nedeniyle onlar için can yakıcı bir azap vardır. Onlara: ’’Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” denildiğinde: “Biz sadece ıslah edicileriz.” derler. Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridirler. Lakin farkında değillerdir. Sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler. (Böyle oldukları için de) onlar (imana) geri dönmezler. (1)
‘’Münafık iki sürü arasında gidip gelen şaşkın bir koyun gibidir. Münafığın alameti üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete ihanet eder’’’’ (2)
Sessizce düşünün! Bu hadis Size hangi siyasetçiyi ve partiyi hatırlatıyor?
Arif Altunbaş, Haber 7
Dip not;
1)(Bakara;10,11,12 ve 18)
2) Hadis; Buhari, Merda, 1