Bu güzel adamlar bizim yolumuzdaki işaret levhalarımız olan ağabeylerimiz, büyüklerimiz idi.
Gönül ehli, hasbi ve yiğit insanlardı.
Mehmet Akif İnan’ın (ra) Hocam olması hasebiyle ben bu güzel insanları Ankarada, en delikanlı zamanlarımda ”Edebiyat Dergisi” ve ”Maverada” tanıdım. Ve koca Adamlar arasında ufacık iken bu günlere geldim.
M. Akif İnan Hoca hariç istediğim kadar onlarla konuşamadım. Serde Akıncı’ lık vardı.
”Siz oradan, biz buradan kıracağız zincirleri” diye Avrupa, Asya, Afrika demeden gece gündüz, dere tepe, mayınlı tarlara ve sınırları aldırmadan bir ömür koşup durduk.
Allah ‘ın izniyle… Son nefesimize kadar halen koşmakta ve koşacak olan Akıncılarız. İslamı 1 Dolara satanlar gibi şana, şöhrete, mala mülke, mevki ve makama değişenlere kapılmadan, aldırmadan…Onun bunun yatına, katına, servetine bakarak hayıflanmadan…
İşte bu çizgi, bu duruş, bu anlayış önden giden ağabeylerimizin, önderlerimizin karakterleri haline gelen ahlakıydı.
Tüm genç kardeşlerime, dost ve arkadaşlarıma tavsiyem; size yol ve yöntem gösterek, istikamet tayin eden elinden, eteğinden tutacağınız bir büyüğünüz, hocanız, ağabeyiniz olsun diye tavsiye ediyorum.
İnsanı malı, mülkü, makamı, mevkii, şanı, şöhreti, serveti büyütmez. Hatta; onları Allah yolunda kullanmıyorsa; onlar sahibini bir yüktür.
Büyüklük, ululuk ve saygınlık Allaha yakınlıkla ulaşılan bir mertebedir.
Yedi güzel Adam, Yedi güzel insan, yedi güzel Müslüman olan ağabeylerimizin sonuncusu da nehrin öteki yakasına beyaz bir ata binerek göçtü.
Hicretin kutlu, makamın efendimize komşu, kabrin pür nur olsun.
Sizden önce nehrin karşı sahiline geçen ağabeylere selam ve dualar.
Onları hep sevdik ve şimdi de hep özlüyoruz.
Bu özlem zincirine Rasim ağabey de katıldı.
Kalemiyle ömrü dava yolunda koşarak geçtiği için sevinçli, onu kaybettiğimiz için üzgünüm.
***
Yıkılan Çınarın ardından